İstanbul Ortaköy’deki Reina’da 2017 yılının ilk anlarında gerçekleştirilen ve 39 kişinin yaşamını yitirdiği, terör örgütü DEAŞ'ın üstlendiği saldırı, gözleri eğlence mekanlarındaki güvenlik önlemlerine çevirdi. Gerçekleştirilen katliam tüm eğlence mekanlarını etkiledi. İzmir'de bulunan 'Berduş' ve 'Hactag' ile Kuşadası'nda bulunan 'Jade' ve 'Nicci' adlı mekanların sahibi Tibet Özer, güvenlik önlemlerini gözden geçirdiklerini belirtti. İstanbul'da meydana gelen saldırının tüm Türkiye'yi etkilediğini belirten Özer, "Bu saldırıdan İzmir de etkilendi. Biz böyle zor günlerde birbirimize dört kolla sarılıp, daha çok bize destek verilmesini istiyoruz. Yaşam tarzımızın değiştirilmemesini, bu konuda taviz verilmemesini istiyoruz. Bir arada olup bizleri yaşatmak, Türkiye'yi yaşatmak diye düşünüyoruz. Tüm meslektaşlarımızın ve tüm halkımızın birbirine destek olması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"EĞLENCE MEKANLARININ ETRAFINDA ARAMALAR ARTTIRILMALI"

Bu tür olaylarda ilk önce eğlence sektörünün etkilendiğini söyleyen Özer, "İnsanlar unutmamalı ki eğlence sektörü çok büyük bir sektör. Devletle el birliğiyle, kolluk kuvvetleriyle işbirliği içinde olup, işletmelere 2-3 aşamalı girişler yapılıp, güvenlik kameraları arttırılmalı. Eğlence mekanları belirli yerlerde toplanmış durumda. Bu noktaların giriş ve çıkışında da polisimiz aramalarını arttırırsa daha güvenli olabilir. Daha önceki patlamalardan sonra İzmir emniyeti daha duyarlıydı. Son olaydan sonra da güvenlik önlemlerinde artış olacaktır" diye konuştu.

"SOKAKTA İNSAN YOK"

Club En Velo'nun sahibi Gazahan Ayçiçek de, İzmir'de bulunan mekan sahipleriyle bir araya gelerek insanları yeniden sokağa çıkartmak için aktiviteler planlayacaklarını anlattı. Ayçiçek, gerçekleştirilen saldırıdan sonra eğlence sektöründe sıkıntı yaşandığını belirterek, "Sokakta insan yok. Cuma gününe kadar bütün mekanlar kapalı. Yılbaşında olan olaydan sonra haberi duyan, mekanları boşaltmış zaten. Bizim mekanımıza sadece rezervasyon ya da tanıdıklar kartla gelebiliyorlar. Herkes içeriye giremez. Sadece benim dükkanımın güvenli olması önemli değil. Mekan sahiplerini toplayacağız ve emniyetten de destek isteyeceğiz. Ama yine de hainliğe bir çözüm yok. Biz İzmir olarak insanların hayatına normal şekilde devam edeceğini, birlik beraberlik içinde olacağımızı, bu tip olayların bizi bölemeyeceğini göstermek için çalışmalar gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

ULUSLARARASI YAKIN KORUMA SEMİNERİ DÜZENLENECEK

Uluslararası yakın koruma ve yakın dövüş uzmanı Süleyman Kocabıyık, Reina olayında güvenlik anlamında büyük eksikliklerin olduğunu öne sürdü. Eğlence mekanlarının hem içeriden hem dışarıdan korunması gerektiğini söyleyen Kocabıyık, "Bir eğlence mekanında güvenliği sağlarken hem içeride hem dışarıda elemanlarınız olmalı. Bunların her biri profesyonel ve her olaya cevap verebilecek yeterlilikte insanlar olmalı. Dışarıda da 150 metre çapta sivil olarak güvenlik olduğu belli olmayan, işini iyi yapan ve iyi silah kullanan görevlileri olmalı" diye konuştu. Düşük ücretler nedeniyle güvenlik konusunun profesyonelleşemediğini belirten Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu işler günümüz şarlarında düşük ücretlerle yapıldığı için profesyonelleşemiyor. Bir yere bir görevli alıyorlar. O da yanında mahalledeki işe ihtiyacı olanları götürüyor. Biz Türkiye'de ilk kez İzmir'de uluslararası yakın koruma seminerini Savaş Menteş ile düzenleyeceğiz. 16 Ocak'ta yakın koruma nedir, nasıl olur, hangi eğitimlerden geçmeli, hangi donanımlara sahip olmalı konularına değinecek seminer düzenleyeceğiz."

"GÜVENLİKÇİLİK DEĞİL ZORBALIK"

Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İzmir'deki hatta Türkiye'deki mekanların yüzde 99'unda durum bu. Birçok mekanda adam dövmeyi bilen yaka paça tutup atacak kişiler var. Bu güvenlikçilik değil, zorbalıktır. Bizim işimizde sorunu çözmek değil oluşmamasını sağlamak gerekir. Sorunu çözen akıllı, olmasını engelleyen zeki insandır. Gerçek güvenlik işini fiziksel gücüyle değil, zekasıyla halledendir. İzmir'deki sorun da profesyonel güvenlik görevlilerinin olmamasıdır. Mekan sahipleri bu personellere yakın koruma eğitimi adı altında, minimum 4-5 aylık eğitimler aldırmalı. Bu kişilerin silah ruhsatı da olmalı. Bunun için psikoloji sınavından geçmek zorunda. Böylece bir eleme de yapılmış olacak. Eğitimli ve ruhsat alabilmiş insanlar bu işi yapacak."

"MEKANLARIN BULUNDUĞU ALANDA ÖZEL HAREKAT OLMALI"

Eğlence mekanlarının bulunduğu alanda özel harekat polisinin görev yapması gerektiğini savunan Kocabıyık, şöyle devam etti:

"Reina'nın önünde 21 yaşında daha 10 aylık, hiçbir tecrübesi olmayan bir çevik kuvvet polisi varmış. Bunun yerine birkaç tane özel harekat polisi olmalıydı. Cumhurbaşkanımız, profesyonel özel güvenlik sistemine geçileceğinden bahsetmişti. Bu tip yerlerde eğitilmiş, profesyonel güvenlik görevlileri çalıştırılmalı. Firmalar personelinin eğitilmesini talep etmiyor. Eğitimlere genellikle bireysel başvuru oluyor. Örneğin bir alışveriş merkezinde çalışan 100 güvenliğin tamamının bu eğitimleri alması gerek. Ancak 2- 3 kişi bireysel olarak başvuruyor. Kişi başı belki 200- 300 lira belki bin liraya mal olacak, ancak bu eğitimin katkısı çok daha fazla olacaktır."

Güvenliği sağlanacak mekanda en önemli unsurun misafirleri, müşterileri karşılayan güvenlik görevlisi olduğunu belirten Kocabıyık, bu görevi yapacak personelin iyi eğitilmiş olması gerektiğini anlattı. Verilen eğitimler için adayların özenle seçildiğine, bu eğitim her para veren adaya verilemeyeceğine işaret eden Kocabıyık, "Biz kendimize has yöntemlerle adayları eliyoruz. Önemli olan zeki, sorunu kaba kuvvet kullanmadan çözen güvenlik görevlileri yetiştirmek. Hiçbir eğitmen parasını veriyor diye herhangi birini eğitmez. Adaylar önemli psikolojik eğitimlerden de geçiriliyor" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr