Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) 50’nci kuruluş yıldönümü önceki akşam büyük bir coşkuyla kutlandı. Etkinlikte konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK'ih her türlü baskıya rağmen diz çökmediğini vurgulayarak “Başkanlık sisteminin işçilere zararlı olduğunu, işçi servislerinde, yemekhanelerde anlatacağız. Nerede işçi varsa onları, ‘Hayır’ demeye çağıracağız” dedi.

DİSK’in “50.Yılımızda demokrasiyi kurmak için birleşelim” çağrısıyla Şişli Kent Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Başkanvekili Jaap Wienen, CHP milletvekilleri Veli Ağbaba, Niyazi Nefi Kara, Mahmut Tanal, Ali Şeker ve Musa Çam, HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Garo Paylan, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu, ESP Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Güngör, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, Eski DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK’in kurucularından Abdullah Baştürk’ün eşi Ayten Baştürk, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, gazetemiz yazarı Şükran Soner, İstanbul Tabip Odası Başkanı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Raşit Tükel, 686 sayılı KHK ile ihraç edilen akademisyen Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, sanatçılar Zülfü Livaneli, Genco Erkal, Timur Selçuk, Orhan Alkaya, Erdal Güney gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda sendika üyesi katıldı. Emek ve barış mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başlanan etkinlikte İşçi Korosu, DİSK’in 50. yılı anısına Erdal Güney tarafından bestelenen “50. Yıl Marşı”nı seslendirdi.


Törende konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Kemal Türkler’den şair Kemal Nebioğlu’na DİSK’in tarihinde mücadele dolu yıllar olduğunu belirterek DİSK’in dört temel ilkesini hatırlattı: “Türkiye’de gerçek sendikacılığın, sınıf ve kitle sendikacılığının ilk ve tek temsilcisi, halkın umudu DİSK’tir. DİSK, devletten, sermayeden ve siyasi partilerden bağımsız olarak işçileri demokratik biçimde bir araya getirmektedir. Irk, dil, din, inanç, mezhep, siyasal görüş ve dünya anlayışı farkı gözetmeksizin her işçi DİSK’li olabilir. DİSK’te kararları işçiler verir. “Demokrasiyi kurmak için birleşelim” sloganının anlamı, hem ülkemizde hem de sendikalarda demokrasiyi savunmaktır.”

Anayasa dayatması

Anayasa değişikliğine de değinen Beko, “Cumhuriyet adına, demokrasi adına, laiklik adına, haklarımız ve özgürlüklerimiz adına, sosyal devlet adına, hukuk devleti adına ne kazandıysak hepsini ortadan kaldıracak bir Anayasa dayatması ile karşı karşıyayız. Başkanlık sistemine karşı işçi servislerinde, yemekhanelerde, her nerede işçi varsa ‘Hayır’ demeye çağıracağız. Bu topraklarda eşitlik, özgürlük, emek, barış, demokrasi ve kardeşlik mücadelesi veren, toprağa düşen kırmızı karanfiller için ayağa kalkmalıyız. Hayır demek için ayağa kalkmalıyız” ifadelerini kullandı. Beko’nun çağrısın ardından salondakiler ayağa kalkarak, ‘Hayır’ diye bağırdılar.

Bize düşen mücadele

Akademisyenlerin ihracına da değinen Beko, “Bilim insanlarını üniversite kapılarında tartaklayan, cübbeleri ayaklar altına alan bu anlayış yurttaşların demokrasi ve hukuk devletine dair umutlarına zarar vermektedir. Demokrasi ve hukuk devletinden umudunu kesmiş bir ülke herkesin korkulu rüyası olmalıdır. Bize düşen görev bedeli ne olursa olsun eşitlik özgürlük demokrasi adalet ve aydınlık bir Türkiye için birlikte mücadele etmektir. Çünkü gücümüzün birliğimizden geldiğini çok iyi biliyoruz”  diye konuştu.

Wienen: Birleşelim

ITUC Genel Başkanvekili Wienen de DİSK’in OHAL’e karış yürüttüğü demokrasi mücadelesini sonuna kadar desteklediklerini vurgulayarak “Uluslararası sendikal hareketin ifade özgürlüğü, konuşma özgürlüğü ve basın özgürlüğünün sınırlandırılmasını asla kabul edilemez. Bunlar olmadan demokrasiden söz edebilmek mümkün değildir. DİSK üyeleri baskıyı, zulmü değil; saygıyı hak ediyor. Demokrasi, eşitlik ve dayanışma için birleşelim” dedi.

DİSK Genel Sekreteki Çerkezoğlu da “Bizim tarihimiz geleceğimizdir. O nedenle bugün DİSK, 1977’de Taksim’de yitirdiğimiz canlarımızdır... Bugün DİSK, Cizre’de Nihat Kazanhan, Gezi’de Berkin Elvan, Hopa’da Metin Lokumcu, Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’dır. Bugün DİSK işten atılmalara, grev yasaklarına, taşerona, sendikasızlaştırılmaya karşı DİSK’İn bayrağını yükselten işçi kardeşlerimdir” diye konuştu.

Belgesel gösteriminin ardından tekrar sahneye çıkanDİSK Korosu, “Ellerinde pankartlar”, “El Pueblo Unido” gibi marşları seslendirdi. Daha sonra sahneye usta oyuncu Genco Erkal çıktı. Nazım Hikmet’ten şiirler seslendiren Erkal, referanduma da gönderme yaparak, “Nazım Hikmet vatan hainliğine ve ‘Hayır’ demeye devam ediyor hala” dedi. Genco Erkal’ın ardından sahne alan Timur Selçuk, bu yılın kendisinin de 50. yılı olduğunu söyleyerek,  “Ben öyle sağda solda 50. yıl yapamam. Bu akşam benim de 50. yılım” diye konuştu.

Gecede, oyuncu Orhan Alkaya’nın sunumuyla, “Emek ve Onur Ödül Töreni” gerçekleştirildi. Şükran Soner, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Zülfi Livaneli, Timur Selçuk, Genco Erkal, Prof. Dr. Mesut Gülmez ve Prof. Dr. Korkut Borotav ödüle layık görüldü. Gülmez ve Boratav Ankara Üniversitesi’ndeki direniş nedeniyle geceye katılamadı. Ödülünü teslim alan Prof. Dr. Kaboğlu yaptığı konuşmada, “DİSK tarihi Türkiye anayasal hak ve özgürlüklerin tarihidir” dedi. DİSK’in önünde çok önemli bir 60 gün olduğuna dikkat çeken Kaboğlu, savaşın da bir hukuku olduğunu ancak bugünkü sistemin kalleşliğe dönüştüğünü vurguladı. Zülfü Livaneli ise işçi sınıfının 50. yılında çok önemli bir rol üstlendiğinin altını çizdi. Demokrasinin yıkılmasına karşı, ‘Hayır’ çalışması yürütülmesi gerektiğini söleyen Livaneli, “Tüm halklarla birlikte ‘hayır’ diyeceğiz” ifadesini kullandı. Genco Erkal da, “DİSK bizim göz bebeğimizdir. Hep beraber, ‘Hayır’ diyelim” diye konuştu.

Ödül töreninin ardından Kardeş Türküler sahne aldı. Kardeş Türküler’e eşlik eden Zülfi Livaneli, “Karlı Kayın Ormanında” ve “Yiğidim Aslanım” ezgilerini seslendirdi. Son olarak gecede, DİSK İşçi Korosu’nun Enternasyol’i seslendirdi.

Yeni bir saldırı

Gecede, Emek ve Onur Ödül’ü alan gazetemiz yazarı Şükran Soner, “DİSK ülkeyi bir yerden başka bir yere taşıdı. Tüm sendikların, işçi sınıfının önünde öyle bir lokomatif oldu. Bir çok örgütlenemeyen sendika DİSK’in sayesinde haklarını aldı. DİSK kurulduğu dönemede sayıca az sayılı ve küçük sendikalara sahipti ancak imzaladığı toplu iş sözleşmeleriyle büyük sendikaların da aynı haklardan yararlanmasına olanak sağlayarak onlara önderlik etti. 1960-70’li yıllarda Türkiye işçi sınıfı kısa süre içinde önemli bir örgütlülük oranına ve mücadele düzeyine yükseldi. Gerek sendikal örgütlülük gerek işçi ücretlerinde alınan kazanımlar kayda değerdi. 12 Eylül’e kadar geçen 17 yıllık yükselen mücadele döneminde elde edilen kazanımlar darbenin ardından 37 yıldır geriletildi. Egemen güçler ancak işçi örgütlülüğünü kırarak, toplumdaki demokratik ortamı da geriye götürme becerisini gösterecekti. Bu nedenle de sonraki 37 yılda işçi sınıfına büyük baskılar uygulandı. İşçi sınıfı şimdi yeni bir saldırı ile karşı karşıya” diye konuştu.

DEMOKRASİ, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK

Gecede Arzu Çerkezoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve şu an tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş’ın yolladığı mesajları okundu.

Kemal Kılıçdaroğlu: “Disk, 12 Eylül öncesinde olduğu gibi bugünde demokrasinin, eşitliğin ve özgürlüğün yanında duruyor; yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı işçilerin alın terini, iş güvencesini ve can güvenliğini savunuyor. Rejim değişikliği düşü, kuramlara karşı parlementer demokrasiye sahip çıkıyor. Bu duygularla ilk Genel Başkanlığı’nı üstlendiği DİSK’in kuruluş amacını, işçi sınıfını memleket yönetimine ağırlığını koymasını sağlamak, kula kulluğu sona erdirmek, sosyal adalet içinde yaşamanın koşullarını yerine getirmek olarak özetleyen ve 22 Temmuz 1980’de evinin önünde vurularak öldürülen sayın Kemal Türker’le birlikte, başta kanlı 1 Mayıs 1977 olmak üzere emek mücadelesi şehidi tüm DİSK yönetici ve üyelerinin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor.”

Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş: “50 yıl boyunca sadece üyelerin siyasal haklarını değil, toplumun tüm ezilen kesimlerinin demokrasi ve özgürlük talaeplerini sahiplenmiş ve bu uğurda korkmadan nice bedeller ödemiş olan DİSK, şüphesiz faşizme karşı bu ortak mücadelemizde de ön safta yer almaya ve haklarımıza öncülük etmeye devam ediyor. Bu vesileyle, sınıfımızın en büyük, en köklü ve en direngen sendikası DİSK’in 50. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, barışın ve emeğin hüküm süreceği, o ‘Hayır’lı geleceği beraber kurmak için dayanışmaya devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.”

Gecede kim ne dedi?

DİSK’in kurucularından Abdullah Baştürk’ün eşi Ayten Baştürk: “Şu an çok duygulandım. Biz DİSK’liler çok çile çektik. 12 Eylül benden çok şey götürdü. Sinir sistemim bozuldu.”


Sırrı Süreyya Önder: “Bende DİSK geleneğinden geliyorum. Türkiye’de sadece işçi sınıfına değil, özgürlük mücadelesine, demokrasiye, sosyalizm mücadelesine dair kim ne söylemişse içerisinde DİSK’in bir emeği ve hakkı vardır. Bir sendika ve sınıf örgütü olmanın çok ötesinde bir anlamı vardır, bütün Türkiye halkları için DİSK’in mücadele tarihindeki yeri ve önemi çok büyüktür.”
Selma Gürkan: “DİSK emek mücadelesinde çok önemli bir yerdedir. DİSK’in tarihi ödenmiş bedellerle doludur. Karanlığa boyun eğmeyeceğiz”


Süleyman Çelebi: “DİSK denilince akla sınıf mücadelesi tarihi gelir. Demokrasi ve barış mücadelesi gelir. Devlete, sermayeye teslim olmadan bağımsız mücadele etmiştir. İşçi sınıfının bugüne kadarki kazanımları DİSK’in sayesindedir.”


Lami Özgen: “DİSK’in tarihi mücadele doludur.  DİSK kurulduğu günden bri direnişin öncülüğünü yapmış, kardeş konfederasyonumuzdur.”


Alper Taş: “DİSK’in ülke tarihine damga vurmuştur. DİSK Türkiye sınıf hareketi açısından çok önemli bir örgütlenme. Bizzat işçilerin kurduğu, geliştirdiği, büyüttüğü. Türkiye’nin yakın tarih dönemi içerisinde, bu tarihe adını yazdıran örgütlenmelerden biri.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr