Buluşmanın en ilgi çekici yanı da Yunan müzisyenlerin Sirtaki'nin geleneksel bir Yunan dansı olmadığını örnekleriyle anlatmalarıydı.

Solist ve perküsyon sanatçısı Elena Moudiri Chasiwtou ile udi ve dansçı Marina Liontou Mochament'in canlı performanslarına Türkiye'de yaşayan Yunan arkadaşları da kemençe ve kanunla eşlik etti.

Salonu dolduran izleyicilere şarkılarıyla ve seçilmiş dans örnekleriyle geleneksel Yunan müziği ve danslarına ilişkin "doğru bilinen yanlışlar"a da dikkat çektiler.

Akademi Kitabevi'yle birlikte etkinliği gerçekleştiren Türk Yunan Defne Derneği Genel Sekreteri Nilüfer Tarıkahya yaptığı sunuş konuşmasında "Dernek olarak yılda bir kez iki ülkede birden yaptığımız festivaller yerine artık her iki ülkede de tüm bir yıla yayılmış kültür-sanat etkinlikleri gerçekleştireceğiz" dedi.



Sanatçılar anlatımlarına ünlü Zorba filmindeki bir sirtaki sahnesiyle başlayarak şunları söylediler:

"Sirtaki geleneksel bir dans değildir. Sadece bu film için tasarlanmış bir dans olmasına rağmen bütün dünyada geleneksel bir Yunan dansı gibi ünlenmiştir. Zeybek dansların kralıdır ve çok özel bir anlamı vardır. Aslında erkekler tarafından oynanır. Kahramanlık, özgürlük gibi kavramları ifade eder. Girit Ada'sı ise özgün mutfağı kadar kendine özgü şarkıları ve danslarıyla sanki başka bir ülke gibidir. Lira/kemençe Girit müziğinin en belli başlı enstrümanıdır. Canlı ayak hareketleri ve hızlı temposuyla ada insanının karekterini yansıtır."

Girit dışındaki adalarda da dans ve müziğin yaşamın en önemli parçası olduğunu, bayramlarda, kutlamalarda, düğün ve özel günlerde halkın toplanıp bir şenlik yarattıklarını anlatan sanatçılar "Genelde müzik canlı icra edilir. Çocuklar da dans eden büyükleri izleyerek gerektiğinde halay şeklindeki toplu danslara katılarak küçük yaşta bu kültürü öğrenirler" dediler.

Anadolu'da da var olan kasap havası ve karşılamanın yanı sıra Yunanistan ana karası, adalar ve Küçük Asya şarkılarından örnekleri Elana ses ve bendir'yle, Marina uduyla,Xristo kemençesiyle, Fotini de kanunuyla seslendirmesi izleyicilerden yoğun bir alkış aldı. Bazı şarkıların hem Yunanca hem de Türkçe olan sözleri hayli ilgi çekti. Söyleşinin finali Kapadokya yöresi şarkıları ve danslarıyla yapıldı. Elena ve Marina bundan sonraki çalışmalarını her salı akşamı Akademi Kitabevi'nde kuracakları "Geleneksel Yunan Müziği ve Şarkkıları" atölyesiyle sürdürecekler.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr