CHP Antalya Milletvekili ve CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal, partisinin Trabzon’da düzenlediği anayasa değişikliği ve referandumla ilgili toplantıda konuştu.

Toplantıya; CHP Aydın milletvekili Metin Lütfi Baydar, CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör, CHP Trabzon eski Milletvekili Volkan Canalioğlu, eski İl Başkanları, DP İl Başkanı Ali Akar, Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez, partililer ile çok sayıda vatandaş katıldı.

CHP Antalya Milletvekili, eski Genel Başkan Deniz Baykal, Trabzon’da konuştu.. Baykal, “Trabzon sadece Karadeniz bölgemizin değil, Türkiye’nin en önemli siyaset, vatanseverlik merkezlerinden biridir” dedi. Baykal, referandum ile ilgili olarak ise, “Beşer şaşar. Peygambere bu yetkiyi versen, peygamberi bozarsın” diye konuştu.

İLİMİZDE YASA VE KURAL TANIMAYARAK

Toplantının açılışını ise CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör yaptı. Güngör, “Bilindiği üzere 16 Nisan 2017 Pazar günü halkımız sandık başına gidecektir. Trabzon’da ve ülkede Anayasa Değişikliği referandum sürecinde halkımızın bilgi sahibi olmak amaçlı çeşitli toplantılar yapılmaktadır. İlimizde yasa ve kural tanımayarak her alana işgal eden yapı kenti psikolojik bir baskı altın almıştır. İlgi makamlara yaptığımız şikayetlere rağmen yöneticiler bu yasa dışı Evet çalışmalarına müdahale etmemektedirler. Evet için başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm kamu yöneticileri seferber oldu. Hayır demek yasak, hatta yasağın ötesinde teröristle eşit olmak demektir. Anayasa değişikliğinin neler içerdiğini yurttaşlarımıza anlatmak için gerekli gayret içindeyiz” dedi.

GERÇEK SAHİPLERİ MİLLİ MESELE OLDUĞUNUN FARKINDA

CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ise, “Benim memleketim, aydın yiğit yurt sever Karadenizlileri. Sizlerle sığmadığımız bu salonda buluşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Görüyorum ki salonda bütün Karadeniz, bütün Trabzon var. Uzlaşma bu… Türkiye’nin gerçek sahipleri milli bir mesele olduğunun farkındalar. Ortada milli bir mesele olunca AK Partililer, Demokrat Partililer, bu ülkenin milli duruşundan yana olan herkes burada… Trabzon’da insanlar hapşırdığında Rotterdam’dakiler çok yaşa diyorlar. Trabzon’da yaşasın, Rotterdam’da yaşasın. Bana ilk mikrofonu verdiğinde önemli bir siyasetin duayeni… Türkiye’nin en önemli bilgi kişisi…" diye konuştu.

TRABZON, TÜRKİYE’NİN VATANSEVERLİK MERKEZİ

CHP Antalya Milletvekili ve eski Genel Başkanı Baykal ise, “Trabzon sadece Karadeniz bölgemizin değil, Türkiye’nin en önemli siyaset, vatanseverlik merkezlerinden biridir. Türkiye’mizi bilinçle sahiplenen nitelikli değerli insanlar yetiştirmiş. Tarih boyunca Türkiye’nin yönetimine üst düzeyde devlet adamları yetiştirdi gönderdi. Hepimizin iftihar ettiği, göğsümüzü kabartan Trabzon’da sizlerle beraber olmak, bu konuları konuşmak gerçekten büyük mutluluk. Bu buluşmamızla ilgili olarak önce size, bugün huzurunuza bir siyasi parti temsilcisi olarak çıkmadığımı ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Bugün burada sizlerle bir günlük güncel siyaset konusunu sıcak siyaset tartışmasını konuşmak için bir arada değiliz. Önümüzde ki konu siyasi parti konusu değil. Önümüzde ki konu memleket, millet, devlet, Türkiye konusu. Biz de bunu bu anlayışla konuşacağız. Elbette her birimizin kendi siyasi anlayışı, tercihi var. Mesela ben kendimi gerçek bir CHP’li sayarım” diye konuştu.

İSTİYORDU, DESTEKLİYORDU

Baykal, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bir Anayasa değişikliği projesi ortaya atıldı Hep konuşulurdu, ama herkes değişik nedenlerle bir anayasa değişikliğini destekleyen tutum içindeydi. Herkes daha iyi daha sivil, özgürlükleri güvence altına alacak, hukuku bağımsız ve tarafsız hale getirecek, etkin kılacak, Türkiye’ye yakışan bir anayasanın ortaya çıkmasını istiyordu destekliyordu. Ama bu son proje ortaya çıkınca anladık ki hiç de öyle herkesin zaten uzun süreden beri dile getirdiği türden bir anayasa değilmiş.. Bu projeye baktık nereden çıktı diye.. Projesinin sahibi gözükmüyor. Sahibi perde arkasında. Ön planda yok. Bu projeyi önerecek olan insanların imzalarını boş kağıtlara aldılar. Yani bu anayasa değişikliğini meclise sunan milletvekili arkadaşlarımız neyi sunduklarını bilmeden imza attılar."

BOŞ KAĞITLARI DOLDURDULAR…

Baykal, "Boş kağıtları imzalayıp doldurdular, üst yazıldı onlarda nasıl bir anayasa değişikliği istediklerini onu gördükten sonra fark ettiler. İşin başında gariplik var. Böyle anayasa değişikliği olur mu arkadaşlar. Kuşaklar boyu yürürlükte olacak, bütün Türkiye’yi ilgilendiriyor. El ele vereceğiz hep beraber bakacağız. Bu süre içinde 17 defa Anayasa Değişikliği yaptık. Hiç birinden sizin muhtemel haberiniz olmadı. Sorun çıkmadı, konuştuk tartıştık, olgunlaştırdık, referanduma milletin önüne gitmesine gerek kalmadan Türkiye’yi ileri götüreceğini düşündüğümüz değişiklikleri hep beraber hallettik. 17 defa sorun olmadı.. Bu 18’incisi başka bir şey.. Öbürleri gibi değil. Anayasa dediğiniz milli mutabakatla olur. Anayasa partilerin üstünde bir şey olur, kucaklar ülkeyi.. Şimdi bir baktık önümüzde anayasa. Bu anayasada mutabakat yok. İçeriği bile bilgilendirilmeden, bırakın milleti milletvekilleri bilgilendirilmeden bir yerlerde pişirilmiş kotarılmış" ifadelerini kullandı.

OLDU BİTTİYE GETİRİP…

Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu işin içinde bit yeniği olduğu başından beri belli. Kendine güvenen insan anayasayı saklar mı? Oldu mu bu, olmadı.. Meclis böyle hay huy doğru dürüst tartışma olmadan meclis aşaması bitirildi. Şimdi millet aşaması geldi. Millet bu konuyu oylayacak. Millet önünde iktidar tarafından yapılan açıklamalar, maalesef konunun esasının millet tarafından anlaşılmasını sağlamaya değil de şu nedenle bu nedenle olup bittiye getirip bunu kabul etmemeyi bir suç haline dönüştürüp bunu beğenmeyenleri karalayıp suçlayıp, ötekileştirip bir olup bittiye kabul ettirir miyiz anlayışı şeklinde kampanyaya götürür hale gördük."

DARBENİN HEDEFİ CUMHURİYETTİR

Baykal, Türkiye’de ki bu darbenin hedefi, Mustafa Kemalin kurduğu Cumhuriyettir. Ahmet - Mehmet değildir, yıllardır beraber kol kola yürüdüler bakma sen. Ama kol kola yürüyemeyeceği Cumhuriyetin gerçek kuşaklarıdır. Böyle bir meclise sahibiz. En büyük sermayemiz budur. Onun siyasi kültürü bizi biz yapan bunlar. Darbeleri aşmış, sıkıntıları aşmış günümüze gelmiş meclis. Getirilen anayasa değişikliğine baktığımızda meclisin önemli yetkiler tırpanlanmış… Kanun millet adına yapılır. Yapacak organ kim? Tek kişilik organ olur mu? TBMM Yapar kanunu.. Şimdi yavaş yavaş ülkenin pek çok konusu onun kontrolüne geçti. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi dedikleri meclisin kanun yapma tekelidir, yetkisidir.. meclisin kanun yapma yetkisini paylaşmaya başladı yukarıda ki.. Bütün bakanlıklar kapatabilir, istediklerini oraya atayabilir, onların çalışma koşullarını kendisi belirleyebilir. İsterse eyalet kurabilir. Anayasaya getirilen değişiklik, meclisin önünde ki yönetim şeklini bir kararla kendisi eyalet kurarak değiştirme yetkisini ona vermiştir. Bütçe, milletten koptu. Şimdi kim karar verecek. Tek adam karar verecek. İsterse Suriyelilerin sorunlarını çözmek için harcar, isterse gösterişli yapılar yapmak için harcar. Meclisin en temel yetkileri alındı. Sendikal hayatı yeniden tanzim eden düzenlemeler yapma yetkisi var. Memurları sözleşmeli personele çevirme yetkisi var. Memur hiç olmazsa bir güvencesi vardı. Günün birinde bu “düzen bitti, herkesle sözleşme yapacağım” işçilerimizin kıdem tazminatları var. Onu istediği yere kullanabilir. Geçenlerde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıldı" dedi.

YÜZDE 50, YÜZDE YÜZÜ İPTAL ETME YETKİSİ VAR

Baykal, "OHAL ilan etme yetkisi var tek başına. Meclisi fesh etme yetkisi var tek başına. Meclis milletin yüzde yüzü, Cumhurbaşkanı dediğiniz en fazla yüzde ellinin üstü.. Yüzde 50 ile yüzde yüzü iptal etme yetkisi var. O yüzde 50’de milletin yarısı yok. Hepsinin olduğu bir organı, millet meclisini fesih edecek. Ne haklı. Başbakanlık yok. Bakanlar kurulu yok… Ne mahkemesi var, ne yargısı var, hiç biri şok.. İşte bakanlar bunlar diyecek. Millet adına bunlara güven oyu mu verdi, “Hayır ihtiyaç yok” Bütçeyi kim yapacak, “Benim memurlarım, benim görevlendirdiğim insanlar” 700 katrilyon bütçeyi onlar harcayacak. Kimse karışamayacak. Kimsenin bunu soru sorma hakkı bile yok. O nedenle biz buna tek adam anayasası dedik. Tek adama bu yetki verilir mi? 80 milyonuz arkadaşlar Türkiye’yiz. 600 yıl bir imparatorluğu ayakta tutmuş bir milletiz. Olmadık koşullarda dim dik bir Türkiye Cumhuriyeti kurarak ve bu bölgede 100 yıl yaşatarak bu günlere getirmiş bir milletiz" diye konuştu.

PEYGAMBERİ BOZARSIN

Baykal, şöyle devam etti: "Beşer şaşar.. Peygambere bu yetkiyi versen, peygamberi bozarsın.. Hele 15 yılda millete büyük bedel öteden hatası varsa bu olmaz, bu olmamalı.. Türkiye’nin başına Güneydoğu’da neredeyse “Karışmayın” diyerek talimat vererek istediği gibi orada örgütlenmesine, tüneller kazmasına, cephane yerleştirilmesine, mayın yerleştirilmesine izin veren sen değil misin? Defalarca “Dokunmayın” talimatını veren sen değil misin? Bunu o çözüm süreci politikasını, uygulama kararı aldığında bana mektup yazdı. Gel birlikte bu işi yapalım diye.. Bende ona cevap verdim. Sakın ha benim gelmem söz konusu değil, sende bunu yapma Türkiye’nin başına büyük felaket açarsın. Ne oldu arkadaşlar. Sadece Nusaybin7i tekrar geri almak için 74 evladımızı şehit verdik. Aylarca orada neler yaşandığının şahidisiniz. Değerli arkadaşlar bu hata değil mi? Bu PKK’yı mazakere eden, milletin bağrına yerleştiren sen değil misin?"

FETÖ 2010’DA Kİ REFERANDUMLA DEVELETİ İŞGAL ETTİ

Baykal, "FETÖ politikası yanlış değil mi? Kim büyüttü..? 2010 yılında halk oylaması yaptık. Biz onları desteklemeye hazır olduğumuzu ilan etmiştik. 2 madde vardı. HSYK ve anayasa Mahkemesi. Dedik ki “bunları koymayın. Gerisini getirin meclisten çıkaralım” Referandum yaparsanız bu 2’si ile yapın. “Olmaz onlar şekerleme” dediler. Oylandı.. Birisi çıktı dedi “mezarlardan ölülerinizi kaldırın oy verin.. “ Ve geçti Referandum.. Ne oldu geçtikten sonra devlet FETÖ tarafından işgal edildi. Onun getirdiği nokta o darbedir. 2010 yılında o referandum reddedilseydi o Anayasa Mahkemesi, o HSYK olur muydu. Bu senin eserin" dedi.

BİZ KIYAMETİ KOPARDIĞMIZ HALDE

Baykal, "Geldiğimiz noktada 163 general tutuklu. 150 yüksek yargıç, tutuklu. Anayasa Mahkemesinin 2 üyesi de var. O 2 üyeyi hülle ile bunlar aktardı. Biz kıyameti kopardığımız halde.. Şimdi bu kadar hataları yapmışsın. Attığınız her adım hata. Suriye meselesi hata. Suriye’de iç savaşın tarafı haline gelmek hata. Oraya silah malzeme göndermek hata. Türkiye’ni çok tehlikeli bedeller ödemisen neden oldu. Bunun sonucunda 4 milyona yakın mülteci Türkiye’de. Onların parası millet tarafından ödeniyor. Şimdi onları yasayı çıkarın vatandaş mı yapacaklar, seçmen mi yapacaklar, hangi hakları verecekler. Bunları yaşayıp göreceğiz. Yanlış yanlış.. bu kadar yanlışı yapan bir insan diyor ki, “Meclisten, yargıdan al bana ver. Bütün kudret benim olsun. Ben gerekirse mahkemede hesap veririm” O hesap mecliste 400 milletvekili “Evet” demeden mümkün değil. Hangi mahkemeye.. 15 üyesinin 12’sini bizzat kendisinin atağı mahkemeye" şeklinde konuştu.

TRABZON, KİMMİŞ ÖĞRETECEK

Ben Anayasanın tamamına karşıyım arkadaşlar. Kim bana terörist diyecekse, alnını karışlarım. İnşallah Trabzon’da da aslan gibi hayır çıkaracaksınız, terörist kimmiş, Trabzon kimmiş öğreteceksiniz. Evet çıkarsa ne olur, hayır çıkarsa ne olur. Evet çıkarsa milletin yüzde 51’inin oyuyla yüzde 49’u dışlanarak güya hepimizin içine sindirmemiz gereken anayasal düzen Türkiye’ye dayatılır. Yüzde 51 ile anayasa yapılır mı? Şimdi bu getireceğin de Türkiye’de ki bütün yüz yıllık düzeni allak bullak edecek maceraya açık bilinmeyen süreç. 7 bin tane kanun çıkacak. Memurun hukukundan, güvenilirliğine, işçinin biriktirdiği paraya kadar her şeyin tehlikeye girdi, eyalet uygulamasının gündemde olduğu geleceğin kime ne getireceği tahmin edilemediği karmakarışık düzen. Evetle açacağız. Evet çıktığı anda ekonomi de sıkışmaya başlayacaktır.. Hayır çıkarsa Cumhurbaşkanına istifa et demeyeceğiz. Kafana göre takılma. Hukuka göre takılma yürü.. Yemin ne tarafsız yemin. Yemin ediyor tarafsız olarak AKP’nin genel başkanı olacaksın. AKP’nin genel başkanı tarafsızlık üzerine yemin edecek. Böylesine sahteciliği özendiren anayasadan ülkeye yarar çıkar mı? Biliyoruz ama sen yemin ediver.. Anayasa ya ciddi bir iş. İstediği kadar başkan yardımcısı yapacak.

BU OYUNU BİRLİKTE BOZACAĞIZ

Bu Avrupa tezgahını da millete iç yüzüyle anlatmayı başardık. İlk günden beri bunu söylüyorum. O anda söyledim bunları aynı çizgide devam ediyorum. Her geçen gün de bu anlaşılıyor.. Ben Trabzonlunun zekasına sezgisine aklına ferasetine güveniyorum. Orada 3—5 tane kendini zeki sayan, insanları bir araya getirip ne yapalım millete nasıl yapalım oyunun bozacak her şey Trabzon’un hamsininin içinde var.. Bu oyunu bozacağınıza güveniyorum. Bozacağız birlikte bozacağız.

TRABZON’A GÜVENİYORUM

Trabzon ne yazık ki nüfus kaybediyor. Fındık hala konuşurken ızdırap duyduğumuz konu haline geldi. Göç Trabzon’un bir kaderi gibi algılanmaya başladı. Öte yandan iktidara en büyük desteği burası verdi. Pek çok bakan çıkardı, yönetici çıkardı. Ama Trabzon’un sıkıntılı bir dönem içinden geçiyor. Aslında Türkiye geçiyor, Trabzon’da bunu yaşıyor. PKK, FETÖ, Suriye Travmasının ağır bedellerini hep beraber yaşadık. Ama ben Trabzon’un bizim Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin ana damarlarından birisi olduğuna ve bu kimliği ile ülkemizin geleceğine yönelik en doğru söz söyleme hakkına sahip olduğuna inanıyorum. Trabzon’a yürükten güveniyorum. Türkiye’yi hak ettiği yere taşıyacak tarihi kararı Trabzonluların alacağına güveniyorum.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr