Türkiye’nin resmen tanımadığı için Somali’ye akredite olacak şekilde açtığı Somaliland’deki Hargeysa Başkonsolosluğu’nda, “taciz, mobbing, yolsuzluk, Cemaat ile işbirliği” iddiaları için Teftiş Kurulu’nun görevlendirilmediği bunun yerine şikâyetçi olan personel hakkında soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı.

Ataşe yardımcısı Muzaffer Çelikkol hakkında Haziran ayında başlatılan soruşturmada 24 Şubat 2016’da Başkonsolos Muzaffer Yüksel’e “sözlü ve fiziki saldırıda bulunduğu” iddia edildi. Çelikkol ise disiplin cezasıyla ilgili 1 aylık sürenin geçtiğini anımsatıp sözlü tepki verdiğini ancak fiziki şiddet kullanmadığını açıkladı. Çelikkol’un, 2014’te Başkonsolosluğun kurulma aşamasından itibaren karşılaşılan ve birçok personel tarafından hem Mogadişu Büyükelçisine hem de Bakanlığa bildirilen şikâyetlere de savunmasında yer verdiği öğrenildi. Bu şikâyetlerle ilgili Bakanlığın Teftiş Kurulu’nun harekete geçirilmediği öğrenildi. Bakanlık ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.

Başkonsolosun “konutundaki kadın çalışanlara taciz, personele mobbing, yolsuzluk, Cemaat okulu ile işbirliği” gibi bir dizi iddia Türkiye’nin Mogadişu’ya akredite olan Hargeysa Başkonsolosluğu çalışanları tarafından hem misyon şefine hem de Dışişleri Bakanlığı’nın personelden sorumlu yetkilililerine iletildi.

İŞTE ARAŞTIRILMAYAN İDDİALAR

1. Konsolosluk temizlik işlerinde çalışan yerel kadın çalışanlar Misyon Şefi’nin sık sık tacizine uğradığını söyledi. Aylarca süren “dokunma, sarılma ve uygunsuz görüntüler izletme” gibi iddiaların ardından yerli temizlik personeli Başkonsolos olmadığı dönemde değiştirildi.

2. Başkonsolosun, Konsolosluk inşaatını sürdüren Şirket sahibinin evine götürdüğü bir personel evde “hayat kadınlarının olduğunu ve uygunsuz ortam gördüğünü” misyon şefine iletti.

3. Konsolosluk için alım sırasında Başkonsolos’un yanında bir personele şirket sahipleri tarafından “oradaki masraflarını dert etme, biz kârımızdan karşılarız” denildi. Personel, resmi görevlendirme olmadan malzeme alımına gitmeyi reddetti.

4. İş teslimatındaki eksikliler üzerine Bakanlıktan teknik ekip talep edildi. İnşaat süreci bitmedi. Bu da Başkonsolosluğa güvenlik personelinin gelmesini geciktirdi. Güvenlik riskinin fazla olduğu, mahrumiyet bölgesinde personel 18 ay boyunca korumasız çalıştı.

5. Cemaate ait olan ve Türkiye’nin devlete teslim edilmesi için çabaladığı ancak iknada başarılı olamadığı okuldan misyon şefi kasım 2015 tarihinde 10 adet Ranza, 13 adet yatak, klima ve nevresim takımları satın aldı. Faturanın başka şirket üzerinden kesilmesi istendi.

6. Türkiye’nin okulu kapattırmaya yoğunlaştığı 2014 yılında ise misyon şefi kurbanların bu okulda kesilmesini istedi. Misyon şefinin talimatıyla yapılan bu işlemler için de daha sonra çalışanlara ‘Cemaatçi’ suçlamasında bulunuldu.

7. Şikâyette bulunulan personel ise misyon şefinin kendileri için “Paralel örgütle ilişkili olabilir”, “PKK sempatizanı”, “bunlar Alevi” gibi ifadeler kullandığını şikayetlerinde dile getirdi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr