Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) binlerce öğretmenin tasfiyesinin ardından sözleşmeli öğretmen alacak olmasına yönelik tartışmalar sürüyor. Eğitim camiasından öğretmen alımları için komisyon kurularak sözlü mülakat yapılacak olmasına yönelik tepkiler gelirken, bunun AKP’nin 15 Temmuz’dan sonra sıkça dillendirdiği “kamuda artık liyakat esas alınacak” söylemiyle çeliştiği görüşü hakim.

Hangi kamu görevlisi?

Konuyla ilgilli görüşlerini açıklayan eğitimci Alaaddin Dinçer, sözlü mülakatın akla “torpil” olabileceği şüphesini getirdiğini söylerken, bunun sebebinin de büyük ölçüde geçmişte yaşanan örnekler olduğunu belirtti. Dinçer şöyle konuştu; “Burada çok önemli bir madde var, ‘mülakat için kamu görevlilerinden oluşan üç kişilik bir komisyon oluşturulacak’ deniliyor. Bu kamu görevlisi, müftü de olabilir, imam da, belediye çallışanı da. Düzenlemede bu kişilerin eğitim fakültelerinden uzmanlar olduğunun belirtilmesi gerekirdi. Bürokratlarla konuştuğumuzda, bunu dikkate alacaklarını söylüyorlar. Ancak ne kadar güvenilir bilmiyoruz. Öğretmenin yeterliliklerini alandan gelen insanlar sınamalı. Ben bu maddenin bilinçli olarak bu şekilde hazırlandığını düşünüyorum.

Bir de bu düzenlemeyi OHAL kapsamına almaları garip. Çünkü bu rutin bir uygulama. Eğer AYM’ye giderse, bunun bozulacğını biliyorlar, çünkü sözleşmeli alınacak öğretmenin eş durumu gözetmeksizin, 6 yıl boyunca tayin isteme hakkı yok. Bu düzenleme Anayasa’daki ‘aile bütünlüğünün bozulmaması’ ilkesiyle çelişiyor. Bu yüzzden OHAL kapsamına alıp AYM’ye gidişin önünü tıkadılar.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr