Haber, kalp ve iç hastalıkları profesörü Canan Karatay'ın yaşadığı dolandırıcılık olayının aktarımıyla başlıyor.

Haberin girişinde Türkiye kamuoyunda ünlü bir sağlık profesörünün başına bu olayın gelmesinin durumun yaygınlığına dair fikir verdiği belirtiliyor.

Özetle şu ifadeler yer alıyor haberde:

"Teröristleri yakalamak için yardımınıza ihtiyacımız var. Bu, gizli bir operasyon. Kimseye söylemeyin, kocanıza bile'. Canan Karatay, bu sözlerle hipnotize olduğunu söylüyor. Karatay saatler içinde İstanbul içinde farklı yerlere yönlendirildi, bankadan bankaya gitti ve hesaplarını boşalttı. İzlendiğine ve vatansever bir görevde yer aldığına ikna olmuştu.

"Sonunda yaklaşık 100 bin TL'yi bir plastik poşette bir arabanın altına bıraktı ve arkasına bakmadan gitti. Karatay, Türkiye'de giderek artan milliyetçiliği istismar eden dolandırıcılık faaliyetlerinin kamuoyunda en fazla bilinen mağduru oldu.

"Nasıl kandırıldığı sorulduğunda Karatay şu cevabı verdi: 'Ben devlet için çalıştım, annem devlet için çalıştı. Devletin hiçbir zaman kötü bir şey yapmayacağını düşünerek beynimiz yıkandı. Ülkeye yardım ettiğimden çok emindim. Hiçbir soru sormadım. İtaat ettim."

'İnsanlar 'terörizm' söz konusu olunca devlete yardım etmek istiyor'

FT, Türkiye'de bu tür dolandırıcılığın yaklaşık 10 yıldır sürdüğünü ve yetkililere göre bugüne kadar yüz milyonlarca dolarlık dolandırıcılık yapıldığını belirtiyor.

FT, 10 yıldan fazladır dolandırıcılıkla ilgili araştırma yapan ve bununla ilgili bir de kitap yazan emekli polis İsa Altun'la görüşmüş. (Kaynak: BBC Türkçe)

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr