Ders kitaplarında toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin ayrımcı örnekler hâlâ açık ve örtülü iletilerde yerini koruyor. Ders kitaplarından yavaş yavaş çıkarılan “laiklik”, “halkçılık”, “yurtseverlik ve devrimcilik” temalarının yerine; cinsiyetçi ve dogmatik değerler konuldu. Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu, “Ders Kitaplarına Toplumsal Cinsiyet 1928’den Günümüze’’ kitabında, kitaplardaki eşitsizliğe ilişkin örnekleri şöyle sıralıyor:

-2011’de basılan Türkçe 3. Sınıf Birinci Kitap’ta da, “Konuşabilmek Ne Güzel” isimli okuma parçasında, “Annem ev işlerini bitirince eline tığını alır, dantel örer, moda şarkıları mırıldanır” denir.

-2012’de basılan 1. Sınıf Türkçe Kitabı’nda bebeğini ayaklarında sallayan anne resmine yer verilir. Buna karşılık “ekmek” üretim sürecine ilişkin fotoğrafta üretimi erkeklerin yaptığı bilgisi verilir.

-Bir başka Türkçe kitabında okumayı henüz öğrenen çocuklar, “Annesi ona şal örmüş”, “Dayım bize kuzu aldı. Adını Zeliş koyduk”, “Ece yün ipi al, ör”, “Anne soğan kes” cümleleri ile karşılaşır. 2012 yılında birinci sınıf öğrencilerine öğretilen bu sözcükler ve cümleler, geleceğin kadın ve erkeklerinin toplumsal kimliklerini oluşturma amacı içerir.

-Kız çocukların son yıllarda bazı ders kitaplarında anlatıcı özne olarak belirmeye başladığı görülmektedir. Bu durum oldukça olumlu bir adımdır. Fakat aynı kitaplarda kadının toplumsal konumuna ilişkin cinsiyetçi söylem devam eder.


Kaynak: Cumhuriyet.com.tr