İzmir Alsancak’taki Arkas Sanat Merkezi (ASM), ‘Asker Ressamlar’ adlı sergisinin ardından bu kez, büyük bölümü ilk kez sergilenen ve 17’nci Yüzyıl’dan 19. Yüzyıl’a uzanan, Marmara, Ege ve Karadeniz arasındaki bölgelere odaklanmış Osmanlı ve Fransız, Boğaz haritalarını bir araya taşıyor. ASM kurucusu, işadamı ve kendisi bir harita koleksiyoneri olan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bay Lucien Arkas, “Üç Denizin Arasında” sergisinin, dünyadaki savaş, bilim ve siyaset birikimi ile evriminin görsel, işlevsel bir yansıması olduğunu söyleyerek, sergiyle ilgili sözlerine başlıyor.

Uluslararası bir çalışma

Büyük bir heyecan ve gururla, ASM’deki 12’nci sergi için güçlerini birleştiren Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü (İFEA), İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Nadir Eserler Kütüphanesi, Atatürk Kitaplığı, Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Paris I Pantheon-Sorbonne Üniversitesi ile, Fransa Ulusal Kütüphanesi ve Fransa Millî Arşivi’nin ilk kez ödünç verdiği parçalardan söz ediyor Bay Arkas. Ve sergiyle eşzamanlı kitabı da tüm cömertliğiyle, övünerek önümüze koyuyor: “1800’lerin askerî, gizli belgelerine değin indik bu sergi ve kitap için; öyle ki, ben olsam bu kitabı okullarda okuturdum

Sergiye özel izleme biçimi

ASM’de 31 Temmuz’a değin görülebilecek sergideki nadir haritalara, özel düzenekli büyüteçler ve ısı ile aydınlatma koşulları altında bakabilmek söz konusu oluyor. Kabaca, Çanakkale ve İstanbul boğazları ile, Truva bölgesi veya Kırım Savaşı sürecinde üretilmiş haritaları, karşılaştırmalı biçimde yansıtan serginin Tulunay Creative imzalı grafik tasarım projesi de, türlü yerleşim bölgeleri, coğrafi detaylar ve denizcilik amaçlı, arkeolojik kaygılı ya da askerî niyetlerle çizili tüm haritalar ve irili ufaklı bilgilerin, zihinlerde olabildiğince verimli biçimde sindirilebilmesinin önünü açıyor

‘Coğrafya önce savaşa yarar

IFEA Müdürü Jean-François Pérouse ise, sergiye değinirken “Coğrafya önce savaşa yarar” gibi bir alıntı kullanıyor. 20 yıllık bir emekle, serginin eş küratörü Pascal Leboutellier ile bu konuda çalıştıklarını anlatan ve “Her haritanın aslen kendine özgü bir tarihi, soyağacı, ilişki ağı vardır” diyen Pérouse, sergiyi “Bilim, ticaret, diplomasi ve sanat tarihinin derlemesi” olarak niteliyor.

İ.Ü.’den Prof. Feza Günergen de, 88’i orijinal, 44 röprodüksiyon haritanın sergilendiği etkinlikten söz ederken, “Türkiye’de haritacılığın Pirî Reis’ten ibaret olmadığını” göz önüne sermesine vesile oluşunun önemine işaret ediyor

‘Sahiplenmek gerek’

Günergen ayrıca, Avrupa’da koleksiyon değeri taşıyan bu parçaların, Türkiye’de akademik olarak da bilinmesi ve sahiplenilmesi gerekliliğinden dem vuruyor. Boğazlardaki top atışı menzillerinin bile haritalandığı bir tarihe tanıklık ettiğimizi aktaran Arkas ise, şunu ekliyor: “Savaşlar, tarihsel buluşların da kaynağı olagelmiş. Bütçeler o zaman belirlenmiş. Ama o savaşların maliyeti kimseye danışılmamış. Sonra acıyla tamamlıyor” sözünü Arkas: “Demek ki arada bir savaşmak lâzım!”

Çocuklar unutulmadı

Taşıdıkları döneme ait rüzgâr, konum, tarım, menzil veya arkeolojik alan ile coğrafi bölgelerin özgün isimleri bakımından, kültürel birer hafıza kartı haline de gelen haritaları buluşturan, kılavuz haritaları ve askeri haritaları yan yana getiren ASM’deki sergide, çocuklar da unutulmuyor. Tarihin en fantastik harita örneklerini buluşturan bir diğer salonda, dev ekranda çocuklara Fransız TV’sinin yapımcısı olduğu bir belgesel ile harita yapımcılığının gizemleri öğretilirken, buna iki ayrı ışıklı ekran ile ‘kendi haritanıza başlayın’ atölyesi eşlik ediyor. Pazartesi hariç, salı-pazar 10.00-18.00, Perşembe 10.00- 20.00 arası ücretsiz gezilebilen sergide, müsvetteler, hesaplamalar, karalamalar ve taslaklar da unutulmuyor. Bilgi: www.arkassanatmerkezi. com

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr