AİBÜ Prof.Dr. Hayri Coşkun, Bolu Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaretinde açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Coşkun, 15 Temmuz sonrası FET/PDY soruşturmaları kapsamında üniversitede şu ana kadar 85 personelin açığa alınıdğını, 76 personelin memuriyetten uzaklaştırıldığını söyledi. 2 bin 300 personelleri bulunduğunu, yüzde 3.5 oranında personelin memuriyetten çıkarıdığını belirten Prof. Dr. Coşkun, bu rakamın artabilceğini kaydetti.

Prof. Dr. Coşkun, Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevden uzaklaştırılan öğretim üyelerinin yerine, hastaların ve öğrencilerin mağdur olmaması için çevre illerdeki üniversitelerden geçici görevle gelen öğretim üyelerinden destek aldıklarını söyledi. Prof.Dr. Coşkun, "Yakında yapacağımız ilanla eksikliklerimizi kapatmaya çalışacağız. Bu ayrılmalardan dolayı ortaya çıkan hizmet eksikliğini gidermek amacıyla üniversiteler birbirlerinden yardım alıyor. Komşu iller olan Düzce ve Sakarya'dan eğitim öğretimin aksamaması için, sağlık hizmetlerinin aksamaması için şu an geçici görevlendirmeler yapılıyor. Kalıcı olarak da bir iki ay içerisinde eksiklerimizi tamamlarız diye düşünüyorum" dedi.

"SEÇİMİN KALDIRILMASINI ÇOK BÜYÜK SEVİNÇLE KARŞILADIM"

Kanun Hükmünde Kararname ile üniversitelerde rektör seçimlerinin kaldırılmasını da değerlendiren Prof. Dr. Coşkun, şöyle dedi:

"Seçim bittikten sonra üniversitede dargınlık, küslük ve icabında yanınızdaki ofiste duran biriyle emekli olana kadar konuşmama ve daha ileri düzeyde de didişmeler oluyordu. Bu 1990'lı yıllardan bu yana yaşadığımız bir sorun. İster istemez birisi rektör olacak. İster istemez birisi o rektöre oy verecek, birisi vermeyecek. Ama seçim bittiğinde bunun bitmesi lazım ama üniversitelerde bu bitmedi. Oy vermemişse ya da oy almamışsa bu bir çalkantı getirdi. Bir mücadele getirdi. Üniversitelerde gerilemeye yol açan bir travma oluştu. Bir öğretim üyesi seçim bittikten sonra eğitim öğretime, bilimsel çalışmalara ve normal hayatına dönmesi lazımdı ama bu böyle olmadı. Üniversitelere çok büyük yıkıntılar getirdi. Bundan dolayı da belki toplumun kendisinden beklediği asıl vazifeleri göremedi. Seçimin kaldırılmasını çok büyük bir sevinçle karşıladım. En azından üniversitede bu kavga biter diye düşünüyorum."

İdari personel ve öğrenciler de olmasına rağmen sadece öğretim üyelerinin oy kullandığına işaret eden Prof.Dr. Coşkun, "Gerçek manada bir seçim değildi zaten. Ön yoklama gibi, aday belirleme gibi bir durumdu ama neticede ona dönüştü. Oturduğum ofis devletin, aydınlatmasını devlet yapıyor, ısınmasını devlet sağlıyor, masamı, bilgisayarımı devlet veriyor, benim maaşımı da devlet veriyor. Seçimin doğru bir şey olmadığını düşünüyordum" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr