Dünyanın önde gelen haber ajanslarından Reuters, okuyucularına Türkiye’deki darbe girişimini şu ifadelerle özetledi: “Tuhaf biçimde 20. yüzyıldan bir darbeydi, 21. yüzyıl teknolojisi ve insanlarına yenildi.”

Ajansın haber analizine göre ‘Yurtta Sulh Konseyi’ Erdoğan ve onun giderek otoriterleşen hükümeti devirmeye çalışırken isyancı general ve albaylar son savaşlarını veriyor gibi görünüyordu. Ancak İstanbul’da yaşayan askeri uzman Gareth Jenkins’in tabiriyle “Darbe iyi planlanmıştı ama 1970’lerden bir senaryoyu kullanıyordu”. Darbe girişimine sahne olan Türkiye, 2016 yılındaki modern bir Batı devletinden ziyade 1973’teki Şili ya da 1980’deki Ankara’yı anımsatıyordu. Cumhurbaşkanı bir tatil beldesindeyken haftasonu harekete geçen darbeciler başlıca havalimanını ele geçirmiş, Meclis’e tanklar göndermiş ve TRT ekranlarından sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Fakat AKP liderlerinden kimseyi yakalayamayan darbeciler özel televizyonları, cep telefonu sinyallerini ya da sosyal medya ağlarını karartamadı. Bu da Erdoğan ve hükümet yetkililerine hızla destekçilerini sokağa dökülüp darbeye direnmeye çağırma imkânı verdi.

İletişimle karşı darbe

Sık sık sosyal medyaya müdahale etmekle, gazete ve televizyonları susturmaya çalışmakla suçlanan Erdoğan, darbeye direnirken düşmanlarını iletişim teknikleri kullanarak yenen ‘devrimcilerin’ izinden yürümüş oldu. Reuters, 1517’de matbaayla Katolik kilisesine karşı isyan başlatan Protestan rahip Martin Luther’den 1979’da Fransa’da doldurduğu kasetlerle İranlıları Şah’a karşı ayaklandıran Humeyni’ye uzanan geleneğe dikkat çekti. Sosyal medyanın hükümetlerin haberleri ve protesto seslerini bastırmasını zorlaştırmasına da İran örneğini verdi. İran’da 2009 cumhurbaşkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığını savunan ‘Yeşil Hareket’ protestoları YouTube, Twitter ve Facebook’ta yayımlanan mesajlarla büyümüş ve tüm ülkeyi sarmıştı. Halbuki 1991 yılında SSCB’nin son lideri Gorbaçov’a yönelik darbe girişiminde, Kırım’daki yazlık evinde tutulan Gorbaçov Moskova’da yaşananları yalnızca radyodan takip edebilmiş, darbeciler üç gün boyunca kontrolü ellerinde tutmuştu. Ancak Türkiye’de olduğu gibi karşı taraftan direniş beklemedikleri, çabuk çözülen ve teslim olan acemi askerlere bağımlı kaldıkları için darbe başarısız oldu.

Reuters, Türkiye’deki olupbitenleri daha çok 1981’de İspanya’daki darbe girişimine benzetiyor. Parlamento binasına dalan isyancı askerler, Kral Juan Carlos’un başkomutan üniformasıyla televizyondan ulusa seslenerek anayasaya uyulması çağrısı yapmasının ardından aradıkları desteği bulamamıştı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr