Star başyazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü yazısında HDP’li Altan Tan ve CHP’li Deniz Baykal’ın partileri için akil adam konumunda olduğunu belirtti.

Suriye'ye dönük mezhepçi söylemleriyle tepki çeken Deniz Baykal'ı "Partisini millileştirmeye çalışıyor" diyen Taşgetiren, Altan Tan’ın ise HDP ile Kürtler arasındaki farka dikkat çektiğini ileri sürerek, AKP kadrolarının Altan Tan’a alıcı gözle bakmayı tercih etmesi gerektiğini ifade etti. 

Taşgetiren'in yazısından bir bölüm şöyle: 

Baykal CHP’li. CHP’nin “klasik” kodları üzerinde hassas. Ama şimdilerde o kodların “millilik” damarını öne çıkarmayı önemsiyor.

Altan Tan, “İslamcı” bir mecradan geliyor, Kürt, ancak İslamcılığı suçlayıp laik alanda kendisine uluslararası payandalar bulmaya yönelen bir siyasi hareket içinde, HDP’de yer alıyor.

CHP son zamanlarda kendi koordinatları içinde bile yalpalayan bir parti.

Baykal o partiye “Türkiye’nin milli çıkarlarını hatırlatma” gereği duyuyor.

Bu çok anlamlı bir çıkış. Çünkü CHP’nin, hani nerdeyse Cumhuriyet’in kodlarını oluşturan parti olma gerçeği var ve şimdi CHP’nin kıdemli isimlerinden, orada genel başkanlık yapmış olan birisi “Eksen kayması” gibi bir kaygı içinde ince uyarılarla devreye giriyor.

Ben Baykal’ın şu andaki çıkışında, partide görev alma iddiası görmüyorum. Baykal demek kuşkusuz “iddia” demek ama şu anda en azından böyle bir imkanı reel bulmayacak kadar siyasi tecrübe sahibidir. Çıkış, bence CHP’de ayarların kaçıyor olmasına karşı bir çıkıştır.

Baykal’ın Suriye üzerinden, üstelik “Sünni kent Halep” üzerinden hareketle CHP’ye “milli çıkar uyarısı” yapması, herhalde mevcut CHP liderliğinin başından beri Esed’e yakın duruşuna yönelik anlamlı bir itirazdır. Baykal’ın, tıpkı Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu gibi, Sezgin Tanrıkulu profili üzerinden, Doğu-Güneydoğu’da yaşananlar konusundaki kafa karışıklığına itirazı da anlamlıdır. Baykal’ın gözünde CHP’nin özellikle de milli meselelerde, adeta pusulasını kaybetmiş bir gemi gibi göründüğü anlaşılıyor.

Şunu söyleyebilirim: CHP Baykal’ı anlamaz, başkalaşma süreci devam ederse, zaman içinde bambaşka hale gelmesi, onun içinden de başka başka yapılar çıkması kaçınılmazdır.

Altan Tan ise HDP’ye “Kürt gerçeği”ni hatırlatıp duruyor. Parti yönetimi ile Kürt toplumu arasındaki farka ısrarla dikkat çekiyor. Ben Altan Tan’ın, siyasi iktidara yönelik uyarılarının da içinde bulunduğu partiden öte boyutlar taşıdığını düşünürüm. Ak Parti kadroları da Altan Tan’ı, bütün bütün ötekileştirerek dinlemek yerine daha alıcı gözle bakmayı tercih etmelidirler.

HDP için Altan Tan ise sağlıklı bir “Kürt okuması” için dikkatle dinlenilmesi gereken bir simadır.

Kaynak: Haber.sol.org.tr