Hukukçular gazetemizi susturma amaçlı operasyon kapsamında tutuklanan yazar ve yöneticilerimiz hakkında iddianame hazırlanarak hâkim karşısına çıkarılmaları görüşünde birleşti. Prof. Dr. Ersan Şen, “Geç gelen adalet adalet değildir. Savunmanın bir an önce dosyanın içeriğini görmesi gerekir” derken Hukukun Üstünlüğü Platformu’ndan Mehmet Sarı da, “Dosya muhtevası açısından savcılığın bu iddianameyi tanzim etmesi beklenen bir durumdur” diye konuştu.

Gazetemizi susturma amaçlı FETÖ üyeliği davası sanığı Cumhuriyet Savcısı Murat İnam’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında geçen günlerde gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç’in ifadesinin alınmasıyla dosyada “şüpheli” sıfatıyla ifade verecek yazar ve yönetici kalmadı. Kimden alındığı belli olmayan bir bilirkişi raporu ile yazar ve yöneticilerimize sorular kapsamında kısmen gösterilen MASAK raporu ile tanık beyanlarının bulunduğu dosya kapsamında usulü işlemler tamamlandı. “İddianamenin hazırlanıp bir an önce doğal hâkim karşısına çıkmaları gerekir mi” diye sorduğumuz hukukçular şunları söyledi:

TUTUKLULUK UZAMASIN

Prof. Dr. Ersan Şen: Ceza soruşturmasında tutukluluk bir tedbirdir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılan zor bir tedbirdir. Ceza değildir, uzamasını istemeyiz. Eğer soruşturmada deliller toplanmışsa, ifadeler alınmışsa, tutuklamalar gerçekleşmişse soruşturmayı yürüten savcılık ya yeterli delil varsa iddianame düzenleyecek ya da takipsizlik kararı verecek. Aslolan bir an önce tutukluluğun gözden geçirilmesi ve hâkim karşısına çıkarılmalarıdır. Deliller toplanmışsa soruşturmanın hiç geciktirilmemesi ya da tutukluluğun adli kontrolle sonlandırılması gerekir. Adaletten kaçma veya delil karartma durumu yoksa tutukluluğu kaldıracaksınız. Esas olan soruşturmayı sonlandırmanızdır. Geç gelen adalet adalet değildir. Dava açılacaksa savunmanın da bir önce dosyanın içeriğini görmesi gerekir. Uzayacaksa gizliliğin kaldırılması gerekir. Eğer hazırlanacak iddianamede ağır cezalar istenmeyecekse adli kontrol uygulanmalı.

HAKLARI İHLAL EDİLMEMELİ

Avukat Mehmet Sarı: Ceza hukukunda yargılamada aslolan ‘tabii hâkim’ ilkesi, yargılamanın seriliğidir. Hak ihlallerine sebebiyet vermeyecek şekilde yargılama tabii hâkimlikle seri bir şekilde yapılmalıdır. Bu yargıya yüklenmiş bir vazifedir. Kim olursa olsun haklarının ihlal edilmemesi açısından beklenen budur. Hangi şart olursa olsun adaletli bir şekilde yapılması beklenen bir durumdur. Öncelikli olarak savcılık makamının delillerin toplanması açısından iddianame tanzimi tabiidir. Savcılık yargılama faaliyeti açısından maddi vakaların tamamını delil olarak değerlendirir. Araştırılacak başka husus yoksa bunlar ikmal edildikten sonra resen davayı ikame etmesi beklenir. Soruşturma ve yargılama aşamasının adil bir şekilde yürümesi beklenirken, talepler ve itirazlar adalet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Dosya muhtevası açısından savcılığın bu iddianameyi tanzim etmesi beklenen bir durumdur.

EN HIZLI ŞEKİLDE YAPILMALI

Avukat Derya Yanık: Dosya tekemmül etmişse yargılamanın ivedilikle yapılması mağdurlar ve sanıklar açısından önemlidir. Yargı ekonomisi açısından bunun zaten böyle olması gerekir. Ceza Usul Yasası’na göre de yargılamanın ekonomik bir şekilde yapılması gereklidir. Yargılamanın en hızlı, en etkin bir biçimde yapılması, sonucun bir an önce alınması beklenir. Bu bir hukuk prensibidir.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr