'Mücadeleci Maden İşçileri' adıyla bir araya gelerek Madenci Anıtı önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik grup, Soma'da ölen 301 maden işçisi anısına Gazipaşa Caddesi'ni takiben Maden Şehitleri Anıtı'na yürüdü. Yürüyüş sırasında 301 maden işçisinin tek tek isimlerini okuyan grup, anıta karanfil bıraktı.



Basın açıklamasının yapılacağı sırada gurubun yanına koşarak gelen Duygu Akkaya, babası 40 yaşındaki Mehmet Aygün’ün Soma faciasından 1 gün sonra Kilimli İlçesi Gelik Beldesi’ndeki kaçak maden ocağında iş kazasında öldüğünü söyledi. Ocak sahibinin 3.5 yıl hapis cezası aldığını ve şuanda dışarıda gezdiğini gözyaşları içinde anlatan Duygu Akkaya şunları söyledi:
"Babam saatlerce can çekişmiş, bağıra bağıra vefat etmiş ama kimse kurtarmamış. Annem çocuklarını tek başına okutuyor. Maaş bile bağlamadılar anneme. Annem çocuklarını okutmak için İstanbul’da 800 lira kira veriyor. Hasta haliyle çalışmak zorunda kalıyor. Biz unutulduk. Niye biz unutuluyoruz? Kimse bizim sesimizi duymadı. Annemi, kardeşlerimi hiç kimse görmedi. Babamı kimse fark etmedi. Benim babamı duyan olmadı. 2 saatte çıkarsalardı belki yaşayacaktı."
Kızının arkasından grubun yanına gelen anne 45 yaşındaki Bayhan Aygün de eşinin diğer kızı Elif Aygün’ün doğum gününde öldüğünü söyledi. Geçen 8 Mart’ta 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde sonuçlanan davada ocak sahibi Rafet D.’nin 3.5 yıl hapis cezası aldığını ve dışarıda gezdiğini söyleyen Bayhan Aygün, "Ben kızlarımla beraberim. Beni koruyacak kimse yok. Temizliklere gittim. Bu dünya bu kadar mı başıboş. Kimse susmasın. Madenci eşleri susmasın yalvarıyorum. 2 yılım cehennem gibi geçti. Belki beni de kardeşlerim duyar diye geldim yanınıza. Ne olur sesimizi duyun" dedi.


Kaynak: Cumhuriyet.com.tr