Nomofobi, yani cep telefonu yoksunluğunda yaşanan korku ve kaygı, özellikle ergenlerde ve gençlerde giderek artıyor. Kızlarda daha çok görülen Nomofobi, yaş arttıkça azalıyor. Trakya Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitim Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Deniz Mertkan Gezgin, Türkiye Özel Okullar Derneği’nce düzenlenen “Eğitimde Öngörüler” başlıklı eğitim sempozyumunda verdiği konferansta “Nomofobi” konusunda yaptıkları araştırmaların sonuçlarını anlattı. Bu rahatsızlıkla ilgili örnekler veren Gezgin, ders sırasında cep telefonlarının kapatılması ve öğretmen masasında toplanmasının bazı öğrencileri çok olumsuz etkilediğini belirterek, “Terliyor, mide krampları yaşıyor, sürekli tuvalete gitmek için izin istiyorlar” dedi.

Gezgin, nomofobinin, “Mecburiyet Caddesi” dışında gidecek yeri olmayan, sosyal olanakları kısıtlı küçük yerlerde daha çok görüldüğüne dikkat çekerek nomofobi hakkında yaptıkları akademik çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi: “Üniversite öğrencileri arasında yaptığımız çalışmada, bilgiye erişememe ve iletişime geçememe boyutlarının öğrenciler için önemli olduğunu gördük. Kızlar erkeklerden daha nomofobik. Akıllı telefon, yüzde 89.5 sosyal medya, yüzde 78.3 müzik dinlemek, yüzde 75.2 iletişime geçmek, yüzde 60.8 fotoğraf çekmek, yüzde 57.7 eğitim ve araştırma için kullanılıyor. Öğretmen adaylarına yönelik yaptığımız çalışma sonuçlarına göre ise yaş arttıkça nomofobi azalıyor ve akıllı telefon kullanma süresi arttıkça nomofobi artıyor.

 ERGENLERDE FAZLA

Ergenler arasında nomofobi yaygınlığı ve internet bağımlılığı ilişkisinin incelendiği çalışma sonuçlarını da anlatan Gezgin, “Uzun süreden beri akıllı telefon ve mobil internet kullanan öğrencilerin nomofobik oldukları tespit edilmiştir. Öğrencilerin nomofobi düzeyleri ile internet bağımlılığı düzeyleri arasında orta düzeyde anlamlı pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür” dedi.

SELFIE BEYİN SORUNU

Sürekli selfie çekmenin beyindeki bir problemden kaynaklandığının ortaya çıktığını, insanların fotoğraf çekip paylaşmaktan, yaşadıklarının keyfini çıkarmadığını, mutsuz kişilerin mutluluk pozları vererek sosyal medyaya koyduğunu anlatan Gezgin, şu önerilerde bulundu: Anda kalın, teknoloji detoksu yapın, telefonunuzu geceleri kapatın, hobiler bulun, spor yapın.

İnternet ve sosyal medya tetikliyor

-Mobil telefon yoksunluğunda yaşanan korku ve kaygı
-Mobil telefon bağımlılığına bağlı olduğu söylenebilir
-Akıllı telefonlar ile artış görülüyor.
-Gençler (Z, Y kuşakları) arasında yaygınlığı artıyor.
-Mobil internet ve sosyal medya kullanımı nomofobiyi
tetikliyor.

SANAL DEĞİL GERÇEK ARKADAŞLAR EDİNSİN

- Çocuklarınızın susması, bebeklerin ağlamaması için akıllı telefonu ellerine vermeyin.

-Arkadaşları ile doğal yollardan görüşmeleri için yönlendirin, akran grupları içerisinde sosyalleşmesini
sağlayın.

-Yetenek ve ilgi alanlarına uygun spor dallarına
yönlendirin.

-Arkadaşlık ilişkilerini destekleyin, onları bir araya getirecek etkinlikler planlayın.

-Çocuklarınızla zaman geçirin ve onlarla konuşun.

 

Uyanır uyanmaz telefonu kontrol ediyorlar

Üniversite öğrencilerindeki davranış biçimleri şöyle:

-Gün içerisinde sıklıkla telefonu kontrol etme.

-Şarj aleti taşıma

-Gece telefonu kapatamama.

-Yatmadan önce yatakta telefon ile zaman geçirme.

-Uyanır uyanmaz telefonu kontrol etme.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr