DİSK eski Başkanı ve DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Başkanı Rıdvan Budak, güçlü bir ülkenin olmazsa olmaz üç sacayağından biri özgürlüklere ve insan haklarına dayalı bir demokrasi; ikincisi, ortak bir payda ve hedef etrafında oluşan toplumsal barış ve kardeşlik; üçüncüsü ise üretime, sanayiye ve adil bölüşüme dayalı bir ekonomi olduğunu söyledi.

Barış tehdit altında

Türkiye’nin son yıllarda bu üç hususta da hızla zayıfladığını, gücünü yitirdiğini, demokrasi ve özgürlükler konusunda her geçen gün dünya ülkeleri arasında daha da geriye düştüğünü vurgulayan Budak, “Toplumsal barış sürekli tehdit altında ve hiçbirimiz geleceğe güvenle bakamıyoruz. Her geçen gün ekonomik gücümüzü kaybediyoruz; sanayimiz küçülüyor, üretim azalıyor, işsizlik sürekli artıyor” dedi.

Bu olumsuz tablonun tek sorumlusunun şu anki iktidar olduğuna dikkat çeken Budak “Ben bilirim, ben yaparım, bir tek benim dediğim doğrudur” anlayışı maalesef herkese zarar veriyor. İktidar yanlış üzerine yanlış yapmaya ve ülkeyi her geçen gün daha da dibe çekmeye devam ediyor” diye konuştu. Budak iş dünyasına çağrı yaparak bu gidişten memnun olmayan her kesimin kendi aralarında şikâyet etmeyi bırakıp, yanlışlara karşı güçlü bir ses vermesi gerektiğini vurguladı. Bu kesimlerin başında da iş dünyasının geldiğini anlatan Budak’ın çağrısının satır başları şöyle:

* Bugün küçük veya büyük, hangi işi yaparsa yapsın, iş dünyasının içinde yer alan her kişi ve kurum, gidişattan şikâyetçi. Sorduğunuzda hepsi, “Hiç bu kadar zorda kalmamıştık, kötü duruma düşmemiştik” diyor.

* Oysa iş dünyasını temsil eden güçlü kuruluşlar var; TÜSİAD, TOBB, TİSK, MÜSİ- AD var. Yeri geldiğinde sesleri yüksek çıkan, “Türkiye’nin en büyük gücü biziz” diyen kuruluşlar bunlar. Şimdi ise susuyorlar, konuşmuyorlar. Hükümete tek bir kelime edemiyorlar.

İş dünyasına çağrı

* İş dünyasının sayın başkanları; Üyeleriniz çok zorda. Her sektörde yüzlerce, binlerce irili ufaklı işletme kapısına kilit vuruyor; iflas eden edene. Sanayicilerin, işletme sahiplerinin feryatları ülkenin dört bir yanından duyuluyor. Üretim can çekişiyor, ekonomi kan ağlıyor. Daha da önemlisi on binlerce çalışan işini kaybediyor, gençler iş bulamıyor; ümitler tükeniyor.

* Artık yağ, bal zamanı geçti; deniz bitti. Bunu görün ve bir kere olsun ayağa kalkın. Üretiminize, bunca yıllık birikiminize, devlete ödediğiniz vergilere sahip çıkın. Bağırın! “Bu gidiş gidiş değildir! Bu yanlıştan dönülmelidir!” deyin. Korkmayın; sizi yemezler, size dokunamazlar.

* İşçiler, kadınlar, gençler her gün sokakta hak aradıkları için dövülüyorlar. Siz de bir kere dayak yemeyi göze alın, ne olur? Ayağa kalkın ve Ankara’ya yürüyün. AB’ye girmek istiyorsunuz. Bir kere olsun, AB değerlerine, insan haklarına, özgürlüklere ve demokrasiye sahip çıkın. Cesaretli olun, korkmayın.

* Yalnız, işçinin, esnafın, memurun değil; bu hükümet sizin de, hatta ülkenin de geleceğini karartıyor. Ayağa kalkın, verginize, üretiminize, geleceğinize sahip çıkın. Yoksa kaybeden hepimiz olacağız.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr