Avrupa Konseyi’nin en önemli hukuki danışma organı olan Venedik Komisyonu’nun Başkanı Gianni Buquicchio, Türkiye’nin demokrasiyi korumak için anayasasındaki laiklik prensibini koruması gerektiğini vurguladı. “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla verilen cezaların çok ağır olduğunu belirten Buquicchio, ilgili yasanın kaldırılması gerektiğini söyledi. Buquicchio Cumhuriyet’e şu açıklamaları yaptı:

‘Laiklik korunmalı’

AİHM’nin belirttiği gibi laiklik Türkiye’de demokratik değerlerin garantisi olarak görülebilir. Avrupa Konvansiyonu’nun temel değeri olan laikliğin hukukun üstünlüğü ve bireysel haklara saygı ile uyumlu olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin anayasasında demokratik sistemi korumak için laiklik prensibi korunmalı. Memnunum ki Meclis Başkanı ilk demeçlerini, Türkiye’den gelen tepkiler ışığında yeniden değerlendirdi.

Avrupa’da cumhurbaşkanları, başbakanlara yönelik suçları cezalandırmama eğilimi var; onların haklarını korumak için başka yollar var; sivil eylemler gibi... Ama Türkiye’de olan çok fazla. Bazı Avrupa ülkelerinde hâlâ bu tür cezai yaptırımlar olabilir ama artık uygulanmıyor. Almanya’da dava açılsa da mahkemelerinin bu konuda ne diyeceğini görmemiz lazım. Eleştirebiliriz ama herkesin sınırı olmalı. Ama ceza olsa bile cezai yaptırımlar çok fazla. Cumhurbaşkanına hakaret ile ilgili kanun kaldırılmalı. AKPM’nin talebi üzerine görüşümüzü ilettik.

Yargıç nankör olabilmeli

Bazı ülkelerde yargı baskı altında ve bağımsız değil, yolsuzluğa bulaşmış durumda. Yargı öncelikle yolsuzluğa bulaşmamalı. Yolsuzluğa bulaşmaması için uygun maaş olmalı. Elbette bir yargıcın dini, siyasi, etnik fikirleri olabilir ama bağımsız hareket etmeli ve tarafsız olmalı. Anayasa yargıçları gibi parlamento tarafından seçilenler, partiler tarafından seçilse de, seçildikten sonra onların, kendilerini seçen partilere karşı, nankörlük yapmak görevi olmalı. Gerçekten bağımsız olmalılar.

‘Bu normal değil’

Basına baskı Türkiye’de şu anda çok büyük bir problem ne yazık ki. Medya baskı altında, bazı medya kurumları kapatılıyor, kontrol ediliyor. Gazeteciler hapse atılıyor. Bu normal değil. Çünkü ifade özgürlüğü demokratik bir toplumun en önemli ayağıdır. Herkes, her gazeteci, her tür medya kendi işini yapabilmeli. Yıllardır Anayasa’da birçok değişiklik yapıldı ama anayasanın gerisindeki zihniyet değişmedi! Anayasanın felsefesi devleti korumak. Bu yaklaşımı değiştirmelisiniz. Anayasa öncelikle vatandaşları korumalı sonra devleti korumalı. Birçok Türk yetkili bana ‘Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi’ sorusunu soruyor ve benim yanıtım hep aynı. Kuvvetler ayrılı olduğu müddetçe her siyasi sistem iyi olabilir.

AİHM tarafından Türkiye birçok defa insan hakları alanında kınandı. Ama bu hassas bir konu ve inanıyorum ki iyi yönde gelişecek. İfade ve basın özgürlüğü hakkı tanınmalı. Basına baskı yapılmamalı; gazeteciler suç işlemedikçe hapse atılmamalı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr