Gözaltına alındıktan 16 gün sonra serbest bırakılan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Örgütleme Genel Sekreteri ve Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş, kendi üzerinden Alevilere mesaj verilmek istendiğini söyledi.

Barış istemekten başka bir şey yapmadıklarını söyleyen Odabaş, “Evimi bastıklarında çocuklarıma silah dayadılar. Bizi komşularımız ve toplumumuzun önünde küçük düşürmeyi amaçladılar. Ama Alevilerin sahiplenmesi bu oyunu bozdu” dedi. Odabaş ile Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi’nde bir araya geldik. Gözaltında geçen 16 günü konuştuk.

16 kişiye beş battaniye

- Gözaltında 16 gün nasıl geçti?

Özel tim, 13 Aralık günü evime baskın düzenledi. Kapıyı açmaya fırsat vermeden yaka paça bizi yere yatırdılar. Çocuklarıma silah doğrultarak içeri girdiler. ABF yöneticisi olduğumu anlatmaya çalışıyordum. Hem Alevilerin çatı örgütünün içinde olmam hem de Sultangazi gibi hassas bir bölgede cemevi başkanı olmam nedeniyle beni seçtiler. Hiç tanımadığım insanlarla 5 gün hücrede kaldım. Neden gözaltına alındığımı sorduğumda “dosyada gizlilik kararı var” ya da “OHAL’den alındınız” şeklinde yanıt verdiler. 16- 17 kişiye 5 ya da 6 tane battaniye verdiler. O havasız ortam hepimizi hasta etti. Avukatlarla görüşünce, Esenler Emniyet Müdürlüğü’nde olduğumu öğrendim. Bize sadece su ve sandviç verdiler. Karşımızdaki nezarette FETÖ’cüler vardı. Onlara gayet iyi davranıyorlardı. Duşa gidip geliyorlardı. 11 gün sonra biz de biraz rahatladık. Yemek olarak konserve vermeye başladılar.

Davamız hep insanlık

- Gözaltında size neler sordular?

Alınma gerekçenizi ne zaman öğrendiniz? Basın açıklamalarımız, barış çağrılarımız üzerinden sorular sordular. “Sizin cemevinize kimler geliyor”, ‘Teröristlerle görüşüyor musunuz’ gibi sorular sordular. Farklı örgütlerle ilişkilendirmeye çalışıyorlardı. En sonunda, ‘Siz bu barış ve adalet komisyonunu tanıyor musunuz” diye sordular. Tanımadığımı, Alevi inancında barışın olduğunu, suç işleyenlerin aramızda yer alamayacığını söyledim. Bu sefer de “Siz barışla ilgili nasıl bir şey yapabilirsiniz?” dediler. Bizim inancımızda insanların ölmemesi için kanaat ve inanç önderlerinin adımlar attığını belirttim. Bizim tek isteğimiz gerçekten de analar ağlamasın. Biz Alevilerin kadimden bugüne davamız hep insanlık oldu. Savunduğumuz hiçbir değerden vazgeçmeyeceğiz. Kısacası 15 gün boyunca tam olarak neyle suçlandığımızı bilmeden tutuklu kaldık.

Tepkiyi test ettiler

- Alevi örgütü temsilcisi olarak gözaltına alınmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

ABF, 350 kurumu bir arada tutan, 69 ilde örgütlülüğü bulunan, bileşenleriyle demokrasi ve sınıf mücadelesi veren bir kurumdur. Bilinçli seçildiğimi düşünüyorum. Benim üzerimden Alevilere bir gözdağı verildi. Alevilere aslında bir yoklama çektiler. Gazi Mahallesi gibi yerin cemevi başkanını alırsak tepki ne oluru test ettiler. Bana destek olan herkese teşekkür ediyorum.

- ABF Genel Başkanı Muhuttin Yıldız, gözaltında kaldığınız 15 günün peşine düşeceklerini söyledi. Bundan sonra ne yapacaksınız?

Biz Aleviler yaşanan bu olumsuzluğa karşı eşitlikçi demokrasi anlayışımızı sürdüreceğiz. Götürebileceğimiz hukuki yerler var. AİHM’ye kadar gideceğiz. Çünkü artık, “başımıza daha ne gelecek” diye düşünmeye başladık. Halen daha çevremdeki olup biteni bulanık görüyorum.

- Başkanlık sistemi tartışmaları var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

OHAL şartlarında yapılacak bir anayasanın 12 Eylül darbesinde yapılan anayasadan hiçbir farkı yok. Bu demokrasiye vurulacak en büyük darbe olacak. Anayasalar yapılırken toplumda tartışılır ve uzlaşı gerekir. İçinde olmadığımız bir anayasaya evet dememiz de mümkün değil.

Çocuklarım çok etkilendi

- Eve dönüşünüz nasıl karşılandı? Neler hissettiniz?

Benim Alevilik yolunda onurlu bir mücadele verdiğimi biliyorlar ve dik duruyorlar. Ancak bu olaylar çocuklarımın psikolojisini kötü etkiledi. Eğitimleri aksadı. Eşim rahatsızdı bu durum onun hastalığını tetikledi. Ancak demokrasi, aydınlık bir gelecek için bedel ödememiz gerekiyorsa onu da öderiz. Çocuklarım da eşim de dönülen yanlıştan çok mutlu oldular.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr