Bir süredir tedavi gören ve önceki gün Bodrum’da yaşamını yitiren akademisyen, yazar, çevirmen ve kadın hareketinin önde gelen isimlerinden Doç. Dr. Şirin Tekeli’nin (73) arkadaşları, Tekeli’nin kaybının feminist hareket için yeri doldurulamaz bir boşluk yarattığını vurguladı. “Şirin kendini kadınlık davasına adamıştı” diyen arkadaşları “Türkiye’deki kadın hakları ve feminist hareket içinde yer alan pek çok konuyu önce Şirin gündeme getirmiştir. Kendi deyimi ile ‘mahcup bir feminist’ di. Yüzlerce öğrenciye burs verdi. Her şeyden önemlisi dürüst, insan seven, güçlü, zarif bir insandı” dediler.

Geride onlarca kitap, sayısız makale ve çok sayıda çalışma bırakan Tekeli, Kadın Eserleri Kütüphanesi, Bilgi Merkezi Vakfı, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER), Anakültür Kooperatifi ve Winpeace- Türk ve Yunan Kadınları Barış Girişimi gibi önemli kurumların kuruluşunda yer aldı.

Çiçeklerini suladım

Fransa’da yaşayan sosyolog, yazar Pınar Selek, dostu Şirin Tekeli’yi kaybetmenin şokunu yaşadığını söyledi. Selek, Tekeli ile cezaevinden çıktığı yıl tanıştığını anımsatarak “Bu hayattaki en yakın dostlarımdan biri oldu. Şirin 1. dalga feministlerdendi. Ben ise 3. dalga... Buna rağmen bana hiç ‘Hayır’ demezdi. Sürgüne gelince dayanışmanın ötesinde bana kol, kanat gerdi. Bir müddet onun Fransa’daki evinde kaldım. Halen ara ara o eve gider Şirin’in çiçeklerini sulardım” dedi. Selek, vefat haberini duyduktan sonra yine o eve gittiğini belirterek, şunları kaydetti: “O eve gittim. Şirin’in çiçeklerini yine suladım. Geceyi orda geçirdim. Şirin, ‘Mart ayında yanıma gelecekti. Kitabı çıkınca, ‘Haziran sonunda sana kitabımı getirip, geleceğim’ dedi. Haziran’ın sonunu göremedi. Her şeyden önce çok dürüst, insan seven, güçlü bir insandı. Aynı zamanda çimen gibi de hassastı. İnsanları çok severdi. Onunla arkadaş olmak, yaşamak beni güçlendirdi” dedi.

Yeri doldurulamaz

Tekeli’nin avukatı, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise “Şirin deyince aklıma zerafet geliyor. Aynı zamanda inatçı kişiliği... Şirin’in bir mücadele damarı vardı. Türkiye’de siyaset bilimi okuyup kadın hareketinin önünü açan sayılı insanlardan biridir. Şirin, hayatı boyunca kılığıyla, kıyafetiyle, yaşam tarzıyla mütevazı yaşadı. Yüzlerce öğrenciye burs verdi. Feminist hareket içerisinde yeri doldurulamaz bir insandı. Organlarını Çapa Tıp Fakültesi’ne bağışladı. Bir bilim kadınını diğer bir bilim kadınını olan, Şebnem hocaya (Prof. Şebnem Korur Fincancı) teslim edeceğiz” dedi.

Çığır açan kadın

Yazar Yaprak Zihnioğlu, ise Tekeli ile 1978 yılında tanıştığını söyleyerek, “O dönemde Aydınlık’ın kadın sayfası sorumlusuydum. Şirin’in kadınlar hakkında çok değerli bir tez yazdığını duymuştum. Tezini gazetede tanıtmak istiyordum. Bu yazı, gazetede benim hazırladığım son sayfam oldu. Sayfa feminist olduğu gerekçesiyle erkek yazı işleri müdürleri tarafından kapatıldı. Kendini kadınlık davasına adamıştı. Çığır açan nadir insanlardan, kadınlardan biriydi. Ayrıca adı gibi çok şirin ve hoş sohbetti, şakacıydı, çok zeki ve mütevazıydı. Türkiye çok önemli bir insanını, kadınlar olarak da sevgili Şirin’imizi kaybettik” dedi.

Mahcup bir feminist

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucularından avukat Canan Arın, Tekeli ile 1980’de tanıştıklarını anlatarak “Şirin, kadın hareketinin öncülerindendi. Kadın hakları ve feminist hareket içinde yer alan pek çok konuyu önce Şirin gündeme getirmiştir. Kendi deyimi ile ‘mahcup bir feministi.’ Türkiye’deki feminist hareket onunla birlikte çok şey kaybetti” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr