Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos Gazetesi önünde öldürülen Hrant Dink'e tehdit atmosferinde koruma sağlanmazken, o dönem hakkında açık bir ölüm tehdidi olmayan Orhan Pamuk'a talep etmediği halde hızla koruma sağlandığı Dink dava dosyasına giren emniyet yazışmaları ile ortaya çıktı. Cerrah'ın da imzasının bulunduğu yazışmalar Pamuk'a 6 günde istemediği halde koruma verildiğini gösterirken, aynı Cerrah Dink davasında“Kendisi neden koruma istemedi” diyerek kendini savunmuştu.

Orhan Pamuk’a koruma verilmesine ilişkin belgeler emniyet yazışmaları, Dink cinayeti dosyasının görüldüğü 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ulaştı. Orhan Pamuk 2005 yılında ‘Türklüğe hakaret’ suçlamasıyla yargıladığı davanın 16 Aralık 2005 tarihli duruşmasının ardından yumurtalı saldırıya uğramıştı. Belgeler göre 20 Aralık 2005'te de İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ömer Yanık, bir gazetede ‘Orhan Pamuk’a acilen koruma verilsin’ başlıklı bir köşe yazısını, 20 Aralık 2005’te Korumalar Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne ‘gereğinin yapılmasını rica ederim’ diyerek gönderdi.

1 günde MİT ve TEM Şube'ye

Yazının gönderildiği gün İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör tarafından MİT Bölge Başkanlığına, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Yaşar Güngör Şahin tarafından ise Terör ve İstihbarat Şubesine yazı yazılarak, Pamuk hakkındaki güncel bilgi ve belgelerin, terör örgütlerinin hedefi durumunda olup olmadığı ve herhangi bir sebepten dolayı can güvenliğinin tehlikede olup olmadığının aynı gün içinde bildirilmesi istendi.

Tehdit konusunda bilgi belge yok

İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli'nin yanıtında, Pamuk’un terör örgütlerinin hedefi olduğu konusunda herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığını, yargılandığı dava ile ilgili haberler nedeniyle, münferit sataşmalar yaşanabileceğini kaydetti. İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler somut tehdit tespit edilemediğini, münferit tepki ve sataşmalar olabileceğinden dolayı hedef olabileceğini belirtti. Aynı gün sabahKoruma Şube Müdürü Olcay Balaban, Orhan Pamuk’u arayarak koruma talebi olup olmadığı soruldu. Pamuk, koruma istemediğini, eğer ilgili birimlere ulaşan herhangi bir tehdit olursa koruma talep edebileceği cevabını verdi.

MİT: Ermeni yanlısı

MİT İstanbul Bölge Başkanlığı da 22 Aralık 2005’te valiliğe verdiği cevabında Pamuk'un “Ermeni yanlısı görüşleri” olduğunu belirterek, terör örgütlerinin açık hedefi konumunda ve herhangi bir sebepten dolayı can güvenliğinin tehlikede olduğuna dair bir bilgi bulunmadığını kaydetti.

Cerrah “derhal” dedi

21 Aralık’ta da İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, koruma sağlanması gerektiğine karar verildiğini valiliğe bildirdi. Cerrah yazısında, Koruma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 20'nci maddesine göre, “Koruma talebinde bulunan şahısların talepleri incelenip karara bağlanıncaya kadar geçecek süre içinde, korunacak kişinin can güvenliğinin bulunmadığını gösteren bilgi ve belgelerin resmi makamlarca önceden tespit edilmesi halinde ilgili Valiliklerce koruma tedbiri derhal aldırılır. Bu tedbirler yetkili komisyonlarca incelenip aksi karar verilinceye kadar devam eder’hükmünü anımsattı. Bu nedenle Pamuk’a komisyon tarafından karar verilinceye kadar koruma verilmesinin uygun görüldüğünü belirtti.

Emniyetin Pamuk mesaisi

İstanbul Valisi Muammer Güler aynı gün akşam saat 19.00’da koruma sağlanması kararını onayladı. Güler’in imzasının ardından saat 20.20’de Vali Yardımcısı Ergün Güngör, Pamuk hakkındaki koruma kararının tebliğ edilmesi için yazı yazdı. Pamuk veya avukatına ulaşamayan polis, ertesi gün koruma altında aldığı kararını Pamuk’a bildirdi. Pamuk, koruma talebi olmadığını bir kez daha Emniyet’e ileterek yakın korumayı geri çevirdi.

Koruma kararına devam

Pamuk'un korumayı istememesine karşın, bir ay sonra 26 Ocak 2006’da İstanbul Valisi Muammer Güler başkanlığında toplanan Koruma Komisyonu'nda MİT, İstanbul Merkez Komutanı, İl Jandarma Komutanı’nın kararıyla, Pamuk hakkında korumanın devam etmesine karar verdi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr