Balıkesir'deki geleneksel gölge oyunu sanatı Hacivat Karagöz'ün tek ustası Hayali Cemal Gür'ün en büyük hayali Hacivat Karagöz'ün genç kuşaklara aktarılarak Balıkesir'deki her bireye ulaşması. Tiyatro ve gölge oyunuyla nasıl tanıştığını anlatan Gür, 1961 yılında İstanbul'da dünyaya geldiğini belirterek "Yaklaşık olarak 1981 yılından buyana da hem tiyatroyla hem de geleneksel tiyatromuzdaki Hacivat Karagöz ile uğraşmaktayım. İstanbul'da uzun yıllar çeşitli grup arkadaşlarımızla tiyatro çalışmaları yaptık. Fehim Paşa Konağı, Hoş Geldin Victory gibi bir çok oyun oynadık. Aynı zamanda "Ben engelli, Ben insan" diye engellilerle ilgili de bir oyun oynadık. Bu tiyatro çalışmaları sırasında rahmetli hocam Lale Oraloğlu ile tanıştım. Lale Oraloğlu'nun benim tiyatro yaşantıma büyük katkısı oldu ve tiyatroya olan sevgim daha fazla arttı. Sonrasında eşim Balıkesirli olduğu içinde 16 yıldır burada yaşıyorum. Burada da tiyatro ile ilgili kopamadığımız yaşantımıza devam ettik. Tiyatro bir yaşam biçimidir ben bu yaşam biçimini benimsemiş birisi olarak, hayatımın her evresinde tiyatro ve geleneksel tiyatro ile iç içe oldum. İlaç firmasından emekliyim ve uzun yıllar çalıştım. Ama bu işte çalışırken de tiyatrodan ve Hacivat Karagöz'den kopmamaya çalıştım" dedi.

"TİYATRO ZATEN YAŞAMIN AYNASI"
Tiyatrodaki hedeflerinden de bahseden Cemal Gür, "Benim hedefim tiyatroyla insanlara yürüyen bir işin içerisindeki aksaklıkları güzellikleri gösterebilmek. Tiyatro zaten yaşamın aynasıdır, farklı bir şey değildir. Yaşamdaki olanları bazen güldürerek, bazen düşündürerek bazen ağlatarak anlatmaktır. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Ben özelikle burada tiyatroyla uğraşan bir sürü insanla tanıştım, bir çok değerli insanla birlikte oyunlarda oynadık. Tiyatro burada gelişmekte ama tam anlamıyla rayına oturduğunu söyleyemem. Bu konuda yönetimlerinde bize destek ve sahip çıkmasını ve tiyatronun yol almasını her zaman isterim. Böyle olursa bizde buradaki insanlara hem tiyatroyu, hem Hacivat Karagöz'ü hem sevdirir hem de unutturmayız. Çünkü insanlar özellikle çocuklar Hacivat Karagöz'ü neden bilmiyor. Burada Süperman'i Batman'i biliyor ama Hacivat Karagöz'ü de bilsin" şeklinde konuştu.

"BEN HALA ÖĞRENCİYİM"
Lale Oraloğlu'nun kendisinde büyük emekleri olduğuna dikkat çeken Gür "Hocam Lale Oraloğlu kendisi Hacivat Karagöz ile uğraşmamıştır ama bir çok hocayla beni tanıştırmıştır. Hacivat Karagöz'e beni yönlendirmesi ile Fehim Paşa Konağı'nda Yusuf'u canlandırıyordum ben. 1985 yılında başladım. O yıldan beri hem kendimi geliştirmek adına, hem rahmetli Lale hocamın yanında o tiyatronun temelinden geldiği için bildiklerini söke söke almaya çalıştım. Evine gittim oyunlarda birlikte oynama onuruna da sahip oldum. Sonrasında da ben bunu sürekli kullanarak, her ortamda çalışarak bu hale getirdim. Ama hiç bir zaman da oldum kelimesini kullanmadım, kullanmam da ben hala öğrenciyim. Ölene kadar da öğrenciliğimiz bitmez çünkü, hayatın her evresinde biz bir şeyleri öğrenerek devam ediyoruz. Şimdi bunu sadece büyüklerden değil, küçüklerden de öğreniyoruz ve bu öğrenmenin de sonu gelmeyecek. Hacivat Karagöz başlayınca Balıkesir'de de ben bir senaryo hazırladım. Bu senaryoyu hazırlarken emniyetteki bazı arkadaşlar da bana yardımcı oldular. Bu senaryo hem trafik kurallarını öğretmek hem de Hacivat Karagöz'ü unutturmamaktı. 4 yıl boyunca Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğü ile beraber Balıkesir ilindeki ilçelerdeki tüm okullara gittik. Trafik Şube Müdürlüğünün de desteği ile bütün okullara gittik. Amacımız hem geleneksel tiyatrodaki Hacivat Karagöz'ü unutturmamak, hem de trafik kurallarını en azından görsel bir şekilde çocuklara anlatabilmek. Bu sayede görsel olarak akılda kalanlar ileride de en azından daha fazla kullanılacaktır. Senaryoda kırmızı ışıktan yayalara yol vermeye kadar trafiğin temel kurallarını görsel olarak çocuklara anlatmaya çalıştık. Yaklaşık 30 bin öğrenciye ulaştık" dedi.

"AMAÇ RAMAZAN RUHUNU YAŞATMAK"
Ramazan aylarında Hacivat ve Karagöz'ün bir başka anlam kazandığına değinen Cemal Gür "Hacivat Karagöz'ü devam ettirmek adına her yıl Ramazan ayında, Ramazanın geleneklerinden biri olan Hacivat Karagöz ile Ramazan etkinlikleri yaparak, İstanbul'daki Feshane'nin küçük bir versiyonu olarak Kepsut ve Bigadiç ilçelerinde 7 yıldır yapmaktayım. 1 kez Dursunbey'de de yaptık. Amacımız orada hem Ramazan'ın ruhunu yaşatmak hem de geleneksel Ramazan ruhunda kalanları hatırlatmak amacındaydık. Orada çocuklarla yarışmalar yaptık, Hacivat Karagöz oynattık, Aşuk Maşuk, Köçek Meddah orta oyunu sunduk. Ömrüm yettiği sürece de Hacivat ve Karagöz'ü unutturmamak ve herkese ulaştırmak adına elimden geleni yapacağım" şeklinde konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr