Cayma oranlarının da yüksek olduğu ülkede uzmanlar, sistemi girişte gelir düşüklüğü kadar emeklilik fonlarının performansının da sisteme olan ilgide etkili olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, 1 Temmuz 2017’den itibaren yürürlüğe girecek yüzde 30 devir şartının yatırımcılar açısından maliyetleri düşüreceğini ve getirileri yükselteceğini de ileri sürüyor. 1 Temmuzdan itibaren bir emeklilik şirketine ait emeklilik yatırım fonu portföyünün yüzde 30’undan fazlasını aynı portföy yönetim şirketi yönetemeyecek. Bağımsız portföy yönetim şirketleri mevcut sistemde fon yönetiminin rekabete açık olmaması nedeniyle fon işletim giderlerinin yüksek olduğunu ve getirilerin beklentilerin altında kaldığını savunuyor.

Dört şirket ağırlıkta

KT Portföy Genel Müdürü Tayfun Özkan, Hazine Müsteşarlığı tarafından uygulamaya geçirilecek yüzde 30 kuralını rekabet ortamının oluşması açısından önemsediklerini vurgulayarak, “Çünkü hali hazırda toplam 65 milyar liralık fon büyüklüğünde ilk dört emeklilik şirketinin payı yüzde 70’i buluyor ve ilk dördü de banka ortaklığı bulunan portföy şirketleri alıyor. Toplamda 43 portföy yönetim şirketi bulunmasına rağmen 21 tanesi emeklilik fonu yönetemiyor.

Halbuki rekabet arttıkça getiriler yükselecek, maliyetler düşecek” diyor. Portföy Yönetim Şirketlerinin emeklilik pazar paylarını incelediğimizde; ilk 4 sırayı Ak Portföy, İş Portföy, Garanti Portföy ve Yapı Kredi Portöy gibi banka ortaklı şirketler alıyor. 4 şirket pazarın yüzde 68’ini elinde bulundururken, banka bağımsız portföy yönetim şirketlerinin pazar payları ise yüzde 1’lerin altında. Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği Başkan Yardımcısı Atilla Köksal da, artık rüştünü ispatlamış ve yüzde 25 devlet katkısının olduğu Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) bile yeterli ilgiyi görmediğine dikkat çekiyor. Köksal’a göre, Zorunlu Katılım Sistemi’nden daha ilk aylarda yüzde 50’nin üzerinde çıkış olmasının en önemli nedeni kanımızca; sisteme duyulan güven eksikliği

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr