CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da “çelik yelek giymemekle” övünen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu, “Kendi ülkesinde çelik yelek giymemekle övünen bir Başbakan olur mu? Çelik yelek giymemekle değil, terörü çözersen kahraman olursun” eleştirisini yöneltti. CHP Lideri, “güçler ayrılığı”nın güvence altına alınacağı, “organ mahkemesi” önerisine yer vereceklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Çark etmek yakışmaz: Gelen her şehidin sorumlusu başbakandır. Kendisi, cumhurbaşkanını kendisine vasi tayin etmişse başbakanlık koltuğunda oturamaz. Bir gün bir şey söyleyip, sonra yukarıdan farklı bir cümle gelince çark etmek, Türkiye Cumhuriyeti başbakanlık koltuğunda oturan adamlara yakışmaz. Birşey söylediyseniz, sonuna kadar arkasında durursunuz, benim görüşüm budur dersiniz.

Başkan cesaret edemedi: Hükümet, çözüm üretmediği için ben mecburen TBMM Başkanı’na gittim. TBMM Başkanı’nı göreve davet etmek, sorunun çözümünde adresin parlamento olmasının doğal bir sonucudur aslında. Ama o da cesaret edip liderleri davet etmedi.

Güçler ayrılığına sübap: Güçler ayrılığına önem vereceğiz, medyayı 4. güç olarak anayasamıza yazacağız. Daha önce uzlaşılan 60 maddeyle ilgili düzenlemeleri olduğu gibi koyacağız zaten. ‘Organ mahkemesi’ni koyacağız. Güçler ayrılığı ilkesinde sorun çıkarsa güçler arasında çözecek. Batıdaki adı organ mahkemesi. Bize öneren anayasa hukukçularıydı. Biz, başkanlık sistemiyle ilgili bir çalışma yaptırdık onlara, AKP’nin söylediği başkanlık sisteminin Amerika’daki gibi olmadığını, tek başkanlık sistemi modelinin Amerika’da olduğunu, diğerlerindeki başkanlık sistemini de “patronlu başkanlık” sistemi olduğunu başta bir patron var, başkan var, ne derse o olur. Bize onlar batıda organ mahkemesinin ne kadar önemli olduğunu anlattılar. Adı raporda organ mahkemesiydi. Ya organ mahkemesi deriz veya başka bir mahkeme olur adını.

Çelik yelek eleştirisi (Davutoğlu) Neyse çelik yelek giymemiş. Kendi ülkesinde çelik yelek giymeden oraya gittim diye övünen bir başbakan olur mu Allah aşkına? Bunlar devleti bilmiyorlar, devleti tanımıyorlar. Bir ülke nasıl yönetilir, haberleri yok. “Çelik yelek giy dediler, ben giymedim” Çelik yelek giymemekle kahramanlık olmaz, kahramanlık başka birşeydir. Terör sorununu çözersen biz ona kahramanlık diyebiliriz. Ama o bölgeye gittim, zaten etrafında hep polisler var, sana kurşun değmesi mümkün değil ki. Hep polisler var, üstelik sıra sıra.

 

Sığınmacılar için 'DÜÇ' önerisi

Devlet Üretme Çiftliklerinin (DÜÇ) alanları çok büyük ve kontrol edilen alanlar, oraya yerleştirilebilirler ister çadır ister konteyner kent. Onları orada çalıştırmaları lazım, üretsinler devlet üretme çiftliklerinde. Sonra gerekirse sigortalı yapılsın, kayıt dışı çalışmasın. Bunların tamamı geçici çözüm. Sonra, Suriye’ye bunların tamamını daha rahat gönderebilirsiniz. Yeri belli, nereye göndereceğiniz de belli. Şehre yerleştireyim, bir köye yerleştireyim, kırsal alana yerleştireyim... Yarın oradan çıkar giderse ne olacak? Kontrol edilemez. Devlet üretme çiftlikleri alan olarak da çok iyi, bunlar üretirler, çalışırlar. Türkçe öğretirsiniz, okulları var orada. Eğitim verirsiniz orada. Sonra iç savaş sona erer, bunların hepsine dersiniz ki güle güle sizi buyrun kendi ülkenize gönderiyoruz dersiniz ve götürürsünüz.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr