10 kişinin yaşamını yitirdiği faciada İstanbul Valiliği olayın ardından TOKİ yetkilileri hakkında soruşturma izni vermemişti. TOKİ İstanbul Emlak Dairesi yetkilileri ile ilgili suç duyurusuyla ilgili ise, TOKİ kendi kendini değerlendirmiş, inceleme raporunda işverenin çalışanlarla ilgili iş sağlığı ve güvenliğini sağlamakla birinci derece ve asli yükümlü olduğu belirtmişti. Asansör faciasının yaşandığı tarih olan 6 Eylül 2014’ten sonra yapılan tapu devir işlemleri ile iş kazası arasında cezai sorumluluk anlamında bir bağ bulunmadığı kaydedilerek, soruşturma izni verilmemesi gerektiği belirtilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da valiliğin bu kararına itiraz etmişti. Soruşturma kapsamında savcısı İsa Dalgıç’ın hazırladığı iddianamede 6 TOKİ yöneticisi şüpheli olarak yer aldı. İddianamede söz konusu inşaat ile ilgili müşavirlik ve kontrollük hizmeti sunan TOKİ İstanbul 4 No’lu Uygulama Dairesi Başkanlığı’nın etkin müşavirlik hizmeti sunmadığı ve söz konusu hizmeti 2014 yılı içinde ciddi şekilde aksattığı belirtildi.   Torunlar’a muafiyet sağlandı   İddianamede 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’na göre işverenin, çalışanları için iş ile ilgili sağlık ve güvenliği sağlamakla yükümlü olduğu vurgulanarak, 27 Haziran 2013’te bedelini peşin alarak ortaklıktan çekilen TOKİ’nin, tapunun geç devredilmesi nedeniyle inşaatı yapan şirkete yapı denetimi ile vergi ve harç muafiyeti sağladığı aktarıldı. İnşaatta kamu yararı gerekçesiyle 24 saat çalışma izni çıkarılmasına neden olunduğu belirtilerek, TOKİ İstanbul Emlak Dairesi Başkanı Aliseydi Karaoğlu, TOKİ 4 No’lu Uygulama Dairesi Başkanı Niyazi Özdemir, TOKİ görevlileri Ömer Caniklioğlu, Temel Emrah Bıyıklıoğlu, Zuhal Dalkılıç ve Rıfat Çağal’ın görev gereklerine aykırı davranarak, kişi mağduriyetine ve kamu zararına neden oldukları anlatıldı. Kaynak: Cumhuriyet.com.tr