CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, OHAL ve KHK’lere karşı yaptığı itirazların, “Yenikapı ruhunu bozuyorsun” eleştirisiyle karşılaşması, “Yenikapı’nın önünü biliyoruz. Ama arkasında kimler vardı. Onlar niye sesini çıkarmıyor” sorularına neden oldu.

“Yenikapı ruhu”, siyasi literatüre 15 Temmuz darbe girişimi sonrası girdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla 7 Ağustos’ta Yenikapı’da düzenlenen mitinge ilk kez muhalefet liderlerinin katılımı nedeniyle oluşan mutabakata “Yenikapı ruhu” denildi. HDP zaten davet edilmemişti ve mitingde yoktu ama “Yenikapı ruhu bitecek mi” söylemiyle en çok CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi tutumu üzerinde tartışma konusu oldu. Darbe girişimi artık üçüncü ayına doğru giderken KHK’lerle yaşanan mağduriyetleri gündeme getirmesi, iktidardan Kılıçdaroğlu’na yönelik “Yenikapı ruhunu bozuyorsun” çıkışlarını artırdı.

‘Niye gidiyorum’

AKP’den gelen bu çıkışlar, Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı mitingine gitmeye nasıl karar aldığı sorusunun yanıtını da önemli hale getirdi. Kılıçdaroğlu, Yenikapı mitingine partisi içindeki itirazları da bilerek gitti. Partisinin kurmaylarıyla yaptığı değerlendirmede mitinge gitme kararını aldığını açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Darbenin yalnızca Erdoğan ve iktidarı hedef almadığını, asıl olarak parlamenter sistemi, demokrasiyi ve özgürlükleri hedef aldığını” belirterek, mitinge CHP’nin tezlerini bizzat anlatmak için katılacağını ifade etti. Partisi içinde de kamuoyu önünde CHP liderinin Yenikapı mitingine gitmesine açık bir eleştiri bugüne kadar olmadı.

‘Yenikapı’ya git’ diyenler

CHP içinde Yenikapı mitingi öncesi yaşananlar kadar, CHP dışındaki kesimlerin Kılıçdaroğlu’nun kararı konusundaki ilgisi de dikkat çekiyor. CHP’den son ana kadar Kılıçdaroğlu’nun mitinge katılmayacağı mesajları verilmişti. Bu nedenle mitinge bir gün kala ve miting sabahı Kılıçdaroğlu’nu telefonla arayanlar arasında ilginç isimler dikkat çekiyor. Bu isimler arasında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili ABD’de konferanslara katıldıktan sonra medyaya açıklamalarda bulunan eski Başbakan Mesut Yılmaz da yer alıyor. Gül de Yılmaz da Kılıçdaroğlu’na, “Yenikapı mitingine mutlaka katılması gerektiğini, darbeye karşı mücadele için oluşacak bu mutabakatın büyük önem taşıdığını, ana muhalefet olarak CHP’nin mutabakatta yer almasının Türkiye için hayati önem taşıdığını” vurguluyorlar.

Kılıçdaroğlu ise Yenikapı’ya gitmesini isteyen bu isimlere, mitinge katılabileceğini, ancak darbeyle mücadele yönteminin hak ve özgürlükleri askıya almaktan değil, daha fazla özgürlük ve demokrasiden geçtiğini ifade ediyor.

Kılıçdaroğlu’nu Gül ve Yılmaz’ın yanı sıra eski TBMM Başkanı sıfatıyla AKP Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, halen AKP’de siyaseti sürdüren birçok isim, yargının kritik konumularında bulunan çok sayıda isim de arayarak, “Ülkenin normalleşmesi için CHP’nin mutlaka Yenikapı’da olması gerekir” mesajını iletiyor. AKP içinden kamuoyu önünde konuşmayan çok sayıda ismin de halen CHP yönetimine “Yenikapı bir mutabakatsa bunu bozmayın. CHP mutlaka masada olsun” diye mesaj gönderdikleri de Ankara kulislerinde konuşuluyor.

Onlar da itiraz etsinler

Gelinen noktada, OHAL’in üç ay daha uzatılması, gözaltılar, tutuklamalar ve KHK’lerle ortaya çıkan “yaş kuru” uygulamaları üzerine Kılıçdaroğlu, “Ben Yenikapı’ya demokrasi daha da gerilesin, ülke OHAL’le yönetilsin diye değil, özgürlük ve demokrasi daha da genişlesin diye gittim. Orada 11 maddelik demokrasi manifestosunu okudum. Erdoğan ve Yıldırım oradaydı, itiraz etmediler. Ben mağduriyetler konusunda itirazları daha yüksek sesle söyleyeceğim” diyerek muhalefeti sertleştireceğinin işaretlerini veriyor. İktidardan gelen “Yenikapı ruhunu bozuyorsun” eleştirilerine ise CHP’den gelen yanıt şöyle: “Yenikapı’da mitinge gidip konuşanlar biliniyor. Bir de Yenikapı’nın arkasındakiler var. CHP’nin mutlaka orada olmasını isteyenler. CHP orada oldu. Ama darbe bahane edilerek kendi darbesini yapma girişimleri var. Şimdi CHP’nin orada olmasını isteyenler de seslerini yükseltmeli. Abdullah Gül, geçenlerde Fransa’yı ziyaret etti. Orada, ‘Bir OHAL ülkesinden başka bir OHAL ülkesine geldim. Bu olağanüstü haller çok fazla sürmemeli’ açıklamasını yaptı. Düşük de olsa bir şeyler söylemiş oldu. Ancak Mesut Yılmaz’ın açıklamalarında iktidara tek bir eleştiri yok. AKP içindeki isimlerden beklemiyoruz ama bir eski başbakan mağduriyetler konusunda iktidara tek satır laf söylemiyorsa, bunun üzerinde durulmalı.”

           Kaynak: Cumhuriyet.com.tr