HDP'li Baluken, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Lice'de yapılan operasyonları gündeme getirdi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baluken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mavi Marmara saldırısına ilişkin 'Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz?' açıklamasıyla ilgili şöyle konuştu:

"6 yıl boyunca giderken kendisine sorduğunu ifade ediyordu. Siyasi Rant devşirirken ne kadar büyük lider olduğunu nasıl izin verdiğini bağıra bağıra anlatıyordu. Bunu eleştiren muhalefet partilerine de 'İsrail'le birlikte misiniz' diyordu. Şimdi utanmadan çıkıp Mavi Marmara'da yaşamını yitiren insanların ruhlarını mezarda ters döndürecek şekilde benden izin mi aldınız şeklinde bir popülist yaklaşımı ortaya koyuyor. Erdoğan'ın son açıklaması kendi iktidarı için hangi değerleri ne kadar rahat satabileceğinin en güzel ve açık örneğidir.   20 milyon dolara Erdoğan ve AKP iktidarı Mavi Marmara'yı satmıştır. Mavi Marmara'da yaşamını yitiren o insanların mücadelesini satmıştır. Dün ki açıklamayla birlikte Mavi Marmara gemisi Akdeniz'in serin sularına tamamen gömülmüştür. Utanç verici bir açıklama. İHH'yı, Mavi Marmara'da yaşamını yitirenleri, Mavi Marmara'yı üzülerek ifade ediyorum 20 milyon dolara satmıştır."   "ZERRE KADAR İNSANLIK ONURU TAŞISALARDI İSTİFA EDERLERDİ"   HDP'li Baluken, İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısında güvenlik zafiyeti olup olmadığına ilişkin bir soruya şu cevabı verdi:   "Daha son patlamada 41 cenaze hastaneye kaldırılmamışken utanmazca güvenlik zafiyeti yoktur diyebiliyorlar. Güvenlik zafiyeti yoksa bu 41 cenaze, yüzlerce yaralı ne oluyor. Pişkinlik olurda bu kadarı Türkiye halklarına hakarettir. İstifa etmedikleri gibi güvenlik zafiyeti yoktur diyebiliyorlar. Böyle utanmaz, ar duygusunu yitirmiş bir pişkinlik örneğiyle karşı karşıyayız. Biz tabi hükümetin yapmadığını en azından İç Tüzük ve Anayasanın bize vermiş olduğu haklar üzerinden hayata geçirmeye çalışacağız. İçişleri Bakanı hakkında HDP bugün bir gensoru önergesi vardı. Zerre kadar içlerinde insanlık onuru taşımış olsaydılar hem başbakan hem içişleri bakanının, hem adalet, hem de ulaştırma bakanının 11'inci patlamanın da engellenememesi ve 40'tan fazla yurttaşın yaşamını yitirmesi üzerine patlama sonrasında istifa etmeleri gerekiyordu. Bunun yerinde alıştırmaya çalışıyorlar. Dünyanın her yerinde patlama olunca sorumlular istifa ediyor. Halktan özür dileniyor. Sonraki saldırıların olmaması için hükümetler tedbirler alıyorlar."Kaynak: Cumhuriyet.com.tr