Toplantının açılışında konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Başar Yaltı, norm, sosyal olgu ve etik değerin bir avukatlık mesleği için yaşam biçimi ve felsefesi olduğunu, felsefeden uzak kalan bir avukatın hukukçuluktan da uzak kalabileceğini söyledi.
 
Avukatlık mesleğinin sorunları çözmek ve adaleti sağlamak amacıyla var olduğunu belirten Yaltı, ‘tümden gelen, tüme giden’ sistematiği içersinde diyalektiği bilmeyen bir avukatın mesleğini icra etmesinin zor olduğunu bildirdi.
 
Toplantıyı Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu Başkanı Av. Sahir Bafra yönetti. Toplantının konuk konuşmacısı ise İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Işıktaç’dı.
 
Prof. Işıktaç, konuşmasına genel bir çerçeve çizerek başladı. Felsefenin iki açılımının bulunduğunu, bunlardan birinin Birikimli Felsefe, yani felsefecilerin felsefesi, klasik felsefe olduğunu, diğerinin ise eleştirel felsefe tutumu, yani yıkıcı felsefe olduğunu belirten Işıktaç, daha çok ikinci şık üzerinde duracağını belirterek dinsel umutsuzluk, siyasal ve sosyal umutsuzluk, aktif ve pasif nihilizm konularına açıklık getirdi.
 
Konuşmasını “insanları sevmeliyiz, komşularımızı sevmeliyiz”  felsefi temeline oturtan Işıktaç, felsefenin sürekli sorun yarattığını, insanları tartıştırdığını, toplumda diyalog kanallarını açtığını, bu nedenle felsefenin önemli bir görevinin bulunduğunu söyledi.
 
Savunmanın felsefesi üzerinde de duran Prof. Dr. Yasemin Işıktaç, avukatların kamu yararına da çalışan bir mesleğe sahip olduklarını, yargılamada hâkimin tek başına karar vermediğini, taraf avukatlarının yaptıkları savunmaların hâkimlerin karar vermesinde etkili olduğunu bildirdi.  
 
Herkesin aynı görüşte olduğu bir dünyanın mümkün olmadığının altını çizen Işıktaç, toplumdaki ve insanlardaki görüş ayrılıklarının sürekli sorun yaratacağını, haksızlıklar olacağını, böyle durumlarda adaletin sağlanması gerektiğini belirtti. Işıktaç, “Adalet ayaklarımızın bastığı yerdir. Aşağısı çöplüktür. Adalet, hakkı olana hakkını vermektir” dedi.
 
Savunmanın, hukuk içinde kalarak ya da hukuku altüst ederek (yıkıcı savunma – J.Verges) yapıldığını kaydeden Yasemin Işıktaç, savunma mesleğini yerine getirenler için felsefenin önemine değinerek “avukatlık meslek profilini ancak felsefe yükseltebilir” dedi.
 
Daha sonra soru-cevap ve katkıda bulunma bölümüne geçildi. Işıktaç bu arada, katılımcıların sorularını yanıtladı ve verilen katkıları değerlendirdi.
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Başar Yaltı da, avukatlık mesleği açısından kısa bir katkıda bulundu. Tez-antitez ve sentez formülünden hareketle, tez ve antitez’in avukatlar tarafından, sentezin ise hâkim tarafından yerine getirildiğini belirten Yaltı, önemli olanın hukuku mekaniklikten çıkarmak olduğunu, bunu da yorumun sağlayacağını söyledi. Yorum güçleri olan hukukçuların yargıcı düşünmeye sevk edeceğini kaydeden Yaltı, ancak bu yapılırsa, yani yargıç ikna edilirse beklenen kararın elde edilebileceğini savundu.
 
Başar Yaltı, savunma felsefesinde diyalektik mantık ve yorum yapma yeteneğinin yattığını, bu nedenle toplumu özgürleştirmek için her yola başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.
 
Toplantının sonunda İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Başar Yaltı, Toplantının konuşmacısı Prof. Dr. Yasemin Işıktaç ve toplantıyı yöneten Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu Başkanı Av. Sahir Bafra’ya Teşekkür Belgesi sundu.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


İstanbul barosu