Cemaatin 2000-2005 döneminde kendini çok gösterdemeden okullarda yapılandığını anlatan Çelebi, “Ben Harbiye’deyken bile soruların çalındığını tespit ettik. Kurmaylık sınav sorularının 2003 yılından itibaren çalındığını bilmeyen yoktur. Dolayısıyla tüm sistemi şekillendirdiler. Bakıyorsunuz kritik birliklerde hep personel, istihbarat, ölçme değerlendirme birimlerinde hep bunlar görevli. Soruların verilmesi, çalınması ardından kritik noktalara kendi personellerinin tayin edilmesi gibi, yıllardır bunu yapmışlar. Kara havacılık benim mezun olduğum okul, bunlar Kobralarla Meclis’i taradılar biliyorsunuz, Akıncı Üssü’nde komple desteklediler. 1,5 sene öncesinden atamalar yapıldı. Darbe yıllara yayılan planın sonucu” dedi.

Kendi okuduğu dönemde bile soruların çalındığını anlatan Çelebi, “İstemedikleri adamlara mobbing uyguluyorlardı.. Ben ikinci sınıfa kadar okul birincisi idim ama daha sonra notlarımızla oynadılar ben dördüncü olarak mezun oldum. Örneğin 100 bekliyorum 75 geliyor, itiraz ediyorum daha sonra düzeltiliyor falan. Daha sonra cevap kâğıtlarını tükenmez kalem ile doldurmayla başlamıştık. Üst kademede adamları var ki hiçbir şey olmadığı gibi her zaman el üstünde tutuldular” diye konuştu.

Şok mangası

Şok mangası adı altında harp okulu öğrencilerine işkence yapılmaya başlandığını belirten Çelebi, “uykusuz bırakma, aç bırakma, erimiş asfaltta süründürme, dağa sürünerek ağır silahlarla çıkartma, çöp kutusunda amuda kalkarak bekletme gibi değişik insana yakışmayan, garip uygulamalar yapmışlar, biz ayrıldıktan sonra” dedi.

Sahte raporla tasfiye

Sahte raporlarla Fethullah Gülen Cemaati üyesi olmayan binlerce öğrencinin askeri okullardan atıldığını ifade eden Çelebi, şunları anlattı. “Doktorlar arasında da teşkilatlandıkları için hasta olmayan öğrencilere hasta raporu vererek ayırmışlar. Mesela kalbinde rahatsızlık var diyor, eliyor. Özellikle istemedikleri pilotların elenmesinde sağlık kurullarını kullanıyorlar. Süreci genel olarak bu şekilde şekillendirirken son 5-6 yılda da üç bin Harbiyeliyi attılar.”

Darbe girişiminin olduğu gece nöbetçi olan bir pilot arkadaşının darbe girişimine katılmamasına karşın Emniyet’te işkenceden geçirildiğini belirten Çelebi, “Üsteğmen arkadaşım o gün orada nöbetçi olduğu için ama onlara iştirak etmiyor, gözaltına alınıyor, ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde bayağı bir işkenceye maruz kalıyor. Bunlar işkence yaptı, 41 ay cezaevinde yattık ama biz her zaman intikam duygularımızdan arınarak, hukukun yanında durduk” dedi.

Amirallere suikast sürecinde ikinci kez gözaltına alınmak istenince intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’ın darbeciler için yapılmak istenen “hainler mezarlığı” ile ilgili, “Bu insani değil. Ölenin artık bizimle hesabı kapanmıştır. Bundan sonrasını canın sahibine bırakılım” sözlerini hatırlatmamız üzerine Çelebi, “Ahmet Tatar bilgece buna karşı çıkıyor ben de altına imzamı atıyorum” yanıtını verdi.

Darbe girişimini nerde öğrendiğini ve neler hissettiğini sorduğumuz Çelebi, şunları söyledi: “Atatürk Hava Limanı’na iner inmez darbe olduğunu söylediler. Eşim yanımdaydı ve bunun F tipi bir darbe olduğunu ona hemen söyledim ve bundan bir şey çıkmaz dedim. Ama göstere göstere geldi diyorum, başka bir şey demiyorum.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr