Lavrov, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sayfasından da tamamının verildiği röportajda Rus REN TV kanalını muhabirinin “Bizim kayıt ekibimiz Türkiye sınırına gitti ve kendi gözleriyle çatışmaları gördü. Sınırda duran Türk tanklarını çekti.” sözleri üzerine şu açıklamayı yaptı:

“Ben bunu duydum ve gördüm. Türkler çok önceden Kürtlerin Suriye’nin kuzeyinde güçlenmelerine izin vermeyeceklerini bildirmişlerdi. Kürtler bizim ve Amerika’nın desteğiyle orada IŞİD ile mücadele etmesine rağmen Türkler, Suriye topraklarındaki batı ve doğu yerleşim bölgelerinin IŞİD’i yenme yoluyla olsa bile birleşmesinin kabul edilemez olduğunu söylediler. Bu Türkiye’nin değil Suriye’nin sorunu. Bu farklı bir konu. Bu yüzden biz Cenevre’de başlayacak bu sürecin kesinlikle Kürtleri de kapsaması gerektiğini düşünüyoruz.Eğer Kürtleri Suriye’nin geleceğinin belirleneceği görüşmelerden ‘Atarsak’ onların bu devletin içinde kalmak isteyeceklerini nereden bilebiliriz. Bu yüzden biz Türkiye dışındaki tüm ülkeler gibi bu tavrı alarak BM’nin ültimatomlar karşısında eğilmemesi ve Kürtleri görüşme sürecine davet etmesini sağlayacağız. Suriye’de Kürt tarafının hiçbir şekilde güçlenmesine izin verilmemesini talep ederek, Türkiye Suriye topraklarında güvenlik alanları kurmak için egemenlik hakkına sahip olduğunu bildirmeye başladı. Bizim verilerimize göre, onlar Suriye içerisinde sınırdan birkaç yüz metre uzaklıkta konuşlanmaya başladılar.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu Avrupa Birliği’ni Brüksel’e ziyarete gitti. Orada göçmen krizi görüşüldü, daha doğrusu ‘Türkiye’nin ültimatomlarına’ cevap arandı. Sonuçlar Avrupa Birliği’nin otoritesi, itibarı ve kendi yasal çıkarlarını koruma gücü konusunda ve bu anlaşmaların uluslararası insani haklara uyup uymadığı konusunda ciddi sorular oluşturdu. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve diğer kuruluşlar, mülteciler konusundaki evrensel konvansiyonlarının görmezden gelindiğini bildirdiler. Türkiye ve AB arasında imzalanan belgelerde Avrupa Birliği’nin güvenlik bölgesi kurulmasına gerek olduğunu anladığını gösteren dolaylı sinyaller bulunuyor, bu bölgenin Suriye topraklarında kurulacağı anlaşılıyor. Brüksel’e atılan bu adımın BM Güvenlik Konseyi’nin tüm kararlarını destekleyeceğine, Suriye’nin bölünmesine izin vermeyeceğine  ilişkin resmi açıklamalarına ne kadar uygun olduğunu sorduk. Cevap bekliyoruz.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr