Gerçek dünyanın dışına çıkartıp pek çok uygulamaya fırsat tanıyan sanal gerçeklik (VR) yakında gündelik hayatın içine işleyecek. Belgesellerden, turizm tanıtım filmlerine, konserlerden, spor etkinliklerine kadar artık pek çok alanda karşımıza çıkan VR için canlı yayın da birkaç ay içinde mümkün olacak.   Genç girişimciler Onur Karcı, Volkan Taban ve Turan Yiğitbaşı’nun kurduğu, Hordemaster oyunuyla ABD’den ödül alan mobil oyun geliştirici Gamester da rotasını VR’a kaydırdı. İlk VR oyununu kısa süre önce çıkaran Gamester, Türkiye ve yurtdışından farklı markalara içerik üretiyor. Öyle ki yurtdışından satınalma teklifleri bile aldı.   Onur Karcı ve Volkan Taban, VR’ın farklı alanlarda çok hızlı gelişebileceğini belirtirken, bu yeni platformda kuralların yeni yeni konulduğunu vurguluyor. Karcı ve Taban ile oyun dünyasının yeni gözdesi sanal gerçekliğin eğlenceden gazeteciliğe, sinemadan eğitim ve sağlığa kadar pek çok alanda bize neler vaat ettiğini konuştuk.   - Öncelikle şirketinizin kuruluş hikayesini, nasıl başladığınızı anlatır mısınız?   O.K: 2009 yılında oyun firması olarak kurulduk. Üç ortağız. Aslında üçümüz de digital alan kökenliyiz. Bir ajansın oyun departmanında çalışıyorduk. Volkan ve ben daha çok işin business tarafındayız. 3. ortağımız Turan da işin teknik ekibi koordine ediyor, oyun tasarımcısı aynı zamanda. 2009-2010’da son kullanıcılara yönelik oyunları geliştirmekle başladık. O dönem oyunlarda Facebook’un altın çağıydı. Biz de Facebook’a oyun çıkardık. 2010’da Townster isminde bir şehir kurma oyunu yayınladık. Küçük bir Türk kasabası ile başlıyorsunuz sonra gittikçe büyüterek bir metropol haline getiriyorsunuz. İçerisine çok fazla yerel öğe koyduk. Peri Bacaları, Safranbolu Evleri, Anıtkabir gibi… Örneğin 10 Kasım’da şehirdeki bütün bayraklar yarıya iniyordu, herkes Anıtkabir’e gidiyordu. Kurban Bayramı’nda koyun hediye ediyorduk. Townster 2.5 yıl içinde yaklaşık 12 milyon kullanıcıya ulaştı.    ARAPLAR ÇARŞAFLI KADIN İSTEDİ   O.K: Townster’ın aynısını Arap bölgesine uygun olarak yeniden uyarladık. Orada da lokal öğeler Arap binaları, Mekke krizi falan vardı. Normalde yolda kadın erkek beraber yürür. Kadınları kara çarşaflı olarak istediler. O yüzden sadece erkekleri yürütmek zorunda kaldık. Kara çarşaflı olacağına hiç olmasın daha iyi dedik. Bu oyun da Arap bölgesinde 4-5 milyon kullanıcıya ulaştı.

- Son çıkardığınız oyun nedir peki?   O.K: Son 3 yıldır üzerinde çalıştığımız ve yaklaşık bir ay önce çıkardığımız yeni bir oyunumuz var Hordemaster isminde. Bu oyunumuzu da mobil platformlar için çıkardık. Amerika’da birincilik ödülü var. Geçen yıl aldı. Avrupa’da Amerika’da birkaç farklı yarışmada finalist oldu. Temel anlamda İngilizce bir oyun. Hatta şu anda Endonezya, Malezya, Filipinler, Kanada, Avusturya’da testleri yapıyoruz.    - Kaç kullanıcı var şu anda?   O.K: Türkiye’de 30-35 milyon oyuncu var şu anda. Townster oyunu. Hordemaster şu an Türkiye’de açık değil. 3-4 ülkede açık. 5-10 bin kullanıcı vardır bizim içeri aldığımız. Testlerini yaptığımız kullanıcılar var. Herkese bir anda açmadan belli ülkelere açıyoruz ve limitli reklam vererek kullanıcı kazanıyoruz.   - Türkiye’de zaman açılacak? O.K: O tam olarak belli değil. Üçüncü çeyrek gibi çıkmış olur.   - Çok merak ediliyordur herhalde? Bir de ödül aldı...   O.K: Evet. Hatta burada da Level Dergisi en çok beklenen oyun ödülü vermişti bize. 3 yıl beklediğimiz için. (gülüşmeler.) Bitmeyen oyun projesi. Bu projeler de devam ederken arka tarafta prototipler yapıyoruz farklı oyunlar için. 15 günde bir bazı fikirleri alıp konsepte uygun oyunlar geliştirip bakıyoruz. Bir yıldır biraz daha sanal gerçeklik tarafına yöneldik. Sanal gerçeklik herhalde 4-5 yıl önce hayatımıza girmeye başladı. Biz de yakından takip ediyorduk ve bir yıl önce de ciddi anlamda bir Ar-Ge çalışması yapmaya başladık. Sanal gerçeklik oyun ve sinema sektörünü birleştiren bir olgu. Bundan sonra daha sinematik oyunların veya interaktif sinemaları görebileceğimiz bir kapı açıyor bize. Şu ana kadar bir oyun çıkardık mobil tarafta sanal gerçeklik oyunu. O da bir shooter oyunu. 2. Dünya Savaşı döneminde geçiyor. VR’ın aslında en büyük özelliği insanlara 360 derece bakış açısı sağlayabilmesi. 360 derece oyunlar ve videolar da var.   - Video da mı yapıyorsunuz   O.K: Evet, aslında oraya gelecektim. VR tarafında yapılan farklı işler var. Bir oyun tarafı var, 360 derece video çekme tarafı var ve bir de daha interaktif kulvar var. V.T: Aslında farklı deneyimler sunuyor. İnsanları bulunduğu yerlerden farklı yerlere götürüyor. Deneyimin sınırı yok. NewYork’un üzerinde kanat çırparak uçmak gibi deneyimler sunuyor. Bir iki seneye çok daha farklı yerlere geliyor olacak. Biz de aslında yavaştan biraz biraz daha odağımızı o yöne kaydırıyoruz. Farklı markalara VR içerik üretmeye çalışıyoruz. Yurtdışında çalıştığımız müşterilerimiz var.   - Hem oyun hem video çekimi...   O.K: Evet. Pazar olarak VR’a baktığımızda şu an son kullanıcı bakımından çok penatrasyonu yok. Daha çok kapalı bir ekosistem üzerinde bu içerikler üretiliyor. Yaklaşık 5 yıl içinde hayatınıza, telefonlar gibi, tam anlamıyla girmesi bekleniyor. V.T: Beş yıl içinde yaklaşık 75 milyon dolarlık bir pazar bekleniyor. Hayatımızda ilk defa dünyayla aynı hızda gidiyoruz. Bizim odak noktamız hem teknolojik olarak biraz daha sınırları zorlayabileceğimiz projeler yapmak hem de farklı deneyimler sunucak içerikler üretmek. Mesela geçtiğimiz aylarda İKSV’nin film festivali vardı. Orada diğer ortağımız Turan sinema sektöründen davetle gelen belirli kişilere sanal gerçeklik tarafında küçük bir eğitim verdi. Sanırım şu an Spielberg bir VR filmi üzerine çalışıyor. Yapılan farklı kısa film örnekleri var. Sinema anlamında baktığınızda aslında, bu gözlüklerle korku filmi izlediğinizi düşünün… Arkanızı döndüğünüz anda herhangi bir şey çıkabilir. NYT yeni bir VR uygulaması çıkardı oldukça güzel. İçerisinde güzel belgeseller var. Google ile beraber okuyucularına bir milyon VR gözlüğü dağıttı. VR uygulamasına da sürekli olarak küçük belgeseller geliyor. Suriye ile ilgili ya da haber içerikli belgeseller genelde. Yani sürekli VR’a uygun içerik üretiliyor.   İSTANBUL VE KÖLN OYUNLA BİRLEŞECEK   - Belgesel çalışmaları var mı Türkiye’de?   O.K: Şu an bildiğim kadarıyla Türkiye’de yok. Yurtdışında yapıldı ama Türkiye’de yapılmadı. Türkiye’nin gündemi sürekli değişiyor, yetişemiyoruz ama en azından bundan sonraki nesillere aktarabilmek amacıyla bu tarz belgeseller çekmeyi istiyoruz. V.T: VR’ın her sektöre bir tarafından eklenebilip onu dönüştürebilecek geliştirebilecek potansiyeli var. Yatalak bir hastayı bambaşka yerlere götürebilirsiniz. Ona hastanede değil daha mutlu yerlerdeymiş gibi hissettirebilirsiniz.   - Okullar da bile kullanılabilir aslında...   O.K: Evet tabi ki eğitim amacıyla kullanılabilir. Mesela hayatımızda maki bitki örtüsünü görmedik aslında. Kısa ve bodur ağaçlar diye biliyoruz ama nasıl acaba o kısa ve bodur ağaçlar? Zürafa görmedi mesela çocuklar. Yani aslında çocuklara kitaplardan dikte ettirmek yerine Amazon ormanlarından geçiyormuş gibi, oralara gidiyor kendisi görüyormuş gibi yaşatarak öğretilebiliriz. V.T: İnşaat ve turizm tarafında da kullanılabilir. Henüz tamamlanmamış daireleri bu sayede 3D planlamalar ile dolaşmak gibi, gezmek gibi. Yazın tatile çıkıcaksınız. Katalogdan bakmak yerine, satış ofisini size oteli direk içerisindeymiş gibi deneyimletebilir gibi şeyler olabilir. Ülke tanıtımları, mekan tanıtımları için çok ciddi potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Yaygınlaşması için markalar çok önemli bir rol üstleniyor. Üniversitelerin çok daha bu işin içerisine dahil olması gerekiyor.    - Yurtdışı ortaklıklarınız ne üzerine?   V.T: Eğitim alanında İngiltere’de Shepherd Üniversitesi ile beraber çalışıyoruz. Onların İnşaat Mühendisliği, Mimarlık, Şehir Planlama bölümelerinin yüksek lisans programlarında sanal gerçeklik ile eğitim verilmeye başlandı. Biz de onlarla içerik üretiyoruz. En son ürettiğimiz proje, şehir planlama öğrencilerin bu dönemki projelerinden biri Kadıköy sahilinin yeniden planlandırılmasıydı. Bu sayede öğrenciler Kadıköy’ü ve o kalabalığı yaşayabilir hale geldi.   - Var mı hiç Türkiye’den talep?   O.K: Şu an için yok ama ben en yakın Bahçeşehir Üniversitesi’nde olacağını düşünüyorum. Çünkü zaten oyun tarafından da öncü bir kurum oldu. Oyun geliştirme konusunda sertifika ve yüksek lisans programları var. Biz de orada hem eğitmen hem danışman olarak bulunuyoruz.   -  İnsan sağlığına zararı olup olmadığı test edildi mi hiç?   O.K: Burada insan sağlığı da çok önemli bir konu. Örneğin mart ayında dünyanın en büyük oyun organizasyonlarından biri yapıldı San Francisco’da ve ilk defa sadece VR için özel bir line oluşturdular. Biz de orada baya bir sağlık üzerine olan kısımlara konuşmalara katıldık. Fazla hareket eden birşey izlediğinizde muhtemelen mide bulantısı yaşayabilirsiniz. Çünkü vücut sabit kalıyor fakat beyin hareket ettiğinizi düşünüyor. Bunu engellemek için özel ekipmanlar geliştiriyoruz şu anda. Daha ivmesiz ve smooth bir şekilde hareket eden... Bunun dışında yine çok uzun süre izlemek gözleri yoruyor. Bu sebepler 2-3 dakikadan uzun seanslar yapmamayı öneriyoruz. Öğrenilecek çok şey var.   - Türkiye’de kaç şirketle çalışıyorsunuz?   O.K: VR tarafında ağırlıklı olarak marka işbirlikleriyle ilerliyoruz. 10 marka ile görüşüyoruz, 4-5 marka ile çalışıyoruz. Yurtdışında bir projenin teknik tarafını hallediyoruz. Örneğin Efes’e gidiyorsunuz ilk önce şu anki Efes’i görüyorsunuz. Sonra işte bir toz bulutu ve M.Ö. dönemi ve o anki insanlar.. Veya Londra’ya gidiyorsunuz Trafalgar meydanına sonra bir anda İkinci Dünya Savaşı dönemine geçiyorsunuz. Tepeden uçaklar bomba yağdırıyor vs. Öyle bir kurgusu var. Shepherd Üniversitesi ve Bablyon’la çalışıyoruz. Unilever’le bir VR projesi yaptık. Bunun dışında, üretim halinde olduğumuz ve yakın zamanda çıkacak birkaç projemiz de var. Türkiye'nin en büyük markalarıyla çalışıyoruz ve şu an isim veremiyorum proje çıkmadığı için ama keyifli projeler geliyor.   - Oyundan öte şimdi sanal gerçekliğe mi adapte oldunuz?   O.K: İlk başta dediğim gibi ilk oyunumuz Facebook'taydı, üçüncü oyunumuz mobildi... Bundan sonra biz artık yeni platformaların VR platformları olacağına inanıyoruz. - Şu an üzerinde çalıştığınız VR oyunları var mı? V.T: Ağustosta Köln’de düzenlenen Gamescom oyun fuarında bir standımız olacak. Orada Almanya merkezli bizim gibi bir VR firması ile ortak bir proje yapıyoruz. Sinematik bir oyun projesi üzerinde çalışıyoruz. İstanbul ve Köln'ü birleştiren bir oyun fikri. Bizi heyecanlandıran projelerden biri bu.   YURTDIŞINDAN TEKLİFLER KAFAMIZI KARIŞTIRIYOR   - Yurtdışından teklif var mı sizi satın almaya yönelik?   O.K: Oluyor dönem dönem. Bizim de kafamız karışıyor. Türkiye’de teknoloji girişimcisi olmak çok kolay değil. Çünkü yurtdışında bu tarz işler için bir ekosistem, kurulmuş devam eden bir düzen var. Üniversite, yatırımcılar ve girişimciler arasındaki o ekosistem çok güzel ve güçlü bir şekilde kurulmuş. Ama burada bu üç parti arasında ciddi kopukluklar var. Devletin yavaş yavaş artıyor ama girişimcileri çok destekleyen programları yok. Türkiye’de iş yapmanın giderek zorlaştığı bir gündem var.   - Şu anki pazarın büyüklüğü ne Türkiye’de?   V.T: Oyun için 500 milyon dolar civarı bir pazar büyüklüğü var. VR Türkiye’de şu an yok ama çok kısa sürede büyüyeceğini öngörüyoruz.   -Kültür ya da Sağlık Bakanlığı’na başvurdunuz mu ortak proje için? Ya da onlar teklif geldi mi?   O.K: Daha başvurmadık ama olucaktır. Yavaş yavaş geliyoruz o kısımlara. Samsung gitti VR’ı Türkiye’ye getirdi bu ciddi bir adım. Her yerde reklamlarını görüyoruz. Geliyor bu tarz şeyler yavaş yavaş gelmeye başlıyor. BU yüzden artık daha kolay olacaktır. O kadar çok şey var ki yapmak istediğimiz önce onları bir sıraya da koymamız gerekiyor.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr