Ortadoğu’dan Avrupa’ya mülteci akını sürerken, gittikçe büyüyen bu insani krize uluslararası toplumun çare bulma çabaları da devam ediyor. Bu çabalara katkı olarak Küresel Politikalar Enstitüsü (GPI) tarafından düzenlenen ve “Suriye: Geçmiş, Bugün ve Gelecek” başlığını taşıyan konferans Washington DC’de National Press Club’da gerçekleşti. Konferansa, Birleşmiş Milletler Filistin Büyükelçisi Dr. Riad H. Mansour, BAU Global Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Amerikan-Islam Ilişkileri Konseyi (CAIR) Başkanı Nihad Awad, New York Üniversitesi’nden Prof. Selçuk Şirin, GPI Başkanı Prof. Walid Phares, Dr. Halil Mutlu, ABD hükümet yetkilileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Konferansın temel amacı ise evlerinden ayrılmak zorunda kalmış insanlara yönelik ve yerleştikleri ülkelere entegrasyonlarına katkıda bulunacak uygulanabilir politika önerileri sunulması oldu. Mülteci krizinin uluslararası boyutlarına değinen ve konunun eğitim boyutuna ağırlık veren bir konuşma yapan BAU Global Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, Suriyeli mülteciler için bu yıl 3 milyon dolar daha yatırım yaptıklarını dile getirerek, Suriyeli mültecilere Türkçe öğretmek üzere 150 öğretmen yetiştirmiş durumda olduklarını ve bu yaz 5 bin öğretmen ile 300 bin öğrenciye Türkçe öğretmeyi hedeflediklerini belirtti. Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda üzerinden 4-5 yıl geçmesine rağmen birçok ülke liderlerinin hala mülteci konusunun ne olacağını konuştuklarını belirten Yücel, “Her şey ortada.  Suriye’deki savaş susacak, bir taraftan da mülteci konumundaki insanlar eğitilerek ülkelerine geri gönderilecek. Bütün bunları yapabilmek için maddi ve manevi güce ihtiyaç var. Türkiye 9 milyar doların üzerinde para harcadı, AB ülkeleri ise bugün 3 milyar dolar yardımı verelim mi, kaç yılda verelim, nasıl verelim bunları tartışıyor.  Avrupa Birliği ülkelerine soruyorum; sizin gözünüzde bir mülteci çocuğu kaç para eder? Bir yaşında, on yaşında çocuğun korkusu olabilir mi? Bu insanları ülkelerinize almamak için sınırları kapatmak Avrupa Birliği’ne ne kadar yakışıyor” dedi.
 
MÜLTECİ SORUNUNA EĞİTİMCİ BAKIŞI
Amerikalı yetkililerle, milletvekilleriyle, senatörlerle ve bütün ilgililerle Suriye’deki mülteci konusunu gündeme getirdiklerini söyleyen BAU Global Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, ‘’Türkiye’nin içinde bulunmuş olduğu problemlerle ilgili düşüncelerimizi bir eğitimci gözüyle anlatma fırsatı bulduk’’ dedi. Konuşmasında değindiği noktaları şu şekilde ifade eden Yücel, ‘’Türkiye’de yaşayan 2,7 milyon mülteci içerisinde 700 bin çocuğun oluşu ve okul çağındaki bu çocuklara mutlaka eğitim verilmesi gerektiği üzerinde durdum. Çünkü bu çocuklar eğitimden uzak kalırlarsa yarının dünyası için bu durum problem olabilir. Aynı zamanda insanlık olarak, medeniyet ve kültür olarak da bu konuya duyarsız kalamayız. Bu durumu ortaya çıkaran nedenleri, özellikle Suriye’deki terörist grupları, Türkiye’de yaşanan terör olaylarının arkasında hangi grupların, ülkelerin olduğunu birlikte çalıştığımız müttefikimiz, dost ülkemiz olan Amerika’nın daha iyi görebilmesine katkı sağlamak istedik.  Bu bataklığın kurutulup, buradaki insanlık dramının bir an önce bitmesini arzu ettiğimi de yine buradaki yetkililerle paylaştım’’ diyerek sözlerini noktaladı.

‘’MÜLTECİ ÇOCUKLARIN KAYIP KUŞAK OLMASINA İZİN VERMEMELİYİZ’’
2012’de yaptıkları Bahçeşehir Suriyeli Mülteci Çocuklar Araştırması’nın şuana kadar yapılan en kapsamlı araştırmalar arasında olduğunu ifade eden New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Selçuk Şirin, UNESCO ile başladıkları projeye daha sonra Norveç gibi diğer ülke ve kurumlardan da uzmanların dahil olduğunu belirtti.  Kamplarda birebir görüşmelerle standart örneklemin uygulandığını dile getiren Şirin, ‘’Bunun yanı sıra çocuklara kendi dramlarını çizmeleri için fırsat verildi. Sonuç itibariyle Suriye’den gelen ve Türkiye’de yaşayan 3 milyona yakın göçmenin yarısından çoğu çocuk ve bunların yüzde 40’ı 12 yaşının altında. Biz Türkiye ve dünya olarak bu çocuklara iyi bir eğitim hizmeti vermezsek bu çocuklar kayıp kuşak olurlar. Kayıp kuşağın kuramsal karşılığı ise gelecek için umudu olmayan, daha iyi bir hayat için tutunacak bir dalı olmayanların suç örgütlerine, terör örgütlerine bir anlamda yem olması demek. Türkiye olarak biz şuana kadar çevre ülkeler içerisinde bu çocuklara sağlık ve eğitim anlamında en iyi hizmeti veren ülkeyiz. Çalışma izni verilmesini de bu anlamda çok önemsiyorum’’ diye konuştu.      

AMERİKA’NIN GÖÇMENLERE BAKIŞI BÖLGESEL FARKLILIKLAR GÖSTERİYOR
Amerika’da göçmelere bakışı bölgesel olarak değerlendiren Dr. Halil Mutlu, ‘’Amerika’da göçmenlere bakış yerel olarak çok farklı karakterler arz ediyor. Mesela Orta ve Güney kısımlar göçmenlere daha kapalı bir görüş ve kabulleniş sergilerken Kuzey Doğu Eyaletleri New York gibi, Connecticut gibi, Main gibi yerler mültecileri biraz daha kabul edebilen, iyi karşılayabilen yerler olabilmekte. Bununla ilgili olarak geçen hafta Connecticut Valisi ile bir yemekte bir araya geldik ve kendisine bu konu ile alakalı teşekkürlerimi, taktirlerimi ilettim. Çünkü Vali, Suriye gibi yerlerden gelecek göçmenleri açık gönüllükle kabul edeceklerini ilan etti. Bu gibi yerler göçmenler açısından çok güzel olacak ve inanıyorum ki onlara çok iyi fırsatlar sunacak’’ ifadelerinde bulundu.

(MD)

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr