CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, Avrupa Komisyonu'nun 2016 Türkiye Raporu ile ilgili yaptığı açıklamada, OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelere değinerek, şunları kaydetti:

"AB Komisyonu 2016 Türkiye Raporu, darbe girişimi, OHAL uygulamaları ve KHK'ların demokrasimizi boğduğu olağanüstü koşullarda yayınlanan ilk rapordur. Raporun yayımlanmasından hemen sonra Hükümet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarda sanki müzakere etmek isteyen değil, müzakerelerden vazgeçmeye hazır bir ülke izlenimi verilmesi doğru bir yaklaşım olmamıştır. 14 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP hükümetlerinin, uyguladığı yanlış politikalar Türkiye'nin ağır bir maliyet ödemesine yol açmakta, ülkemizin saygınlığına ve imajına gölge düşürmektedir. AKP'nin, zaman içinde değişen tutarsız politikaları çağdaş standartlarda bir demokrasiyi özümsemediğini de ortaya koymaktadır. Biz, AB'nin başından beri Türkiye'nin müzakere sürecine çeşitli bahanelerin arkasına saklanmak suretiyle samimi ve doğru açıdan yaklaşmadığını hep söyleye geldik. Nitekim Raporda,Türkiye'nin eksikliklerine değinirken, müzakere sürecinin önündeki siyasi engellerin kaldırılması ve sürecin canlandırılması konusunda açık ve net bir yazıma yine yer verilmemiş olması, bizim de eleştirdiğimiz sakat bir bakış açısıdır. Ancak, Rapor'un adil olmaması, içerisinde yer alan her şeyin yanlış olduğu anlamına da gelmemelidir. Özellikle; ifade ve toplanma hürriyeti, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, medya özgürlüğü, OHAL uygulamaları ile KHK'ların demokrasi alanını daraltarak işlemez kıldığı hususlarında yapılan, bizim de paylaştığımız, tespit ve eleştirilerin Hükümet tarafından iyi niyet ve ciddiyetle ele alınması gereği açıktır"

"AB'NİN KENDİ STRATEJİK ÇIKARLARINA DA ZARAR VERMEKTEDİR"

CHP'li Öztürk, açıklamasında ayrıca bazı AB yetkililerinin fevri ve öngörüsüz çıkışları olduğunu belirtip, fiilen ilerlemeyen müzakereleri durdurma tehdidinde bulunduğunu savundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Bazı AB yetkililerinin fevri ve öngörüsüz çıkışlarında esasen fiilen ilerlemeyen müzakereleri durdurma tehdidinde bulunması, AB'nin kendi stratejik çıkarlarına da zarar vermektedir. Bunun yanında, siyasi iktidar temsilcilerinin de sanki AB müzakere süreci Türkiye için artık önemini kaybetmiş ve gerekli değilmiş gibi içi boş meydan okumalar ve talihsiz açıklamalarının da hangi siyasi amaca hizmet edeceği bilinmemekte ve ülkemizin siyasi yönelimi açısından kafa karışıklığına sebep olmaktadır. Türkiye'nin biran evvel OHAL ortamından kurtularak normalleşmesi, ciddi sorunlar yaşayan Türkiye-AB ilişkilerinin düzelmesine de katkı sağlayacaktır" Kaynak: Cumhuriyet.com.tr