Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye-Sırbistan-Bosna Hersek Üçlü İş Forumu kapanış programına katıldı. Programın Bakan Zeybekci gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Zeybekci, Bosna Hersek ile Sırbistan arasında yapılması planlanan otoyol projesine Türkiye'nin de destek vermek istediği yönündeki sözlerinin sorulması üzerine, “Söz konusu otoyolun projelendirilmesini hibe olarak yapabiliriz. Finansmanı onlar formüle eder. Söz konusu otoyol normal bir ticari formülle yapılacak. Burada en önemli aktörlerden birisinin Eximbank olmasını öngörüyoruz. Türkiye tarafından finanse edilen, buradaki asıl kastımız Eximbank olarak da finanse edeceksek, tabi ki Türk müteahhitleri tarafından yapılmasını öngöreceğiz. Onlar projeyi beğensinler, seçsinler, belirlesinler, biz onu projelendirilmesini hibe olarak formüle edebileceğimizi düşünüyoruz. Başbakanımızın da bu otoyol projesi ile ilgili destek vereceğine inanıyorum“ dedi.

BANKA FAİZLERİ

Nihat Zeybekci, Başbakan Binali Yıldırım'ın bankacılık sektörüyle ilgili açıklamalarının sorulması üzerine, “Hafta sonu Afyon'da gerçekleşen istişare toplantıları sırasında ortaya attığı konuya yönelik, kendi ellerinde buna yönelik bilgiler, şikayetler var. Bazı şirketlerin finans anlamında hassasiyet yaşadığı bir dönemde bazı bankaların o firmalarla arka kapıdan başka pazarlıklar yaptığını biliyoruz. Faizleri çok üst seviyelere çıkararak, bankacılığa yakışmayan, tefeci mantığı ile insanların zayıf anlarında onların zafiyetlerinden faydalanma şeklinde bir yaklaşım içinde olabildiklerini duyduk ve görüyoruz. Bunun gereği yapılır, hem de şiddetli bir şekilde yapılır. Bunu yapabilecek olan bankaları denetlemekle ilgili bağımsız kurullar var. Hükümet olarak da böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz. Ticari hayatımızdaki şirketlere de böyle bir müdahaleyi asla uygun görmeyiz" diye konuştu.

MERKEZ BANKASI

"Dolar TL kurunun mevcut seviyesi TCMB'nin faiz indirimlerine alan oluşturur mu" şeklindeki soru üzerine Zeybekci şunları kaydetti:

"TCMB'nin bu ay faizi indirme yolunda adım atmaması, bu yönde indirimlerin sonu geldiği yönünde de algılanmamalı. Gerek enflasyonda, gerek ekonomide olumlu yöndeki gelişmeleri destekleyici bir şekilde TCMB'nin politikalarında hala bir alanın, mesafenin olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra yapısal reformlarla, ekonomideki önemli gelişmelerle, büyümenin artmasıyla, enflasyonun düşmesiyle TCMB'nin yeni adımlar yönünde de eline yeni enstrümanlar, yeni bir alan oluşacağına da inanıyorum"

DÖVİZ KURLARI

Zeybekci, döviz kurlarıyla ilgili konunun önemli olduğunu, TL'nin değer kaybını önemsemediklerini söylemenin yanlış olacağını belirterek, “Kurların istikrar içinde hareket etmesi bizim için endişe edilmeyecek bir durum. Ekstra hareketler içinde olması, spekülatif amaçlı bazı oyunların oynanması bizi üzer. Endişe ettirir demeyeceğim. Çünkü Türk ekonomisinin kamu borçlanma yapısının, bankalarımızdaki varlıkların, Türkiye'deki özel sektörün kısa vadeli borçlarına baktığımız zaman açıkça altını söylediğim konu; Türk Türkiye'nin yurtdışı borçları ile ilgili mükellefiyetlerini yerine getirme ile ilgili Türkiye'nin yurtdışı borçları ile ilgili, bu mükellefiyetlerini yerine getirme, bunları karşılama anlamında bir zafiyeti yoktur, bir hassasiyeti yoktur. Bu mükellefiyetlerini yerine getirebilecek, bunları karşılayabilecek, kısa vadeli borçlarını, gerek kamu gerek özel anlamında karşılayabilecek varlıkları, herkesin gördüğü, tüm bankacılık sisteminin, finans siteminin rahatlıkla gördüğü, okuyabildiği varlıkları fazlasıyla vardır. Onun için böyle kurla ilgili endişe veya böyle bir şeyden dolayı açığı olmalı ki insanın, bundan spekülatif yaklaşımlara ortam hazırlanmalı. Böyle bir ortam yok. Onun için Türk lirasının değer kaybı ile ilgili yaşanan şey diğer tüm para birimlerinin, euronun 1.08'lere geldiğini görüyoruz. Aşağı yönlü hareket olur mu? Genel anlamda tüm dünyadaki kurların, euro dahil, dolar endeksini oluşturan, Japon yeni gibi para birimleri dahi, Türk lirasında bunlara uygun şekilde hareket ediyor" diye konuştu.

FED FAİZ KARARLARI

Bakan Zeybekci, ABD Merkez Bankası FED'in faiz kararları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, “Diğer taraftan Amerika'daki bu faiz 3 yıldan beri dünya ekonomisi üzerinde sanki dalga geçer gibi faiz bugün mü artacak, yarın mı artacak? Artırmaları Amerikan ekonomisi için sürdürülebilir değil. Doların daha fazla değerlenmesine yol açacak bir adımdır. Milli gelirinin yüzde 20'sini dış ticaretten sağlayan Amerikan ekonomisi aşırı değerli bir doları kendi zararına olduğunu açıkça söylüyor. O anlamda faiz artışı yapamayacaklar. Yapsalar bile bu çok minimal bir seviyede olacaktır. Amerikan dolarının değerini artırıcı adımlar sürdürülebilir değildir. Faiz artırımı ile ilgili de, dünya ekonomisinde bir hareketlenme olmadan, Avrupa Birliği'nde, Japonya'da, dünyanın diğer coğrafyalarında büyümede bir hareketlenme olmadan, topyekun bir yukarıya doğru hareket olmadan Amerikan ekonomisindeki göreceli yukarı gidişlerden kaynaklanan bir faiz artırımına gidiyorum demesi sürdürülebilir, uzun vadeli değildir. Ben önümüzdeki dönemle ilgili dünyada paranın bol olacağını, finans imkanlarının son derece bol olacağını, kur veya faizle ilgili, para maliyetleri ile ilgilide bunun aşağı seviyelerde olacağını ve Türkiye'nin avantajına olacağını inanıyorum" şeklinde konuştu.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DAKİ İŞ ADAMLARI

Doğu ve Güneydoğu'daki iş adamlarının terör riski dolayısıyla bankaların kredi vermesi iddiları için TBB'nin devreye sokulmasının sorulması üzerine şunları kaydetti:

“Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde değil, ülkemizin bir çok bölgesinde bazı derneklerimizin, kuruluşlarımızın, STK'larımızın veya şirketlerimizin bankalarla ilgili iddiası şu; kredilerin geri çağrıldığı yönünde. Bu iddia tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor, böyle bir şey yok. Krediyi geri çağırmak başka bir şey, vadesi geldiğin ödenip de tekrar yeniden kredi açılmaması başka bir şey. Biz her ikisini de aynı gözle görüyoruz ve görünmesini de ben anlayışla karşılıyorum. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde belki yoğun olarak yaşanıyor olabilir. Ama bir çok yerde bankaların kredilerle ilgili hassasiyetlerini duyuyoruz. Cumhurbaşkanımızın vermiş olduğu talimat, Başbakanımızın bu yöndeki hassasiyeti, bankaların kredilerdeki hassasiyeti, bankalarımızın kredi veren organlarının sorumlularının, sorumluluklarıyla ilgili bir rahatlatma bir iki gün içinde görünebilir. Bunun bir rahatlama sağlayacağına inanıyorum. Bankalarımıza, Türkiye'deki gerek tüketimdeki rahatlık, büyümenin desteklenmesi, gerekse piyasaların rahatlatılması, likit anlamında imkan sağlanmasıyla ilgili önemli görevler düşüyor. Bu düşecek, düşmeye devam edecek. Durup dururken Türkiye'deki hiçbir bankada verdiği krediyi geri çağırma gibi bir durum şu anda yok. Sadece iş dünyası orada vadesi dolduğunda ödenen kredinin tekrar açılmasını istiyor. Burada bir tereddüt yaşandığını tahmin ediyoruz. Onu da rahatlatıyoruz"

“TMSF'ye devredilen şirketlerde kredi geri çağırması söz konusu mu?" sorusuna Zeybekci, “Hayır. Her şekli farklı olabilir. TMSF'ye devredilenler de duymadık ama bir anlık söylentiyle, başka sebeplerden dolayı zor durumda kalan şirketlere bankaların farklı oranlarla yaklaşmasını asla kabul etmiyoruz" diye yanıt verdi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr