Irak’ın Ankara Büyükelçisi Hisham Al Alawi, Türkiye’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Ninova Vilayeti yetkilileriyle doğrudan temasa geçmesini doğru bulmadıklarını belirtirken Ankara ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KYB) arasındaki mutabakat için de “Eğer Türk hükümeti Irak’la iyi ilişkilere sahip olmak istiyorsa bu konuyu ciddiye almalı ve bir şeffaflık olmalı” dedi. Cumhuryiet’in sorularını yanıtlayan Al Alawi, Musul’un IŞİD’in ele geçmesinden ise eski vali Nuceyfi ve Kürdistan bölgesel yönetimi lideri Mesud Barzani’yi sorumlu tuttu. Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmamasını isteyen Al Alawi’nin sorularımız verdiği diğer yanıtlar şöyle:

Türkiye’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ilişkisi Bağdat ile ilişkileri nasıl etkiliyor?

Türkiye’nin KBY ile de karmaşık bir ilişkisi var, detaylı olarak incelenmeli. Irak hükümeti, KBY ile birlikte çalışarak aramızdaki farklılıkları çözmekte kararlı. Biz Türkiye’nin doğrudan bölgesel hükümetle veya Ninova vilayetindeki eski yetkililerle temasa geçmesinin doğru olduğuna inanmıyoruz

Bu aynı zamanda Irak’ın problemi değil mi?

Her ülkede hükümetin dış politikasıyla aynı çizgide olmayan bireyler, partiler, gruplar olabilir. Ama genellikle yabancı hükümetler onları kabul etmemelidir. Hükümetle temasa geçmeden bunu yapmamalıdır. Benim Türkiye’de uğraşmak zorunda olduğum karmaşık sorunlardan biri de Türk hükümeti bu bireylerden bilgi alıyor; ki bunlar onların kendi görüşleri. Kendi görüşlerini bu bölgedeki insanların görüşü gibi sunuyor; Iraklıların görüşü gibi sunuyor. Dış politikayı bu şekilde yürütemezsiniz.

KYB Türkiye ile yeni bir anlaşma yaptı..

Geçen temmuzdan bu yana onlar tarafından ve bizim tarafımızdan yayımlanan rakamlara baktığımızda 500-600 bin varili günlük ihraç ettiklerini gösteriyor. Bu KBY’nin maaşları ödeyebilmesi için fazlasıyla yeterli. Bunun hepsi Türkiye üzerinden gidiyor. Eğer Türk hükümeti Irakla iyi ilişkilere sahip olmak istiyorsa bu konuyu ciddiye almalı ve bir şeffaflık olmalı. Siz bölgeyle konu enerji veya ulusal kaynaklar olduğunda merkezi hükümet olmadan ilgilenemezsiniz. Irak anayasası bu konuda çok net. Herhangi bir petrol veya gaz Irak içerisindeki Iraklılara aittir. İhraç edilen petrol veya gazın parası da merkezi hükümete gitmeli; merkezi hükümetin yönetiminde olmalı. Türkiye veya bir başka ülke de olsa bunun Irak anayasasının bir gereği olduğunu dikkate almalı.

Neden koalisyondaki onlarca ülke Irak askerlerini eğitirken Türkiye’ye bu izin verilmiyor?

Bu doğru değil. Türk yetkililere bunu ilettim. Irak hükümeti Türkiye’nin yapabileceği eğitim, istihbarat paylaşımı, askeri teçhizat sağlanması gibi her türlü katkıyı memnuniyetle karşılar. Ama bu tıpkı diğer ülkelerin yaptığı gibi Irak’ın egemenliğine saygı duyarak yapılmalı.

TÜRKİYE'NİN IRAK'TA 5 TABE ÜSSÜ VAR

Şu anda Türkiye’nin Irak’ta kaç üssü var?

Beş, biri Başika’da ve 4 tane de KRG (IKBY).

Tahran ile Bağdat ilişkisi Ankara’yı rahatsız mı ediyor?

Bağdat ve Tahran arasındaki ilişkilerin Türkiye ile ilişkileri olumsuz etkilediğini düşünmüyorum. Bazı örnekler vereyim. Ankara-Bağdat arasındaki ilişkilerin nasıl geliştiğine bakarsanız Irak hükümetinin Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin (YDSİK) kurulmasında çok hızlı hareket ettiğini görürsünüz 2009’da. İki ülke de düzinelerce mutabakat muhturası ve anlaşmaya imza attı. Ve iki tur toplantı da yapıldı. İki ülke arasındaki ticaret hacmine bakarsanız; 2003-2004’te 1 milyar doların altındaydı. Bu olumlu gelişmeler nedeniyle iki ülke arasında 2013’te en yüksek ticaret hacmine ulaşıldı; 13 milyar dolar oldu. 2013’ten bu yana düşüyor 2014’te 11, 2015’te 10 civarıydı. Bu yıl 8 veya 9 civarında olur. Bunlar Irak hükümetinin Türkiye ile birlikte çalışmak isteğinin açık göstergesiydi. İran’la yaptığımızdan daha fazlası.

 

.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr