Mahkeme kararı olmadan İP adresi ve bağlı verilere girmek AİHS 8. maddenin ihlalidir,

Slovanya  Polisi çocuk pornosu paylaşan İgor  Benedik’e kullandığı İP adresini tespit etmek suretiyle ulaştı.

Benedik dinamik İP kullanmaktadır. Polis İP bilgilerini Slovanya yetkililerinden aldı.

AİHM İP adresinin kişisel veri olduğunu ve sözleşmenin Ailenin ve Özel Hayatın Korunmasını düzenleye 8. Maddesi ile korunduğunu, mahkeme kararı olmadan bu verilere ulaşmanın hak ihlali oluşturduğunu söyledi.

2008 yılında Benedik Slovanya mahkemesi tarafından hapis cezasına mahkum oldu ve cezası ertelendi.

Benedik bunun üzerine 2009 yılında yüksek mahkemeye başvurdu. Yüksek mahkeme 6 ay hapis cezasına hükmetti.

Benedik 2011 yılında kararı  temyiz etti ve ret aldı.  Başvurusu 2014 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından da ret edilince Benedik AİHM’e  başvurdu.

AİHM 24 Nisan 2018 tarihinde hak ihlali kararı verdi ve Benedik’in mahkeme masrafları için 3522 EURO verilmesine karar verirken tazminata hükmetmedi.

KAYNAK: http://www.total-slovenia-news.com/news/1113-eu-court-slovenia-violated-the-right-to-private-and-family-life-of-child-porn-distributor

AİHM Kararının Türkçe Çevirisinden Alıntı

  1. Mahkeme, Hükumet’in polis tarafından alınan abone bilgilerinde, başvurucunun değil, yalnızca başvurucunun babasının adının ve adresinin verildiğine ilişkin argümanını ele almalıdır (bkz. yukarıdaki 91. paragraf).Bu bağlamda, Mahkeme, kişisel veri tanımında, sadece hali hazırda tespit edilmiş olanları değil, aynı zamanda tespit edilebilecek bireylerin de kastedildiği hususunun genel olarak kabul edildiğini gözlemlemektedir.(bkz. yukarıda paragraf 40, 47, 53, 54, 55 ve 58).
  2. Mevcut bağlamda, başvurucunun internet kullanıcısı olduğuna bkz. yukarıdaki 56. paragraf) ve polis tarafından izlenen çevrimiçi aktivitesi olduğuna dair şüphe yoktur.Mahkeme ayrıca başvurucunun, kendi evinde kendi bilgisayarından İnterneti kullandığını gözlemlemektedir. Polisin elde ettiği abone bilgisinde başvurucunun isminden bahsedilmemesi önem arz etmemektedir. Gerçekten de, bir ev halkının, ailenin birkaç üyesi tarafından kullanılan İnternet hizmeti için tek bir abonelik yapmaları olağandışı bir durum değildir. İnternet’in kişisel kullanımıyla ilgili abone bilgileri açığa çıkarıldığında dolaylı olarak bağlantılı kurulacağından, İnternet hizmetine kişisel olarak abone olmamaları, gizlilik beklentilerini etkilemeyecektir.
  3. Davaya konu tedbirin amacının, yani polisin, mahkeme kararı olmaksızın, İsviçre polisi tarafından sağlanan dinamik IP adresi ile ilgili abone bilgilerinin elde etmesi, (bkz. yukarıdaki paragraf 7), bilgisayar kullanımını bir yere ve potansiyel olarak bir kişiye bağlamaktır. Adresi de içeren abone bilgileri, polisin söz konusu İnternet bağlantılarının yapıldığı evi tespit etmesine olanak sağlamıştır. Bu, başvurucunun Razorback ağının şüpheli kullanıcısı olduğunu tespit etmelerine yol açmıştır
  4. Yukarıda belirtilenleri göz önünde bulundurarak ve ayrıca, yerel mahkemelerin başvurucunun söz konusu İnternet hizmetine abone olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmediğini de dikkate alarak, Mahkeme, bu durumu, mevcut davada 8. maddenin uygulanmasında bir sorun olarak değerlendirmemektedir. Bu doğrultuda Hükümet’in, mağdurluk statüsünün bulunmadığı iddiasıyla ilgili itirazını reddetmiştir (bkz. yukarıdaki paragraf 83).

(γ) Başvurucunun makul bir gizlilik beklentisi olup olmadığı

  1. “Özel yaşam” kavramının mevcut davaya uygulanıp uygulanamayacağını tespit edebilmesi için, Mahkeme, söz konusu ağın kamuya açık olarak erişilebilir niteliği göz önünde bulundurulduğunda, başvurucunun gizliliğine saygı gösterileceği ve korunacağı konusunda makul bir beklentisi olup olmadığını incelemeye devam edecektir (bkz. yukarıda paragraf 101). Bu bağlamda, Slovenya Anayasa Mahkemesi ve davalı Hükümet (bkz. yukarıda paragraf 29’da atıfta bulunulan Anayasa Mahkemesi kararının 14 ve 18. paragrafları ve ayrıca bkz. yukarıdaki paragraf 92), başvurucunun erişimin kısıtlanmadığı Razorback ağına katılmasını önemli bulmuştur. Çevrimiçi etkinliğini ve bağlantılı dinamik IP adresini bilerek kamuoyuna açıkladığını değerlendirmektedirler. Bu nedenle, kendi görüşlerine göre, gizlilik beklentisi meşru değildir ve dahası, bundan feragat ettiği düşünülebilirdi (a.g.e).
  2. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi gibi, başvurucunun, Razorback ağından pornografik materyalleri paylaşırken, öznel açıdan, bu faaliyetin gizli kalacağı ve kimliğinin açıklanmayacağı beklentisi içinde olduğunu kabul etmektedir (bkz. yukarıda 29. paragrafta belirtilen Anayasa Mahkemesinin kararının 12. paragrafı). Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesinin aksine, Mahkeme, başvurucunun kendi dinamik IP adresini gizlememesinin, bunun mümkün olduğunu varsayarak, gizlilik beklentisinin, objektif bir bakış açısıyla makul olup olmadığının değerlendirilmesinde, belirleyici bir rolünün olmayacağını değerlendirmektedir. Bu bağlamda, Mahkeme, başvurucunun dinamik IP adresini gizli tutma hususunda değil, kimliğiyle ilgili olarak makul bir gizlilik beklentisi içinde olup olmayabileceğinin açık olduğuna işaret etmektedir.
  3. Mahkeme, daha önce, kullanıcıların mutlaka tanımlanabilir olmaksızın katıldığı çevrimiçi etkinliğin doğasıyla ilgili çevrimiçi gizliliğin anonimlik yönünü kabul etmiştir (bkz. yukarıda paragraf 105’de atıfta bulunulan Delfi AS kararı, ayrıca, yukarıda paragraf 29’da atıfta bulunulan Anayasa Mahkemesi kararının 12. paragrafına bakınız). Gizliliğin anonimliliği kavramı, mevcut değerlendirmede dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Özellikle, başvurucunun söz konusu çevrimiçi etkinliğinde kimliğini açıklamış olduğu (bu bağlamda, yukarıdaki paragraf 33’te belirtilen Yargıç JadekPensa’nın muhalif görüşüne bakınız) ya da örneğin belirli bir web sitesi sağlayıcısı tarafından bir hesap veya iletişim verileri aracılığıyla tanımlanabilir olduğu hususları iddia edilmemiştir.Bu nedenle, atanan dinamik IP adresinin, ağın diğer kullanıcıları tarafından görünür olsa bile, İSS’nin polisten gelen bir talep üzerine verileri incelemeden sözkonusu bilgisayara kadar takip edilemeyeceği gerçeğince teyit edildiğinden dolayı çevrimiçi aktivitesi yüksek derecede anonimlikle bağlantılıdır.(bkz. yukarıda paragraf 105’de atıfyapılan Delfi AS, § 148),
  4. Son olarak, Mahkeme, uygulanabilir hukuk ve mevzuat çerçevesinin, makul gizlilik beklentisinin tespitinde kesin olarak belirleyici bir faktör olmasa da, amaca uygun olabileceğini belirtmektedir (bkz. Örneğin, yukarıda belirtilen J.S. /Birleşik Krallık (karar). § 70 ve Peev / Bulgaristan, no. 64209/01, § 39, 26 Temmuz 2007). Mevcut davada, taraflardan hiçbiri, İnternet hizmetinin başvurucunun babasına sağlanması ile ilgili abonelik sözleşmsinin şartlarına ilişkin bilgi sunmamışlardır. Yasal çerçeve ile ilgili olarak, Mahkeme, yazışma ve haberleşmenin gizliliğinin Anayasa’nın 37. maddesi ile güvence altına aldığını ve bu hakka yapılacak herhangi bir müdahalenin mahkeme kararına dayanmasının şart koşulduğunu belirtmeyi yeterli görmektedir (bkz. yukarıda paragraf 35).Bu nedenle, olay zamanında yürürlükte olan mevzuat açısından, başvurucunun çevrimiçi faaliyetine ilişkin gizlilik beklentisinin teminatsız veya akıldışı olduğu söylenemez.

(δ) Sonuç

  1. Yukarıdaki tüm gerekçelerle, Mahkeme, başvurucunun kendi çevrimiçi etkinliğiyle ilgili kimliğini korunması konusundaki menfaati “özel yaşam” kavramının kapsamına girdiği ve bu nedenle 8. Madde’nin bu şikayete uygulanabileceği sonucuna varmıştır.