Türkiye’nin PYD’nin katılımını engellemesinin ardından Birleşmiş Milletler’den davet almasına karşın Cenevre’deki Suriye görüşmelerine katılmayacaklarını açıklayan Suriye Demokratik Konseyi Eş Başkanı Heysem Menna, Cumhuriyet’e Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ilgili şu mesajları verdi:

“Erdoğan hapisteyken ben onu savunan uluslararası yargı gücündeydim. Onu savunan insan hakları savunucularından biriydim. Ama o aşırıcılardan yana oldu. Siz diktatör yerine Suriye’de aşırıcı bir rejim kuramazsınız. Bizim demokrasiye ihtiyacımız var. Niye sizin laik demokratik bir sisteminiz, anayasanız var da Suriye halkının buna hakkı yok? Türk politikasını gözleyen biri olarak şunu söyleyebilirim ki, Erdoğan’ın Suriye’de isteği hiçbir zaman demokrat, laik bir Suriye olmadı; İslamcı ve cihatçı oldu.”

Muhalefetle ilişki

Menna “2011’e kadar İstanbul’a geliyordum, ama ondan sonra barış yanlısı, Suriye devriminin silaha bürünmesine karşı bir kişi olarak ziyaret etmek çok tehlikeli hal aldı” diyerek Türkiye’deki insan hakları savunucuları ve demokratik muhalefetle, Kürt muhalefeti ve Kürt soluyla çok iyi temasları olduğunu belirtti. “Erdoğan Türkiye’yi temsil etmiyor. Eşinizle boşanabilirsiniz, ama komşunuzu değiştiremezsiniz. Bu nedenle benim en az 25 milletvekili dahil muhalefetle çok iyi ilişkim var” dedi. Menna Cumhuriyet için Suriye’de siyasi çözüm sürecini şöyle irdeledi:

-Uymayacağız: BM Suriye Temsilcisi Mistura ile dışardan temastayız. Cenevre’ye bizim koalisyonumuzdan sadece 28 üyemiz davet edildi, 5’i davetiye almadı. Biz de görüşmelerde yer almadığımız için burada alınan kararlara uymayacağız. Dört ilkemiz var: 1) BM şimdiye kadar 2254 sayılı kararın 10-14’ncü maddeleriyle ilgili bir şey yapmadı. Bu kararın 30 gün içinde uygulaması gerekiyordu. İlk 15 gün Avrupa ve ABD için tatildi, ama ikinci 15 günde bir şey yapılmamasını anlamıyorum. 2) Cenevre’yi Suriyeliler organize etmedi. BM kararı da Suriyeliler olmadan alındı. Ama müzakereler Suriyeliler olmadan olmaz. ABD veya Rusya’nın hiçbir müdahalesi olmadan müzakere etmek bizim koşulumuz. ABD ve Rus kontrolüne girecek kadar ikiyüzlü değiliz. 3) Asla taslak olmadan müzakere olmaz. 4) Bizden Kürt üyemizin, diğer taraftan Ahrar-uş Şam’ın konulmaması için baskı yapıldı. O zaman bizim bağımsızlığımız nerede kaldı?

Türkiye'ye rağmen

-Biz hazırız: Ben Mistura’nın davetini ne kabul ne ret ettim. Bu koşullarda gitmeyi kabul etmiyorum. Değişirse biz hazırız.

-Riyad’la gizli temas: Bizim iktidarla ortak bir noktamız yok. Riyad’da oluşturulan Suriye muhalefeti heyetiyle birçok ortak noktamız var. 12’den fazla üyesiyle el altından temastayım. Onların pozisyonlarına saygı duyuyorum, çünkü Türkiye, S. Arabistan ve Katar’ın karşı çıkmalarına rağmen ofisime geldiler ve tartıştık.

-PYD’siz sürmez: PYD Eşbaşkanı Salih Müslim de görüşmelerde yer alacak, yoksa bu görüşmeler süremez. Onların bize ihtiyacı var, çünkü kuzeyden güneye Suriye topraklarının yüzde 16’sında egemenliğimiz var . Biz organize olmuş tek siyasi gücüz, biz laik demokratların en güçlü cephesiyiz.

-Hedef demokratik adem-i merkeziyetçilik: SDK bir çeşit demokratikademi merkeziyetçilik için çabalıyor. Bu tüm Suriye bileşenleri için gerekli; Kürtler, Türkmenler, Araplar, hepimiz için. Bizim sistemimizde Türkmen’e de Kürt'e de aynı hak verilir.

-Afrin-Kobane şimdinin sorunu değil: Bizim şimdiki sorunumuz bu değil. Biz durumu gerginleştirmek için değil, iyi müzakereler için çabalıyoruz. Şimdi gerçek bir başarı için müzakere zamanı.

44 yıldır muhalif

 Demokrasi mücadelesini, insan hakları ve demokratik değişim komitelerine başkanlık etmesini “Ben 44 yıldır muhalefet cephesindeyim, bazıları gibi gibi birkaç yıllık yeni muhalefetten değilim” diye vurgulayan Heysem Menna, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında “teröre destek verdiği” iddiasıyla AİHM’de dava da açtı. Menna Cumhuriyet’ten Can Dündar ve Erdam Gül’ün hapiste yargılanmasını da Erdoğan’a karşı kanıt olarak sunacak.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr