-Herkes sizi oyuncu olarak tanıyor. İlk filminizi böylesi ilgi çekici bir konu üzerine çekme fikri nasıl doğdu?

Yıllarca çeşitli vesilelerle Kars’a gittim. Gezici Festival, Uğur Yücel’in “Soğuk” filmi ile “Kars Öyküleri” filminin çekimleri için özellikle. Kars’a dair bir belgesel ya da sinema filmi projesi zaten kafamda dolaşıyordu, bir çıkış yolu arayışı içerisindeydim. “Soğuk”un çekimleri sırasında Yüksel Ermutlu adlı görme engelli şarkıcıyla karşılaştım. Filmin iskeletinin bir ayağını Yüksel üzerinden düşünmeye başladım. Sonra basit bir tretman yazıp yine Kars’a gittim. Karslıların Orhan Pamuk ve “Kar” romanıyla kurduğu sevgi-nefret ilişkisini görünce romanın da filmin içerisinde olması gerektiğini, Kars anlatımını derinleştireceğini düşündüm. Kars’a İngiltere’den kesin dönüş yapmış bir berber ve “Kar” romanı üzerinden de iskeletin diğer ayağını kurmuş oldum. Kar romanı hayranı bu kurgusal karakter, romanda adı geçen bütün binaların, sokakların ve romandaki karakterlere yakıştırdığı insanların fotoğrafını çekiyor. Onlardan kartpostal yapıyor ki Kars’a gelen turistler giderken romandan ve şehirden bir hatıra götürebilsinler. Fakat Karslıların bir kısmı Kar romanının şehrin gerçeklerini yansıtmadığını düşünüyorlar.

-Bu gerçekten böyle mi?

 Öyle bir gerçek ki, birkaç yıl önce “Kar” romanını Kara Kitap’a da göndermeyle kara kutuya koyup, Orhan Pamuk’a göndermişlerdi. Şehrimizi iyi anlatmamışsınız, diye. Benim berberim fotoğraflamak istediği ve romandan hoşlanmayanları ikna etmek zorunda ki kartpostalları tamamlayabilsin. Ayrıca Kars’ta “Kar” romanına özel bir çalışma yapılmış. Ka karakterinin şehirdeki yürüyüş yollarını gösteren bu haritayla yerli yabancı turistler Kars’ı dolaşıyor.

-Kars’a gitmeden önce kitabı okumuş muydunuz? Sizin fikriniz ne oldu?

Yıllar önce okumuştum. Müzisyenle ilgili çerçeveyi kurduğumda yanımda “Kar” romanı da vardı. Romanın rotalarını da gezeyim istemiştim. Orhan Pamuk zaten hayranlıkla takip ettiğim bir edebiyatçı. Romanda Orhan Pamuk Kars’ta küçük bir Türkiye kuruyor ve Türkiye’nin sorunlarını Kars üzerinden tartışıyor aslında. “Kar” romanı aslında ülkemizin en ihtiyacı olan şeye, birbirimizi anlamamıza yönelik müthiş bir manifesto. Kars ve Kar romanı bir Türkiye örneklemi.

-Filmin isminde Orhan Pamuk’un adını geçirmenizde daha geniş kesime ulaşma arzusunun da etkisi var mı?

Filmin ilk adı “Peri Peri”ydi. Filmi izledikten sonra Orhan Pamuk ve “Kar” romanı üzerindeki meselenin kendini fazlaca hissettirdiğini gördük. Bir de berber karakterimiz Masumiyet Müzesi’ni sergilemeye yönelik bir bakış da içeriyor. Ayrıca anlattığımız şeyin daha fazla insanla bağlantı kurmasının, uluslararası bir karşılığı olmasının yolu olarak da gördük tabii bunu. Sanatla uğraşan herkes yaptığının daha çok kişiye ulaşmasını ister. Tabii bunu sömürmeden, çıkarlar için kullanmadan yapmak lazım. Bu filmi izlettiklerimiz romanı okumak ve Kars’a gitmek istediklerini söylediler. Bu duyguları uyandırmak arzu ettiklerimiz arasındaydı. Filmin uluslararası festivallerde karşılık bulabileceğini umuyoruz.

‘İtirazım olmaz’

-Orhan Pamuk’la iletişime geçtiniz mi hiç? Filmden haberi var mıydı?

Arkadaşımızın doğum günü için bir balıkçıdaydık. Orhan Pamuk da oradaydı, yabancı misafirleri vardı yanında. Evime çok yakındı balıkçı. Bir arkadaşıma rica ettim, evden hem romanları hem çektiğimiz filmin olduğu USB’yi (taşınabilir hafıza kartı) getirdi.

“Kırmızı Saçlı Kadın” romanını imzalaması için uzattım. Elimdeyse “Kar” romanı vardı, içinde de yüzlerce postit. “Bunlar ne” dedi. Filmimizden söz ettim. Filmin bir kopyasını ve iletişim bilgilerimi verdim, “Olur ya itirazlarınız olur” diyerek. “Yok, olmaz” dedi. Filmin adı Orhan Pamuk’a söylemeyin, ama ben söyledim.

-Geri dönüş oldu mu?

Olmadı. Verdiğim kaba kurgusuydu. Son halini izlemesini isterim. Bir şekilde yapacağız.

-Film çekmeye devam edecek misiniz?

Bende proje bitmez. Sorun her geçen gün film çekmenin zorlaşması. Yoksa dört uzun metraj, sekiz belgesel projem var.

ULUSAL YARIŞMA FİLMLERİ:

53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin Ulusal Yarışma Bölümü’nde yarışacak 12 film açıklandı. Seçilen filmlerin 8’inin ilk filmini çeken yönetmenlere ait olması dikkat çekti. İşte 16-23 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek festivalde yarışacak yerli filmler:

-‘Albüm’ - Mehmet Can Mertoğlu (ilk film)

-‘Babamın Kanatları’ - Kıvanç Sezer (ilk film)

- ‘Eşik’ -Ayhan Salar (ilk film)

-‘Genç Pehlivanlar’ - Mete Gümürhan (ilk film)

-‘Mavi Bisiklet’ - Ümit Köreken (ilk film)

-‘Orhan Pamuk’a Söylemeyin Kars’ta Çektiğim Filmde Kar Romanı da Var’ - Rıza Sönmez (ilk film)

 -‘Rauf’ - Barış Kaya, Soner Caner (ilk film)

-‘Rüya’ - Derviş Zaim l ‘Rüzgârda Salınan Nilüfer’ - Seren Yüce

- ‘Siyah Karga’ - Tayfur Aydın l ‘Tereddüt’ - Yeşim Ustaoğlu

-‘Toz’ - Gözde Kural (ilk film)

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr