İflasın ertelemesinde firmalara karşı icra takibi yapıılamamakta ancak başta inşaat firmalarının hak edişleri olmak üzere bu firmaların devlete olan borçları yapılacak ödemelerden kesilmektedir, bu iflasın ertelemesi kurumu ile güddülen amaçla çelişmektedir.

İflasın Ertelenmesi 6102 sayılı TTK’nın 376 ve 377, İİK’nın 179, 179/a ve 179/b maddeleri ile düzenlenmiştir. Bu kurum, sermaye şirketleri anonim, limitet ve kooperatifleri kapsamaktadır.  İflasın ertelenmesindeki amaç aktifleri borçlarını karşılamayan sermaye şirketlerine iflastan kurtulmaları için bir şans tanıyarak iflas ile alacaklıların uğrayacağı zararların önüne geçmek ve özel teşebbüsü korumaktır.

Anayasanın 48. maddesi  “ Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır. “ düzenlemesi ile devlete milli ekonomiyi koruma görevini yüklemiştir.

Bir şirketin iflası ile hem milli ekonomi kayba uğrayacaktır ve hem de şirket alacaklıları zarar edecektir.

Ticaret mahkemesince iflasının ertelenmesine karar verilen şirket icra ve hacizlere karşı hukuki korunmaya alınmış olacaktır. Bu hukuki koruma 6183 sayılı kanundan kaynaklanan amme alacaklarını da içermektedir ancak özellikle inşaat şirketleri açısından bu koruma ile çelişen yasal düzenlemeler mevcuttur.

İİK 179/b maddesine göre : “Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.”

İİK’nin bu düzenlemesine göre iflasın ertelenmesi davası açılıp tedbir kararı alan sermaye şirketlerine karşı amme alacakları dahil icra takip yapılamayacak, haciz uygulanamayacak ve muhafaza yapılamayacaktır.

İflasın ertelenmesi tedbir kararı veya kararı olan firmalara karşı icra takibi yapılamamakta ancak bu firmaların devletten olan alacaklarından devlete olan borçları mahsup edilmektedir.

6183 sayılı amme alacakları kanunun ikinci bölümünde diğer korunma tedbirleri başlığı altında yapılan düzenleme ve bu düzenleme doğrultusunda çıkarılan tahsilat genel tebliğleri ile mükelleflerin devletten olan alacakları ödenirken “vadesi geçmiş borçları” araştırılmakta ve borçları varsa ödenecek meblağdan kesilmektedir.

Tebliğde düzenlenen ve “vadesi geçmiş borç”  kapsamında değerlendirilen amme alacakları; yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim ve banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar,  geçici vergiler ile bu vergi türlerine ait vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleridir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında olan kurumlar hak sahiplerine ödeme yaparken Maliye Bakanlığı’na bağlı tahsilat dairelerinden ödeme yapılacak firmaların vadesi geçmiş borçlarının olmadığına dair belge istemek zorundadırlar.

Benzer kesintiler gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve 5510 sayılı SGK kanunlarında da mevcuttur.

Tahsilat genel tebliğleri ve kanunlara göre yapılan bu işlemler iflasın ertelenmesi kararı bulunan sermaye şirketleri ve kooperatifler için de geçerlidir. İflasın ertelenmesi kararı bulunan sermaye şirketlerine karşı İİK 179/b’ye göre amme alacakları için icra takibi yapılamamakta ancak devletten olan alacaklarından borçları bu düzenlemelerle tahsil edilebilmektedir.

İnşaat firmaları iflas erteleme kararı alan firmalar arasında birinci sırada gelmektedir ve devlet ile en çok işi olan bu firmalardır. 

Bu durum iflasın ertelenmesi kurumu ile çelişmektedir. Bir taraftan iflas halindeki firmaların iyileştirme projeleri doğrultusunda düze çıkmaları amaçlanırken ve bu amaca uygun olarak 6183 sayılı Amme Alacakları Kanunu dahil iflasın ertelenmesi kararı veya tedbir kararı olan firmalara karşı icra takibi, haciz ve muhafaza tedbirlerinin uygulanması yasaklanırken diğer yandan bu firmaların hak ediş gibi birçok gelirine başka yasal düzenlemelerle el konulması hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmamaktadır.

Devlet bu uygulaması ile anayasanın 48. Maddesinin özüne ve sözüne de aykırı davranmaktadır.


Rahmi Ofluoğlu