Gazeteci Şansal Büyüka, Türkiye Kupası Finali'nde ezeli rakibi Fenerbahçe'yi Lukas Podolski'nin golüyle 1-0 geçerek ve kupayı müzeye götüren Galatasaray'ı övdü. Dev derbide yaşanan saha olaylarına da değinen Büyüka, "Nerede özel güvenlik, nerede turnikeler, nerede yasalar, nerede passolig... Hepsi yalan- dolan... dedi.

Milliyet Gazetesi yazarlarından Şansal Büyüka, mücadelenin ardından, "Kupa genlerinde var..." başlıklı bir yazısı şu şekilde:

Bu kupa alışkanlığı Galatasaray’ın genlerinde var... Fena halde ıskalanmış koca bir sezonu, gene de kupayla kapatıyorsan helal olsun... Üstelik bu rakibinle oynadığın beşinci kupa finali, beşte beş yapmışsın... Rakibinin daha siftahı yok... Üstelik öyle bir galibiyet, öyle bir kupa ki, adını ne koyarsan koy... İstersen “büyük vurgun” de, istersen “Galatasaray define buldu” de, ne dersen de... Hepsinin karşılığı fazlasıyla var... Öyle ya, Galatasaray bu galibiyetle, berbat geçirdiği bir sezonu bile kupayla kapamayı başardı, rakibine kupayı kazanma şansını gene vermedi ve en önemlisi UEFA hesabının iki yıla çıkmasına izin vermeyip, bir yılla kapadı...

Aslında ilk yarısı mutlak Galatasaray’ın, ikinci yarısı Fenerbahçe’nin olan bir maçtı... Galatasaray ilk yarıdaki iyi oyunun karşılığında bir gol buldu, Fenerbahçe ikinci yarıdaki baskısında pozisyon bulmakta bile zorlandı... Galatasaray’da sezon boyu “dudak bükülen” Hakan Balta, Denayer, Carole neredeyse kusursuz bir maç oynadılar... Fenerbahçe’nin ise sezon finalinde alışılmış geri dörtlüsünün en önemli iki adamı Gökhan ve Alves’siz bir kadroyla çıkması, yönetim hatası mıydı, yoksa hoca hatası mı bilemem...

Aslında sezon sonu yaklaştıkça Galatasaray’ın çıkışa, Fenerbahçe’nin düşüşe geçtiği çok açık görünüyordu... O görüntü kupa finalinde de pek değişmedi... Galatasaray o çıkışının karşılığını alırken, çoğu maçta olduğu gibi ikinci yarıda adeta durdu... Burada da Fenerbahçe’nin koca bir sezon çektiği “gol” sıkıntısı ortaya çıktı... Biraz da sahanın dışına çıkayım... Taraftarların tribünleri eşit sayıda paylaştığı maç oldu mu, görüntüsü de, keyfi de başka oluyor... Ancak o kadar meşale sahaya nasıl giriyor... Nerede özel güvenlik, nerede turnikeler, nerede yasalar, nerede passolig... Hepsi yalan- dolan...

Bir de Antalya stadı muhteşem ama zemin tek kelime ile rezil... Bu stad konusunda okyanusları aşıyoruz, derelerde boğuluyoruz. Galatasaray’da Sneijder’in bir maç oynayıp üç maç yatması doğru mu ? Podolski derseniz, ligde attığı bir düzine gol falan hikaye, kupa finalinde attığı tek gol Galatasaraylılar için bir sezona bedel... Fenerbahçe’de Nani ile Van Persie beni yanıltmadı... Koca bir sezon doğru dürüst ortada yoktular... Aynı istikrarı kupa finalinde de gösterdiler... Gene yoktular... Fenerbahçe bu sezonu sadece bir derbi galibiyetiyle kapattı... Bu da Fenerbahçe’lilerin alışkın olduğu ve çok da kabul edeceği bir durum değil... Galatasaray’a bu kadar hoca geldi gitti, en iyi işi yokluktan takımın başına getirilen Riekerink çıkardı... Pereira’ya bakıyorum, halen not alıyor... Ne notu kardeşim; ortada ne bir başka maç, ne de kupa kaldı... Ne yapacaksın notları, hatıranı mı yazacaksın...

Galatasaray’a tebrikler, gerçekten bu kupa alışkanlığı genlerinde var... Fenerbahçe’nin tarihinin en büyük transfer parasını harcadığı bir sezonda elleri bomboş... Üstelik Fenerbahçe finalleri kaybetmeye, ikincilikleri alışkanlık haline getiriyor gibi...

İyi takımlar, iyi futbol, iyi insanlar kazansın... Benim dileğim budur...

Yazının tamamını okumak için tıklayınız...

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr