İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Erkan Çapkın, Mehmet Mustafa Çevik, İbrahim Gürler, Hüseyin Kaya hazır bulundu. Tutuklu sanık Ercan Çapkın da Kırklareli F tipi Cezaevinden sesli ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Patlamada ayağına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralanan Hüseyin Canşen de müşteki olarak duruşmaya katıldı.

PARMAK İZİ RAPORUNU KABUL ETMEDİ

Mahkeme başkanı sanıklar hakkında düzenlenen iddianamenin özetini okuduktan sonra savunmalara geçildi. İlk olarak konuşan ve iddianamede IŞİD terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen İbrahim Gürler, Gaziantep'te yakalandığı evde misafir olarak kaldığını, sanıkardan Hüseyin Kaya dışında kimseyi tanımadığını, soruşturma kapsamında bomba yapımında kullanılan malzemelerin ele geçirildiği Atabek Köyü'ndeki bağevinde tespit edilen parmak izi raporunu ise kabul etmediğini söyledi. Canlı bomba ile yapılan telefon görüşmelerinde kullanılan ve ev aramasında ele geçirilen telefon hattının ise kendisine ait olmadığını ileri sürdü.

"TELEGRAM" PROGRAMINI İLAHİ PROGRAM ZANNETMİŞ

Daha sonra söz verilen sanıklardan Erkan Çapkın ise Gaziantep'te esnaflık yaptığını IŞİD terör örgütüyle bir ilgisinin olmadığını savunarak, canlı bomba ile irtibatlı olduğu ileri sürülen ve polis aramasında üzerinde yakalandığı belirtilen telefon hattının, kendisine ait olmadığını, telefonun üzerinde değil evde yakalandığını söyledi.

Cezaevinde geçirdiği bir kaza sonrası sağ gözünün artık görmediğini diğer gözünün de kısmen görebildiğini anlatan Çapkın, sanıklar arasında yer alan ağabeyi Ercan Çapkın yüzünden yakalandığını ve tutuklandığını ileri sürdü.

Telefonunda bulunan ve daha çok örgüt üyelerinin kendi aralarındaki haberleşmede kullandıkları belirtilen "Telegram" programını ilahi programı zannederek indirdiğini, "Darulhilafe" adlı internet sitesine ise hatalı tıklama sonucu girdiğini belirten Çapkın, tespit edilen dini içerikli görüntü ve melodilerin ise hoşuna gittiği için indirdiğini söyledi. Canlı bomba Mehmet Öztürk'ü ise tanımadığını söyleyen Çapkın, canlı bomba Öztürk'ten telefon almadığını ve vermediğini söyledi.

MÜŞTEKİ: SAKAT KALMA RİSKİ OLDUĞU İÇİN AMELİYAT OLAMIYORUM

Patlamada ayağına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralanan Hüseyin Canşen ise sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, "Olay tarihinde İstiklal Caddesi'ndeydim. Canlı bomba saldırısı nedeniyle yaralandım. Hastanede tedavi gördüm halen sağ bacağımda şarapnel parçası var. Sakat kalma riski olduğu için ameliyat olamıyorum" diye konuştu.

TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Diğer sanıklar Ercan Çapkın, Mehmet Mustafa Çevik ile Hüseyin Kaya avukatları olmadığı için savunma yapmayacaklarını söylediler. Ara kararını veren mahkeme heyeti sanıkların tahliye taleplerini reddederek duruşmayı erteledi.

6'ŞAR KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI İSTEDİ

İddianamede savcılık, saldırıda kendini patlatan Mehmet Öztürk'ün ölümünden de 3 şüpheliyi sorumlu tuttu. Şüpheliler Ercan Çapkın, Erkan Çapkın ve Hüseyin Kaya'nın, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan 1'er kez, 5 kez de "Kasten öldürme" suçundan olmak üzere toplam 6'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. "44 kez kasten öldürmeye teşebbüs", "Terör örgütü yöneticiliği", "Genel güvenliğin tehlikeye sokulması", "Tehlikeli madde bulundurmak" suçlarından da çeşitli oranlarda hapis cezası talep edildi. Şüpheliler Mehmet Mustafa Çevik ile İbrahim Gürel hakkında ise "Terör örgütü üyeliği" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.

19 MART 2016' DA TURİSTLERİ HEDEF ALMIŞTI

Taksim İstiklal Caddesi'nde 19 Mart 2016 tarihinde düzenlenen canlı bomba saldırısında İsrail vatandaşları Simha Simon Demri, Yonathan Suher, Avraham Godman ve İran vatandaşı Ali Rıza Khalman'ın hayatını kaybetmiş, 44 kişi ise yaralanmıştı. Yapılan incelemeler sonucu kendini patlatan canlı bombanın ise IŞİD üyeliğinden aranan Mehmet Öztürk olduğu ortaya çıkmıştı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr