Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde talimatla ifade alınırken, salonda şehit madencilerin yakınlardan Gülten Kavas, Nursel Kocabaş, Naciye Kaya, Figen Demircan, Sevgül Uçun, Ramazan Yıldız ve Elmas Kaya, sanık Murat Bodur'un avukatı Cumhur Kaan Canerli, müşteki vekili avukat Sercan Aran, Seçil Ege Değerli, Denizer Şanlı, Sercan Okur da hazır bulundu. İlk olarak sanıklardan Haluk Evinç ifade verdi. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin çeşitli ocaklarında 24 yıl görev yaptığını belirten Evinç, "Olay tarihinde Işıklar İşletmesi'nde müdür olarak çalışıyordum. Olay günü kazanın meydana geldiği haberini alır almaz hemen Eynez'e gittim. Gaz izleme odasına girdiğimde ana nefeslikten duman çıktığını gördüm. Yer altında yetkili olarak kimin bulunduğunu sorduğumda İsmail Adalı'nın olduğunu söylediler. İsmail Adalı bana havalandırmanın ters çevrilmesi talimatını verdi. Akın Çelik'i arayıp, durumdan haberdar ettim. Akın Çelik de havalandırmanın ters çevrilmesi talimatını onayladı. Bu talimat üzerine harekete geçtim. Temiz hava çıkışındaki arkadaşları tahliye ettik" dedi.

Acil durum yöneticisi olduğunu bilmiyorumuş

Eynez İşletmesi'nde herhangi bir yetkisinin olmadığını ileri süren Evinç, "Bilirkişi raporunda acil durum yöneticisi olarak görünüyorsam da benim böyle bir yetkim yoktur. Ben bundan haberdar değildim. Daha sonra yaptığım incelemede acil durum yöneticisi olarak göründüğümü öğrendim, ancak bana böyle birşey tebliğ edilmedi. Buna dair herhangi bir imzam yoktur. Ben Işıklar İşletmesi'nde yerlatı ve yerüstü yıkama tesisi, üretim, emniyet, iş güvenliği olmak üzere bu işletmedeki tüm sorumluluk bana aittir. Bu kadar sorumluluğum olmasına rağmen Eynez işletmesinde acil durum yöneticisi olmam imkansızdır. Kaldı ki acil durum yöneticisi olarak görevlendirilen kişi maden ocağını iyi bilmesi gerekir. Ancak ben Işıklar İşletmesinde çalıştığım için Eynez ocağından çok haberdar değilim. Bu yüzden hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Ben kağıt üzerinde yönetici olarak göründüğümü öğrendim. Ancak buna dair herhangi bir yetkim yoktur" diye konuştu.

Mağdur avukatlarının sorularına da cevap veren Evinç, Eynez Maden Ocağı'nda acil durum yöneticilerinin ocakta en yetkili kişi kimse onun olduğunu, dolayısıyla acil durum yöneticilerinin Akın Çelik ve İsmail Adalı olduğunu söyledi.

'Alp Gürkan genel müdür olarak beni atadı'

Alp Gürkan'ın maden faciası sonrasında Ramazan Doğru'nun tutuklanmasından yaklaşık 6 ay sonra yerine genel müdür olarak kendisini atadığını da anlatan Evinç, "Genel Müdürlüğü ben yaptım. Ancak, şu an 10 aydan bu yana şirketle ilişiğimi kesmiş bulunuyorum" dedi.

'Yeraltından sorumlu değilim'

Soma Kömür İşletmesi'nde jeoloji mühendisi olarak çalışan diğer sanık Murat Bodur da ifadesinde, 2010 yılında işe başladığını belirtip, "Yeraltında hazırlık birimindeydim. Daha sonra bağırsaklarımdaki kronik rahatsızlıktan dolayı yer üstünde çalışmaya başladım. 2012 yılında eğitim birimine katıldım. Yaklaşık 1 yıl getir götür işi yaptıktan sonra 2013 yılı Haziran ayında C sınıfı iş güvenliği uzmanı belgesini aldım. 2013 yılı Eylül ayından sonra Eynez Ocağı'nda eğitim mühendisi ve C sınıfı iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olarak görev yaptım.Bu olayla ilgili bir kusurum yoktur. Yeraltından sorumlu değilim. Defter tutma gibi bir zorunluluğum da yoktu. İşletmedeki iş sağlığı ve güvenliği için tutulan tek defteri Baş Mühendis Mehmet Efe tutmaktaydı" dedi.

'Gerçekler ortaya çıkana kadar davanın peşini bırakmayacağız'

İfade alınmasının ardından açıklama yapan mağdur avukatlarından Sercan Aran "Bugün Soma davasının ek davasındayız. Alp Gürkan ve şirketin dört yöneticisinin yargılanacağı davanın ilk talimat duruşmasındayız. Bu dosyada Alp Gürkan dışında Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Haluk Evinç ve Murat Bodur sanık olarak yargılanıyor. İkametleri Soma'da görünen Haluk Evinç ve Murat Bodur'un talimat ifadeleri için ailelerle birlikte buradaydık. Haluk Evinç ifadesini verdi. Akhisar'da görülen davada olduğu gibi diğer sanıklar da ailelerin gözlerinin içine baka baka yalan söyledi. Evet yalan söylemek kanunen onların hakkı, ama biz gerçekleri biliyoruz. Bu gerçekler ortaya çıkana kadar da bu davanın peşini bırakmayacağız. Diğer sanık Murat Bodur ise sorularımıza cevap vermedi. Asıl mahkemede soruları cevaplayacağını söyledi. Ne olursa olsun bugün olmazsa bile başka bir zaman mahkemede biz bu sorularımızı soracağız. 301 insanı katledenlere hesabını soracağız" dedi.

'Ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz'

Duruşma çıkışında açıklama yapan Manisa Barosu Genel Sekreteri Avukat Seçil Ege Değerli, "Talimat dosyasında ifadelerini veren bu yöneticiler beyanlarıyla da şirketin ne kadar keşmekeş içerisinde işletildiği, kazaya nasıl adım adım gidildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yönetici sıfatını taşıyan sanığın ifadesiyle bir kez daha şirketin iş güvenliğini, işçi sağlığını hiçe saydığını tekrar tekrar görüyoruz. Baro olarak her zaman ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

'Yine hikaye dinledik'

Maden faciasında eşi Mustafa Kaya'yı kaybeden Naciye Kaya ise, "Her zamanki gibi yine hikaye dinledik. Çok başarılı bir çalışma yapmışlar. Ama kurtarma çalışmasında 301 kişi öldü. Böyle konuşunca bunlar acımızı daha çok artırıyor" dedi.

Öte yandan ifadelerine başvurulacak diğer sanıklar olan Hayri Kebapçılar'ın 12 Aralık tarihinde İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Alp Gürkan ve Mustafa Yiğit'in de İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 26 Aralık 2016 tarihinde ifade vereceği öğrenildi. Alp Gürkan'ın da aralarında bulunduğu 5 sanığın ifadelerinin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirileceği ve devam eden diğer davayla birleştirilip birleştirilmeyeceğine karar vereceği öğrenildi.

Bilinçli taksirden dava açılmıştı

Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı bir süre önce, Alp Gürkan ile yönetim kurulu üyeleri Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur ve Haluk Evinç hakkında, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı. İddianame halen Soma davası yargılamasının sürdüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr