Can Dündar ve Erdem Gül tahliye olduktan sonra Cumhuriyet Gazetesi'ne gitti. Gazetenin önünde açıklama yaptı.

Erdem Gül açıklamasında, ''Bir iki şeyin altını çizmek lazım; birincisi bizim tutuklanmamız ve bir kere ağırlaştırılmış, öleceğiz cezaevinde sonra dirilip geleceğiz ve tekrar geleceğiz sonra bir daha dirileceğiz. Sonra bir 30 yıl daha yatacağız. Bu istemle bir dava da yargılanıyoruz. Dünkü karar kaybettiğimiz bir şeyi kaybedip yeniden bulacağız gibi bir hal. Aslında normal bir şey olması lazım, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü. Bunu mahkeme kararıyla kazanmak gerekmez, bu zaten olması gereken bir şey. Bunun bedelleri bu ülkede daha önce ödendi. Aslında muhalif gazetecilik diye bir şey olmaması lazım, gazetecilik zaten bir denetleme faaliyetidir. İktidarı denetler. İktidar varken, güçlüler varkem herhalde daha zayıfları denetlemeyecektir.

Cumhuriyet Gazetesi çalışanları Can Dündar ve Erdem Gül'ü alkışlarla karşıladı - VİDEO

Denetleyen bir faaliyet olduğu için muhalif gazeteci, iktidarın gazetecisi diye bir ayrım olmaması gerekir. Ama Türkiye'de bırakın eleştiriyi normal bir haber bile bir suçlama konusu, müebbet konusu olabildiğine göre yapmamız gereken daha çok iş var. Yaptığımız işlere devam etmemiz gerekir. Bizim kişisel olarak 90 günlük, 100 günlük meselemiz önemli değil, bunun zaten herkes tarafından haber yazmak isteyen herkes tarafından ödenebileceği ama bundan sonra içerideki gazetecilerin, tutuklu gazeteciler sorunu devam ettiğine göre yazmaya, çizmeye bu yolda yürümeye devam etmemiz gerekiyor'' dedi.

Can Dündar'dan güldüren Erdoğan sözleri - VİDEO

Can Dündar ise sözlerine gülerak başladı. Gazeteden bir arkadaşının yaptığı espriyi anlattı. ''Murat'ın bir esprisi vardı onu söyleyeyim; diyordu ki ben genel yayın yönetmeni olduğum zaman, 'genel yayın yönetmeni ve Ankara temsilcisi günde iki kere falan haberleşmesi gerekir' demişti. Kendi aramızda böyle konuşmuştuk ama 24 saat birlikte yatmamız gerekmiyordu. Onun için Erdem'le bir bekar hayatı yaşadık. Çok mutluyuz, gazete ilişkileri açısından çok bağlayıcı oldu. Ben sayın Cumhurbaşkanı'na teşekkür etmek istiyorum, bu birlikteliği yarattı. Bizi birbirimize yakınlaştırdı. Gizlemeye çalıştıkları sırrı bütün dünyanın bilmesini sağladı. Gerçekten biz istesek bu kadarını yapamazdık. Gerçekten çok ağır bir suçlamayla karşı karşıya olup bu kadar Türkiye'nin en gözde casusları olduk. Onun için seviniyoruz. Anayasa Mahkemesi kararı ne kadar bize yöneltilen suçlamanın dayanaksız olduğunu ortaya çıkarmakla kalmadı, basın özgürlüğünün ne kadar hayati ve elzem olduğunu ortaya koydu. Birazcık yattıysak işe yaradı diye düşünüyorum bundan sonra yatması muhtemel arkadaşların önünü kestiysek ne mutlu, içeridekilere bir dayanak olduysa ne mutlu. Cumhuriyet bize sahip çıktı. Kendi gazetem diye söylemiyorum çok güzel bir gazete. Arkadaşlarımız tatil yapmadan, gece gündüz demeden çalıştılar. Erdem de ben de sabah kapı çalınıp Cumhuriyet uzandığı zaman odanın aydınlandığını gördük. Herbirine tutunarak o çileyi öyle göğüsledik. Gazetemiz olmasaydı bu kadar sağlam ve çabuk çıkamazdık'' dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr