Aile albümünde Koç kardeşlerin sünnet töreniyle Mustafa Koç’un nişan töreni de özel anlam taşıyor.

Koç Holding’in kurumsal dergisi Bizden Haberler, son sayısını geçen ay yaşamını yitiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’a ayırdı:

Bayramda doğdu

1960’ın 29 Ekim günü Türkiye, Cumhuriyet Bayramı coşkusunu yaşarken Pakize Tarzi Kliniği’nde ve Koç Ailesi’nin konutunda bambaşka bir heyecan ve bekleyiş hâkimdi. Rahmi M. Koç’un ilk çocuğu ve Vehbi Koç’un ilk torunu olan Mustafa V. Koç dünyaya geldi.

Rahmi M. Koç yıllar sonra o günü yeniden hatırlayarak Mustafa V. Koç’un doğumu hakkında şunları söyleyecekti: “Doğduğu günü çok iyi hatırlıyorum. 29 Ekim 1960 Cumartesi gecesi hemşireler geldi ve ‘Bir erkek çocuğunuz oldu’ dediler. Mustafa odaya gelince ana, baba olarak fevkalade sevindik. O zamanlar cinsiyetini önceden bilmek pek mümkün değildi. Dolayısıyla ailenin soyadını taşıyacak bir evladımızın dünyaya gelmesi hepimizi çok mutlu etti.”

Rahmi Koç’un ‘mısır püskülü gibi saçları vardı’ dediği ilk oğlu Mustafa Koç çocukluğunda futbol oynamak için evden de kaçtı, mahalle arasında çift kale maç da yaptı, kardeşleriyle kavga da etti.

Yaramaz bir çocuktu

Rahmi Koç’un tasviriyle “mısır püskülü gibi sapsarı” saçları olan Mustafa Koç çocukluğunda futbol oynamak için evden kaçtı, mahalle arasında çift kale maç yaptı, kardeşleriyle kavga etti, yaramazlık yaptı. Mustafa Koç’un yaramaz bir çocuk olması en çok evdeki erkek kardeşlerini zorlardı. Ömer Koç çocukluk anılarını şöyle aktarıyor: “Emektar şoförümüz bizi Mecidiyeköy’den alır, Maçka İlkokulu’na götürürdü. Çok kavga ederdik. Şoförümüz de bizi yatıştırıp sakinleştireceğine ‘Vur gözüne karakolu görmesin, daha hızlı vur’ diyerek ortalığı büsbütün kızıştırırdı.” Çiğdem Simavi büyük oğlunun karakteristik özelliklerini anlatırken şunları söylüyor:

Çıplak ayakla otele gelince

“Mustafa’nın en önemli özelliklerinden biri de onun yüzüne yansıyan vicdanıydı. Çocukluğunda başımıza gelen bir hadise onun ne denli vicdanlı olduğunu bize göstermişti. Bursa’ya kayağa gittiğimiz bir gün, Mustafa ayakkabıları, kayağı olmadan çıplak ayakla yanımıza gelmişti. Meğer o gün yolda kendisine içli içli bakan bir çocuk görmüş ve dayanamayıp ayakkabısını ve kayağını bu çocuğa verip kendisi de çıplak ayakla epey bir yol yürüdükten sonra otele varmıştı.”

Koç, eğitimi için Washington’a giderken, az denebilecek miktarda parayla gitmiş, orada kendisine 350 dolara bir araba alabilmişti. Ancak düşük bütçeyle alınan bu arabanın bazı eksikleri vardı: Mesela kapı menteşesi. Bu eksik nedeniyle kapı ancak itildiğinde açılıyor, çıkan kapı kenara konulup araca bindikten sonra tekrar yerine takılıyordu.

Okulunu bitir, evlenelim

Boston’da işletme okuyan Caroline ile mutlu bir beraberlik yaşayan Mustafa Koç, yılbaşı tatilini bitirip ABD’ye dönmek üzere olan Caroline’e şu sözlerle evlenme teklif etmişti: “Dön okulunu bitir, ama bir an evvel gel evlenelim.” Bu direkt ve masumane teklife Caroline’in cevabı da aynı şekilde oldu: “Tamam!” Caroline Koç yıllar sonra bu kararı nasıl verdiğini şu sözlerle açıklayacaktı: “Çok seviyordum, âşık olmuştum. İnsan âşık olduğu kişi ne yaparsa, nerede olmak istiyorsa, onun yanında olmak istiyor. Ben de öyle hissediyordum. Ondan ayrı kalmak istemiyordum.”


Kaynak: Cumhuriyet.com.tr