Her yıl dünyada 17.5 milyon kişi kalp hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Ülkemizde ise 3.5 milyon kronik kalp hastası bulunuyor. Özellikle kalp ritim bozukluğu hayatı ciddi olarak tehdit ediyor. Kalbin dakikada ortalama 60-100 defa atması ve bu atışların belli bir ritmik düzeyde olması gerekiyor. Kalp ritminin bozulmasına ise aritmi adı veriliyor. Yaş ilerledikçe aritmi görülme olasılığı da artıyor. 75 yaş üzerinde her 10 kişiden birinde aritmi tespit edilebiliyor. Uzmanlar ise kalp atımının aşırı yavaşlaması durumunda vücuda yeterli miktarda kan ve oksijenin gitmediğini belirterek, “İşte bu durumlarda kalp pilleri önemli bir işlevi yerine getiriyor ve hayat kurtarıyor. Yakın gelecekte dışarıdan görülmeyen, kalp içine yerleştirilen, çok noktadan daha etkin uyarı yapabilen hatta kendi kendine şarj olabilen kalp pillerine sahip olabiliriz” dediler.

Aritminin belirtileri

Kalp kasının kasılması için elektrik uyarısına ihtiyaç bulunuyor. Gereken elektrik uyarı kalbin sağ kulakçığında sinüs düğümü denen noktadaki özel hücreler tarafından üretiliyor. Kalp kasına elektrik geldiğinde bu elektrik bir kas hücresinden diğerine yayılarak kasılmayı başlatıyor. Bu yapılarda çıkan bozukluklar ise aritmiye yani kalp ritm bozukluğuna yol açıyor.

Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Enis Oğuz, aritminin en sık görülen belirtinin kalp atışlarının rahatsız edici şekilde hissedilmesi ve çarpıntı yapması olduğunu belirterek, “Çarpıntı hissi bazen saniyeler, bazen de saatlerce sürebiliyor. Baş dönmesi, bayılma, çabuk yorulma, halsizlik, göğüste sıkışma hissi gibi belirtiler de ritim bozuklukları ile beraber olabilir. Bazı aritmiler hiçbir belirti vermeyebilir ve başka bir sebeple yapılan muayene sırasında ortaya çıkabilir” dedi.

Hastalar için büyük umut

Bazı aritmi türlerinde hiçbir tedavi gerekmediğini, bazılarında ise ritim bozukluğu ilacı verilmesi gerektiğini anlatan Prof. Oğuz, “En sık karşılaşılan ritim bozuklukları arasında olan atriyal fibrilasyonda, kalp içinde pıhtı oluşabiliyor. Bu pıhtının kalpten beyine atılması ile beyin damarı tıkanıp felç olabiliyor. Bu nedenle atriyal fibrilasyonlu hastalarda ömür boyu kan sulandırıcı ilaç kullanılması gerekiyor” diye konuştu. Son yıllarda “kateter ablasyon” denilen tedavi yönteminin ritim bozukluğu hastaları için büyük umut olduğunu vurgulayan Oğuz, “Bu yöntemde bacak damarından kalbe ilerletilen özel teller kullanılıyor. Bu tellere kateter deniyor. Kateterlerin ucundan elektrik kaydı alınarak kalp içinde ritim bozukluğuna yol açan yer bulunabiliyor. Kateter ucundan verilen radyofrekans dalgaları veya kateter ucunun soğutulması ile bu yapılar donduruluyor. Böylece ritim bozukluğu ortadan kalkıyor” ifadelerine yer verdi.

Kalp hızı yavaşlayan veya duraklayan hastalarda ise kol saati büyüklüğünde kalıcı kalp pillerinin yerleştirildiğini belirten Oğuz, şu bilgileri verdi: “Kullanmakta olduğumuz kalp pilleri enerji kaynağı ve elektronik devreler içeren bir metal kasa ve bu kasaya bağlanan elektrot kablolardan oluşuyor. Metal kasa köprücük kemiğinin aşağısında cilt altına yerleştiriliyor. Pilin yerleştiği yere pil cebi deniyor. Elektrot kablo ise köprücük kemiğinin hemen altından geçen toplardamar içinden kalbe gönderiliyor. Bir, iki veya üç kablolu piller var. Kablo sayısı düzeltilmek istenen hastalığa göre belirleniyor. Kalp pili yerleştirilen her on hastanın birinde istenmeyen durum meydana geliyor. İstenmeyen durumların çoğu pil cebi veya elektrot kablo ile ilgili. Kablosuz kalp pillerinin çıkış nedeni bunları önlemek. ”

Minik kalp pilleri

Kablosuz kalp pillerinin cilt altına yerleştirilen bir parçası veya elektrot kablosu olmadığını anlatan Oğuz, özetle şunları kaydetti: “Kasıktaki toplardamar içinden koroner anjiyografiye benzeyen bir teknikle yerleştiriliyor. Kullanmakta olduğumuz kalp pillerinin onda biri boyutunda bir cihaz. Cilt altına yerleştirilen bir cihaz olmadığı için pil cebi iltihabı veya erozyonu gibi istenmeyen durumlarla karşılaşma ihtimali yok. Kablosuz kalp pilleri kalbi yalnızca tek noktadan uyarabiliyor. Kablosuz kalp pilleri tüm hastalar için uygun değil. Yakın gelecekte dışarıdan görülmeyen, kalp içine yerleştirilen, çok noktadan daha etkin uyarı yapabilen hatta kendi kendine şarj olabilen kalp pillerine sahip olabiliriz.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr