Keyifli, sakin bir pazar akşamında KüçükÇiftlik Park’ın önündeyiz, saat olmuş yedi çeyrek. Kapı altıda açılacak yazmışlar, internetin yalancısıyız, ama bir elimizde soğuk kutu bira, diğerinde sıcak leblebi bulunuyorsa bu kimin umurunda ki!

İçerden yükselen soundcheck sesleri eşliğinde yaklaşık 500 roker -kızlı erkekli- kuyrukta. Etrafa serpişmiş sucuk-ekmekçiler, köfteciler ve seyyar bira satıcılarıyla bir bütün oluşturmuşlar. Kambersiz düğün olmaz; davetiye arayanlarla karaborsa bilet satanlar da eksik değil. Kimisi ekmek derdinde, kimisi üç kuruşluk keyif. Orta yaşlılar Ozric Tentacles’ın peşinde, daha genç olanlar ise God Is An Astronaut’u bekliyor. İsrailli ön grup Project RnL ise çerez.

 

Ferah sahne, zevkli seyir

Nihayet girdik. Girmez olaydık, hemen sağdaki dip köşede iki masa; üzerinde gecenin topluluklarının plakları, CD’leri, tişörtleri. Kart geçmiyor, bizde de keş yok ki! Sanki kart var mı? Bi’ tarafımızı tutarak sahne önüne seğirtiyoruz. Project RnL, genç ve yetenekli müzisyenlerden oluşuyor, ancak daha zamana ihtiyaçları var taşların yerine oturması için. Bir yandan Gentle Giant vokal kanonları yapıyorlar, öte yandan “Move Like Jagger” kavırlıyorlar.

Ardından bizim adamlar geliyor. Biz Ozric’ciyiz. En son onları 2007 yılında Balans adlı mekânda izlemiştik. Gerek mekânın fiziki olumsuzlukları gerekse de muhtelif rahatsızlıklardan pek tadını çıkaramamıştık. Bu kez öyle değil; sahne ferah, seyri zevkli, ses de güzel. Orijinal kadrodan bir tek gitarcı Ed Wynne abimiz var; basçı Brandi ile klavyeci Silas akraba, davulcu Balazs ise yakın arkadaş.

 

Daha fazla gitar solosu

Ozric Tentacles müziğinin -kim ne derse desin- halen en yüksek yeri elektrik gitar solosunun yapıldığı pasajlar. Her ne kadar squancer destekli, keyboard takviyeli olsa da, Ed abimiz bu müziğin içine daha fazla gitar soundu ve solosu yerleştirmeli.

Alçakgönüllü ve sıcakkanlı müzisyenlerden oluşuyor bu space rock topluluğu. İzleyicisiyle arasında astral bir ilişki var. Hadise sanırsınız ki, Atılgan uzay gemisinde cereyan ediyor. Dükkânın 12’ye 10 kala kapanması gerektiği için, üç topluluğun da mühletleri dört başı mamur bir konsere göre nispeten kısa. Eh, ne yapalım!

Takipçileri biliyor, God Is An Astronaut daha önce dört kez gelmişti. İsimlerini Clive Barker’ın “Nightbreed” kitabından tırtıklayan bu (içimizdeki) İrlandalılar, yeni kuşaklardan epey bir hayran yapmış burada, anlaşılan. Sözsüz olmasına rağmen, parçalara hafızlarmışçasına eşlik ediyor gençler; el kol işaretleri ve yel yepelek vücut danslarıyla. Vücut demişken, biz Ozric’ci geçkinler yorulduk ve üçüncü performansın sonunu getiremedik. Yolda bir kutu daha devirmek de cazip geldi, açıkçası. Neticede mazotla çalışıyoruz, değil mi?

([email protected])

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr