İstanbul Esenyurt'ta dün Fi Yapı'ya ait binada 3 işçinin yük asansörünün altında kalarak can vermesi üzerine, işçilerin patronu Fi Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan'ın "Can kaybından dolayı üzüntülüyüz" açıklamasına Komünist Parti'den yanıt geldi. 

Komünist Parti'nin yanıtında, "İşçiyi insanca çalıştırmak, işyerinde güvenlik önlemleri almak patronun kârını düşünüyor. 'İş kazası' sonucu yaşanan ölümlerin üzeri örtülüyor. İşçinin hayatı ucuz ve giderek ucuzluyor. Kısacası; onlar öldürmeyi iyi biliyor. Ancak bilmedikleri bir şey var: Ölümlere alışsın, hesap sormasın istedikleri emekçiler örgütlenecek. Bu devran dönecek!" denildi. 

KOMÜNİST PARTİ'NİN AÇIKLAMASI ŞÖYLE:  

“Kesin sonuç inceleme sonrası ortaya çıkacak. Ama bizim arkadaşlarımızın çektiği fotoğraflara göre asansöre aşırı çimento yüklenmiş. Yük asansörünün bakımını yapalı 2-3 ay oldu. Geçtiğimiz yıl bir şantiyede büyük bir asansör kazası olmuştu ve biz o olaydan sonra denetim ve bakımları artırmıştık. Can kaybı olduğu için çok üzüntülüyüz.” 1 Şubat 2016 tarihinde yük asansörünün düşmesi sonucu 3 işçinin öldüğü inşaatta yüklenici olan Fi Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fikret İnan

KOMÜNİSTLERİN YANITIDIR:

İşçinin hayatı ucuz, öldürmeyi iyi biliyorsunuz

2015 yılında öldürülen işçi sayısı 1800’e yakın.

Önlem almak pahalı. İşyerlerinde makinelerin düzenli kontrolden geçirilip çalıştırılması bir maliyet. Patronun kârını düşürüyor!

İşçiyi insanca çalıştırmak, posasını çıkarmadan, yorgunluktan, bitkinlikten nerede olduğunu unutacak hale getirmeden çalıştırmak da... Patronun kârını düşürüyor. Ölümlü “kaza”larda bile “işçinin dikkatsizliği” deyip işin içinden çıkmak daha ucuz.

Dün ölen üç işçinin başına geleni patron böyle açıklıyor: Yük asansörünün bakımını yapalı 2-3 ay oldu! Tam olarak hangi tarihte yaptınız bakımı? Yük asansörünün bakımının, belgesiyle, kaydı tutularak yapılmış olması gerekmiyor mu?

Ölen işçilerden Yasin Bakır'ın ağabeyi Adem Bakır ne diyor biliyor musunuz bu konuda? Şöyle diyor: "Asansörün bakımı yoktu, kontrolü yoktu. Yukarıdaki asansör de arızalı. Yukarıda kalmış. Askıda kalmış. Asansör daha önce birkaç kere düştü. Hiçbir asansörün yağı bile yok. Defalarca uyardım. Şantiyeye gittim. Güvenliğe gittim. İşi yetiştirmemizi istiyorlar. Biz de işi yetiştirmesek paramızı alamıyoruz"

Aynı günlerde Meclis'e İstanbul Milletvekili Ali Şeker tarafından bir soru önergesi verildi.

Ali Şeker, 3. Havalimanı inşaatında aşırı çalışma ve yönetim kararları yüzünden işçi ölümleri olduğunu ve bunların gizlendiğini iddia ediyor. Kötü zeminde çalıştırılan bir kamyonun inşaatta devrilmesi sonucu şöför Nurettin Özdemir'in öldüğünü ve olayın “trafik kazası” olarak gösterildiğini öne sürüyor.

Şu çok açık, işçinin hayatı ucuz. Yiten canların hesabı sorulmuyor.

Patronlar da bunu anladıkça daha da vurdumduymaz oluyorlar.

İşçinin hayatı iyice ucuzluyor.

Sorumlular belli: Hükümetle, bakanlıklarla kurduğu ilişkilere güvenerek işçileri ölüme yollayan patronlar.

Yandaş olsun olmasın, tüm patronları işçi karşısında koruyup kollamayı “milli ve dini görev” haline getirmiş olan yönetici çete...

Peki bu hep böyle mi gidecek? Ölümlere alışsın, ölen kardeşlerinin hesabını sormasın istenen emekçiler örgütlenip hesap soracak. Bu devran dönecek!

Kaynak: Haber.sol.org.tr