MEB’in yeni din kültürü ve ahlak bilgisi müfredat taslağını 3 Şubat’a kadar açıklaması beklenirken, eğitimciler yeni müfredatta, mezhepçi, ümmetçi ve laik eğitim anlayışına uygun olmayan kazanımların yer almaması gerektiğini söylediler. “Hz. Muhammed’in Hayatı’’ dersi müfredat taslağındaki ideolojik açıdan ümmetçi yaklaşımı benimseyen ve olaylara tek mezhepin bakış açısıyla yaklaşan anlayışın, din kültürü ve ahlak bilgisi müfredatında yer almaması gerektiğini söyleyen eğitimciler, din eğitiminde kültür ve ahlaki yönün öne çıkarılması gerektiği ve baskıcı bir inanç anlayışına hizmet etmemesi konusunda uyarılarda bulundu. Din dersi ile ilgili AİHM’in aldığı bağlayıcı kararlar ve dersin zorunlu olarak okutulamayacağına yönelik 2014 tarihli kararı da eğitim camiasında tartışma yaratan konulardan. Eğitimciler, AİHM kararlarının bağlayıcılığına vurgu yaparak, devletin bu konuda adım atmasının olumlu olacağını kaydetti.

Dr. Aysel Madra/ ERG Politika Analisti: Sünni bakış açısı hâkim

Öncelikle biz Eğitimde Reform Girişimi (ERG) olarak din eğitiminin anayasal zorunluluk olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Müfredata baktığımız zaman iki çeşit dini içerikli ders görüyoruz. Birincisi, dinlerin tarihsel yapısını ve inanç esalarını anlatan din kültürü ahlak bilgisi dersi, bir de Hz. Muhammed’in hayatı gibi din eğitimi verilen dersler. Müfredatta, dini içerikli 30’a yakın ders bulunuyor. Aslında seçmeli ders sayısının bu kadar fazla olması, zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersini kaldırmak için de bir fırsat olabilir. Bu dersin amacı dinler tarihi ve ahlaki bilgiler vermek olsa da, amacından saptığını ve Sünni bir bakış açısıyla, dinleri ele aldığını söyleyebiliriz. Kitapta yer alan peygamberimiz ve kutsal kitabımız gibi ifadeler, sanki tüm vatandaşların peygamberi ve kitabı olması gerekiyormuş gibi bir algı yaratıyor. 2012’deki müfredat değişikliğinden sora Alevilik gibi mezheplere kısmen daha çoğulcu bakış açısıyla yaklaşıldığını söylemek mümkün. Ancak İslam dışındaki dinlere karşı hâlâ önyargı söz konusu.

Mehmet Balık/ Eğitim İş Genel Başkanı: Din değil Arap kültürü
öğretiyorlar

Giderek gericileşen, ümmetçi ve din kültürü adı altında Arap kültürünü tanıtmaya yönelik bir çalışma içinde olduklarını düşünüyorum. Hz. Muhammed’in hayatı dersi müfredatında gördüğümüz gibi, Peygamberin hayatı bir kenara bırakılarak, Arabistan bölgesinde yaşanan olaylara yer veriliyor. Ümmetçiliğe yönelik bu çalışmanın, bizim kültürümüzle hiçbir alakası yoktur. Ancak Anadolu kadim bir kültüre sahiptir. Dolayısıyla bu toprakların çabaları boşa çıkaracağını düşünüyorum. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, dinler tarihini anlatır biçimde olmalı. İnanç kısmı ise vatandaşların kendi tercihlerine bırakılmalı.

Kamuran Karaca/Eğitim Sen Genel Başkanı: Cemaatler karışmamalı

Bir kere din kültürü ve ahlak bilgisi dersi sadece MEB tarafından hazırlanmalı. Diyanet veya bazı cemaatlerin buna müdahale etmemesi gerekiyor. Kapsamı ise laik ve bilimsel eğitimi zenginleştirecek şekilde olmalı. Ayrıca dini bilgilerin, kültürel yönüyle ele alınması ve bütün dinlere, inançlara eşit mesafede olması gerekiyor. Zorunlu olmasına gelirsek, AİHM kararları bağlayıcı nitelikte olmasına karşın, AKP devamlı çıkardığı yeni yönetmelikler ve torba yasalarla bu kararların arkasından dolaşıyor. Din dersinde de yaptıkları budur. En önemli olan ve şikâyetin en fazla yoğunlaştığı nokta ise din dersinin seçmeli olduğu durumlarda okul idarecileri aracılığıyla çocuklara zorla seçtirilmesi.

Mansur Yalçın/AİHM davasını kazanan öğrenci velisi:Seçme hakkımız olmalı

Din dersinin zorunlu olmaması gerektiğine yönelik AİHM nezdinde açtığım davayı 2014’te kazandım. Bu süreçten sonra birkaç kere çalıştay toplandı, ama devlet somut bir adım atmadı. Alevi çalıştayında örnek ders kitabı taslağı istediler. Ancak önceki müfredatta taslağımızın yüzde 5’inin bile olmadığını gördük. Bu çabalarımın sebebi bireysel değil. Eğer Atatürk ilkelerine bağlı, laik bir ülkede yaşıyorsak çocukların din dersi almama hakkına sahip olması gerekli.

Dünyadan din dersi örnekleri

Avrupa ülkelerindeki eğitim sistemlerinde din dersi çoğunlukla öğrencinin isteğine bağlı olarak seçebildiği bir ders. ‘’Religions in European School Systems: Policy issues and trends-– NEF Initiative on Religion and Democracy in Europe’’ başlıklı rapora göre, Avrupa ülkelerinde durum şöyle:

Fransa : Devlete bağlı okullarda din eğitimi yok.

Danimarka : Zorunlu ama dinsel nitelikli değil.

Estonya: Seçmeli ve dinsel nitelikli değil. En az 15 öğrenci kayıt olursa ders açılıyor.

Finlandiya: Dinsel nitelikli değil. Okullar en az 3 öğrencinin başvurusu ile din kursu açıyor.

İskoçya: Zorunlu ama dinsel nitelikli değil. Dersin adı ahlak ve din eğitimi.

Belçika : Devlet okullarında dinsel nitelikli olmayan ahlak ile din dersi arasında seçim yapmak gerekiyor.

İngiltere: Zorunlu, bütün dinler hakkında bilgi veriliyor, bayramları tanıtılıyor.

İtalya: Okullar öğrenciye din dersi sunmak zorunda ama öğrenci isteğe bağlı seçiyor.

Bulgaristan : Öğrenciler, vatandaşlık eğitimi ve din eğitimi arasından birini seçiyor

Almanya: Din Eğitimi, devlet okullarının ders programı içinde yer alıyor, dini kurumlarla işbirliği içinde Katolik ya da Protestan inancını öğretiyor.

Yunanistan : Ortodoks inancının öğretildiği din dersinin ders programı içinde olması zorunlu ama 2008’den beri tüm öğrenciler için isteğe bağlı.

Malta : Katolik inancının öğretildiği din dersinin ders programında olması zorunlu ama öğrenciler için isteğe bağlı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr