Halk arasında kurdeşen diye bilinen ürtikerin, kısa sürede ortaya çıkıp kaybolabilen, kaşıntılı kızarıklık ve kabarıklıklarla kendini gösteren bir deri hastalığı olduğunu belirten dermatologlar, bu kabarıklıkların bazen ‘Anjioödem’ denilen göz kapakları ve dudaklardaki şişliklerle de beraber görülebileceğini, özellikle de bahar aylarında daha dikkatli olunması gerektiğini belirtiyorlar ve ekliyorlar: “Hastalık iyi bir hasta hekim ilişkisiyle tedavi edilebilir.”

Tetikçileri var

Türk Dermatoloji Derneği Allerjik Hastalıklar Çalışma Grubu Başkanı, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Taşkapan, ürtikerin, hastaların sosyal yaşamlarını, psikolojik durumlarını ileri derecede etkileyen ve yaşam kalitelerini düşüren önemli bir hastalık olduğunu söylüyor. Taşkapan, ürtikerin altı haftadan kısa sürmesinin “akut ürtiker”, altı hafta ya da daha uzun sürmesinin ise “kronik ürtiker” olarak adlandırıldığını anımsatarak “Akut ürtiker daha sık ve her yaş grubunda görülebilir. Kronik ürtiker ise insanların yaklaşık yüzde 1’ini etkiler. En sık 20-40 yaşlarında (yani yaşamın en aktif dönemlerinde) ve kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha sık görülmektedir” diyor. Akut ürtikere kişinin kullandığı bazı ilaçların (ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve penisilin grubu antibiyotikler) ve geçirilmekte olan viral enfeksiyonların neden olabileceğini kaydeden Prof. Taşkapan, şunları kaydediyor:

"Kronik ürtikerde ise neden bulmak daha zordur. Hastaların yarısında neden tam bulunamaz. Bazen besinler akut ürtikere neden olabilmektedir. Bazı durumlarda ise bahar başlangıcında (mart ve nisan aylarında) huş ağacı polenlerine duyarlanmış alerjik nezle ya da astımı olan hastalarda; elma, armut, şeftali, kivi gibi meyvelerin, ya da havuç, kereviz, domates, patates gibi sebzelerin yenilmesine bağlı olarak (besinlerle ağaç polenlerinin yapısal benzerliğinden kaynaklanan) ürtiker tablolarıyla karşılaşılabilir. Ürtiker tedavi edilebilir bir hastalıktır. Özellikle akut ürtikerli olguların çoğu antihistamin dediğimiz haplarla ve kısa süreli kortizon kullanımıyla birkaç gün içinde geriler. Yaygın döküntü ve şişliklerin gözlendiği ağır olgularda ilaçlar (acil serviste ya da dermatoloji kliniklerinde) enjeksiyon yoluyla uygulanır ve hasta bir süre gözlem altında tutulur.”

Ürtikeri olanlar bunları yapmasın

Prof. Oktay Taşkapan, ürtikeri olanların yapmaması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Fiziksel ve psikolojik zorlanmalar (aşırı yorgunluk, egzersiz, stres vb.) ürtikeri tetiklemektedir. Bu hastalar sıcak ortamlardan, alkollü içeceklerden, özellikle ağrı kesici, ateş düşürücü, kas gevşetici ilaçlardan ve diğer bitkisel kökenli tedavilerden kaçınmalıdırlar. İlaçlar içerisinde özellikle ağrı kesiciler (parasetamol grubu hariç) aspirin, penisilin grubu antibiyotikler ürtikere en çok neden olan ilaçlar olduğundan kullanılmamaları önerilir.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr