Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçti ancak soruşturmada bir arpa boyu yol gidilemedi. Dosyada hâlâ şüpheli bile yok. Elçi’nin aynı büroda birlikte çalıştığı en yakınındaki isimlerden avukat Neşat Girasun “Bu cinayetin bir gün aydınlanacağını düşünüyorum. Cinayeti aydınlatmak Kürt toplumunun, Diyarbakır Barosu’nun ve demokratik kurumların hem görevidir hem de Tahir Elçi’ye karşı borçlarının da gereğidir” dedi. Elçi ile babaoğul, abi-kardeş gibi olduklarını ifade eden Girasun,“Her gün yokluğunu ve eksikliğini hissediyorum” diye konuştu.

'Tüm polisler şüpheli’

Elçi soruşturmasının en baştan sakat başladığını ve olay yeri incelemesinin yeterince yapılmadığını belirten avukat Girasun, Elçi’yi vuran mermi çekirdiği bulunmuş olsa katillerin tespit edileceğini ve spekülasyonun önüne geçileceğini söyledi. Girasun, “Bilirkişi raporuna göre olay yerinde bulunan bütün polisler şüpheli durumunda ama kesin ve net olarak fail saptanamıyor. Tahir Elçi’nin vurulma anına ilişkin görüntüler olmadığı veya yok edildiği için herhangi bir kişi işaret edilmiyor” diye konuştu. Savcılığa sundukların taleplerin ya hiç yerine getirilmediğini ya eksik ya geç yerine getirildiğini söyleyen Girasun, soruşturmayla ilgili basına yansıyan haber ve iddiaların manipülasyon amaçlı olduğunu vurguladı.

Arkasındaki güçler

Olaya ilişkin görüntülerin kayıp olduğu iddiasına dikkat çektiğimizde Girasun “Evet bu görüntüler cinayeti aydınlatabilir en kötü ihtimalle şüpheli sayısını azaltabilirdi. Bizim için önemli olan failin ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması. Fail ve arkasındaki güçler kim olursa olsun. Ancak bizim muhatabımız devlet. Fail her kim ise de devlet Tahir Elçi’yi korumak zorundaydı. Manipülatif haberler, cinayetin aydınlatılmasını bir an önce bekleyen ailesini yaralıyor. Acılarını tazeliyor” dedi.

Bir gün aydınlanacak

Elçi cinayetinin faili meçhul kalabileceği yönündeki endişeleri sorduğumuz Girasun, “Otuzun üzerinde polisin bulunduğu, birçok basın mensubunun kayıtta bulunduğu bir esnada adeta canlı yayında işlenen bu cinayetin bir gün aydınlanacağını düşünüyorum. Bu cinayeti aydınlatmak Kürt toplumunun, Diyarbakır Barosu’nun ve demokratik kurumların hem görevidir hem de Tahir Elçi’ye karşı borçlarının da gereğidir” dedi. Elçi cinayetinin Cumhuriyet tarihinin en önemli siyasal cinayetlerinden biri olduğuna dikkat çeken avukat Neşat Girasun, “O olağanüstü bir hukukçu, gerçek bir Kürt ve entelektüeldi. Toplumun nabzını çok iyi ölçen ve kamusal vicdanı temsil eden biriydi. AİHM’yi aldığı en önemli kararlarının altında imzası var. O son 35 yılın tanığı, mağduru, sanığı, avukatı ve toplumsal belleğiydi” diye konuştu.

 

 

 

‘BİR GÜNDE BİR HAFTALIK İŞ YAPARDI'

 Tahir Elçi ile aynı ofiste birlikte çalışan Neşat Girasun, Elçi ile aralarında baba-oğul, abi-kardeş ilişkisi olduğunu anlatarak, şunları söyledi: “Her gün yokluğunu ve eksikliğini hissediyorum. Abi-kardeş, yer yer baba-oğul ilişkisi vardı aramızda. Didaktik olmadan yol gösteren, kriz anlarında insanı rahatlatan ve problemlere anında çözüm üreten bir yapısı vardı. Her şeyi çok seri ve hızlı düşünen ve yapan, bir günde bir haftalık iş yapacak birikime, azme, çalışkanlığa ve zekâya sahipti.Tahir Elçi ile birlikte geçirdiğim bu zaman dilimi hayatımın en önemli dönemidir”.

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr