2'si Türk Radyoloji Derneği, 4'ü TÜMRAD-DER'den oluşan 6 kişilik uzman ekip, yarın Kayseri'ye giderek olayın yaşandığı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde radyasyon ölçüm cihazlarıyla ölçümler gerçekleştirecek. Ölçümlerle radyosyon miktarının normal standartlarda olup olmadığını araştıracak olan ekip, aynı zamanda radyoloji bölümünde çalışan tekniker ve teknisyenlerle görüşerek bilgi alacak.

KORUYUCU EKİPMANLAR KALİTESİZ İDDİASI

TÜMRAD-DER Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu, derneğin Küçükçekmece'deki Genel Merkezi'nde konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Radyasyonun birkaç zararlı etkisi olduğunu, bunlardan en önemlisinin de 'kanser' olduğuna vurgu yapan Heybet Aslanoğlu, radyoloji bölümünde çalışan görevlilerin bu etkilerden korunmak için kurşun önlük, troid koruyucu kurşun boyunluk veya gözlük gibi koruyucu ekipmanlar kullandıklarını belirtti.

Türkiye'de bu koruyucu ekipmanlarda bazı firmalar tarafından merdiven altı üretim yapıldığını öne süren Aslanoğlu, "Bize gelen bilgi ve ihbarlara göre aralarında üniversite hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri dahil Türkiye genelinde 41 hastanede kurşun önlük alımı sırasında standartlara dikkat edilmeden hastane yöneticileri tarafından hangisi daha ucuz ise o tercih edilmektedir. Yani kalitesine bakmadan sahip olduğu yeterlilik belgelerine bakılmaksızın bu ekipmanlar alınıyor. Ayrıca bu konuda ekipman tedarik edilen 15-20 firma var. Bunların bir kısmında yeterlilik belgeleri yok. Bunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın denetlemesi gerekiyor. Fakat denetimler çok yetersiz" dedi.

SADECE KAYSERİ'YLE SINIRLI DEĞİL

Heybet Aslanoğlu, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ortaya çıkan olayın sadece orayla sınırlı olmadığını, İstanbul dahil olmak üzere Türkiye'nin bir çok bölgesinde aynı durumda olan hastanelerin mevcut olduğunu ifade etti. Buralarda da meslektaşlarının arasından radyoloji kaynaklı çeşitli hastalıklarla mücadele ettiklerini ileri süren Aslanoğlu, "Erciyes Üniversitesi'nde yaşanan olayın ortaya çıkmasından sonra derneğimize gelen ihbar sayısı 100'ü aştı. Bir çoğunda troid kanseri, meme kanseri olanlar var" diye konuştu.

'HASTALARA RADYASYON VEREREK TEŞHİS KOYMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Heybet Aslanoğlu, kanser sayılarının artmasında sağlıkta uygulanan performans sistemi sonucu hekimlerin daha çok hasta kabul ederek, yeterince muayene etmeden daha çok tetkik istemesinin olduğuna dikkat çekti. Aslanoğlu, "Çok istenen bu tetkikler arasında yapılan araştırmalar yüzde 40 oranında hastalığın teşhisine bir katkı sağlamayan gereksiz tetkikler oluşturmaktadır. Bizler radyasyon ile çalışan bir meslek grubuyuz. Laboratuvar tetkiklerinin fazla yani gereksiz istenmesi ile radyoloji tetkiklerinin gereksiz olması aynı şey değildir. Bizler hastalara radyasyon vererek teşhis koymaya çalışıyoruz. Vereceğimiz radyasyon ile hastalarımızın daha fazla radyasyona maruz kalmasına, bizler hastaya şifa vermek isterken hastanın veya bizim kanser olmasına sebep olabiliyoruz" dedi.

BASIN MENSUPLARINA O REÇETELERİ GÖSTERDİ

Öte yandan Heybet Aslanoğlu, konuşması sırasında kendilerine ulaşan bazı hastalar için istenen radyolojik tetkiklerin yazılı olduğu reçeteleri basın mensuplarına gösterdi. Hastalardan istenen çok sayıda radyolojik tetkikin yanlış olduğunu ifade eden Aslanoğlu, " Bizler hastalara radyasyon vererek teşhis koymaya çalışıyoruz" ifadelerini tekrar yineledi.

Heybet Aslanoğlu, taşeronlaşmanın hastanelerin görüntüleme merkezlerinde kontrolsüz bir şekilde yaygınlaştığını kaydederek, firmaların daha ucuz iş gücü diye eğitimsiz, ehliyetsiz kişilerle hizmet verildiğini dile getirdi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr